Son Dakika Haberler
“width=“1293

Bağımlılık Endüstrisi Ana Rahmini Hedef Alıyor

Bağımlılık Endüstrisi Ana Rahmini Hedef Alıyor
Okunma : 1.516 views Yorum Yap

Sevgili okur,

Bağımlılık endüstrisi ürettiği maddelerin yaygınlaşması ve elde edeceği kâr payının artması için her yeni gün bambaşka bir taktikle karşımıza çıkıyor. Bağımlılıklarla mücadelede sağlıklı bir netice alma yolunun bağımlılarla yahut bağımlılık yapan madde ile mücadele etmek olmadığı ortada. Zira üreticilerin, insan sağlığını hiçe sayarak, özgür irademizi talan ederek, yaşam hakkımız üzerinde her türlü kirli oyunu oynayarak kâr elde etmeye devam ettiği bir ortamda, mücadele edilecek yegâne unsur bu habis sektördür.

Gerek sigara sektörü, gerek alkol sektörü ve gerekse uyuşturucu madde sektörü, bu açıdan yaklaşılmayı ve değerlendirilmeyi, verdiği ciddi zararlar münasebetiyle ziyadesi ile hak ediyor. Sigara üreticilerinin renkli ve özendirici reklam kampanyaları ile ülkemize girmesinden, alkolsüz bira tanıtımları yapıldığı günlere geldik. Okul önlerinde kontrolsüzce satılan uyuşturucu hapların çocuklarımızı zehirlediği, kendisine her gün yeni bir taşıyıcı, satıcı, kullanıcı kurbanlar bulduğu korkunç bir zamandayız.

Karanlık tablolar çizip, sektörden korkutmayı hedeflemiyorum. Karşımızda nasıl bir gücün olduğunu bilip bağımsızlık mücadelemizde ona göre gardımızı almamız için bu bahisleri açmam gerekiyor. Reklamın gücü kullanılarak her alanda, sigara –spor, sigara – müzik, sigara – karizma, sigara – entelektüellik, sigara – şairlik, sigara – derttaşlık, sigara – yetişkinlik denkleştirmesinin yapılması ile dünya insanları üzerinde bir masumluk algısı oluşturuldu. Fakat gelişmiş ülkeler ve eğitimli insanlar bu algıyı yıkarken bizim hala sigaraya bağlı hastalıklardan hergün yüzlerce insanımızı kaybediyor oluşumuz kabul edilebilir bir körlük değildir.

Alkol kullanımının yaygınlaşması için de benzer taktikleri uygulayan endüstri, son zamanlarda alkolsüz bira reklamları ile gençliğimizi ağına düşürmek için bütün gücünü sarf ediyor. İçinde alkol bulunmadığı iddiası ile okul kantinlerine, toplu taşımada kullanılan vapur kantinlerinde, gençlere yönelik her eğlence, kokteyl, konserde yerini almak için gayret gösteriyor. Bunun kabul edilebilir olmadığını bildiğimiz için alkolsüz bira içerisinde alkol olup olmadığını bile test ettirdik. 0.26 promil alkol içerdiğini de gördük. Mezkûr miktar trafiğe çıkmak için engel iken, gençlere su gibi dağıtılmasında bir mahzur olmadığı söyleyenler, kârından başka bir şey düşünmeyen insanlığa karşı savaş açmış aynı endüstridir.

Uyuşturucu müptelalığı ise sistemli bir şekilde tuzağa düşürülen, kandırılan, gözü boyanan gençlerin taşeronluğu ile dönüyor. Önce bağımlı yaptıkları gençleri daha sonra satıcı yapıyorlar. Sonra hırsız, sonra katil ve en nihayetinde ölüme sürüklüyorlar.

Son zamanlarda ise bağımlılık endüstrisinin henüz doğmamış bir nesli hedef aldığını esefle müşahede ediyoruz. Bağımlılıklar kanalıyla emdikleri kanla bir türlü doymayan bu vampirlerin hedeflerinden birisi de ne yazık ki ana rahmidir.

Henüz anne karnında iken dünya lezzetlerinden haberdar olan ve tanışan bebek, bağımlı bir annenin karnında ise sigara ve alkol ile tanışabiliyor. Bu durum bebeği henüz doğmadan potansiyel bir bağımlı haline getiriyor. Bu durum sadece potansiyel bir bağımlının doğacak olması sorunu ile de sınırlı değil. Bağımlı olmasa da engelli bireyler dünyaya gelebiliyor. Bilhassa alkol bağımlısı annenin bebeği, beyninde ciddi hasarlar oluşmuş olarak dünyaya geliyor. Sigara bağımlısı bir annenin bebeği ise astımdan tutun da daha pek çok ciddi rahatsızlıkla doğmak durumunda kalıyor.

Bu zararlar sadece sigara ve alkol bağımlılığı ile de sınırlı değil. Teknoloji bağımlılığı da henüz doğmamış bebeği en az annesi kadar olumsuz etkiliyor. Gebeliği dolayısı ile x-ray ışını olan yerlerden uzak duran bir anne adayı, saatlerce cep telefonu ile konuşabiliyor. Oysa uzmanlar bu davranışın bebeğe ve anneye çok daha fazla zarar verdiğini söylüyor. İnternet başında saatlerini geçiren, gereksiz ve lüzumsuz pek çok bilgi ile zihnini kirleten, televizyon ekranı karşısında bütün gününü harcayan bir ebeveynden sağlıklı bir çocuğun doğmasını beklemek tatlı bir hayalden başka bir şey değildir.

Sevgili Yeşilay Dostu,

Yeşilaycı olmak sigara içmemek değildir. Alkol kullanmamak değildir. Sadece kendi sağlığını düşünmek değildir. Yeşilaycı olmak, doğacak çocuklarımızı düşünmek, tertemiz ve özgür bir neslin inşası için mücadele etmektir.

Bütün kutsallarımıza hunharca saldıran, özgürlüğümüzü çalan, kendisine kul köle eden sektör, ana rahmini de zehirliyor. Biz bu oyunun, bu düzenin, ezilen, sömürülen, köleleştirilen bir parçası olmayacağız ve en yakınlarımızdan başlayarak hiçbir bireyin de köle olmaması için var gücümüzle mücadele edeceğiz.

Bu bağlamda bütün gönüllülerimizi, dostlarımızı bağımlılıkla mücadelemizde aktif katılımcı olarak görmek istiyoruz. Bağımlılık üreterek insanları henüz doğmadan köleleştirmeyi hedefleyen bu düzenin oyununu bozmanın vakti geldi de çoktan geçiyor bile.  Mücadelemizde aktif katılımınızı ve desteklerinizi görmek bize güç katacaktır.

Ankara’da yapılan Gençlik Şurası’nın kapanış törenine katılan Şube ve Temsilciliklerimizin önderliğinde 2.000 Yeşilay Genci umutlarımızın bir kere daha yeşermesine katkı sağlamıştır.

Bu vesile ile tüm Yeşilay Gönüllülerini tebrik ediyor, esenlikler diliyorum.

 

Av. Muharrem Balc

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)