Son Dakika Haberler

DİB Kapatılmamalı Islah edilmelidir

DİB Kapatılmamalı Islah edilmelidir
Okunma : 633 views Yorum Yap

Diuanet
Diyanet İşleri Başkanlığının din hizmetleri vermek yerine din eğitimini üstlenmesi şimdi bu kurumun kaldırılmasına gerekçe edilecek noktaya varmıştır. Çünkü yayınladıkları kitaplar karikatür dergisinden farksızdır.
Yeniden söylüyorum; karikatür izah değil mizahtır. Karikatür çocuğa değil yetişkine hitap eder. Karikatür alay ederek anlatma sanatıdır.
Camilerin kapılarına asılan afişleri görüyorsunuz. Camiye afiş asılmaz, insan sureti namaz kılınan mekanda olmaz. Tek tek afişlerdeki çirkinlikleri yazmayacağım, o ayrı.
Tadilat diye girilen camileri berbat edip bırakıyorlar. Yeni yapılan postmodern camiler bir başka çirkinlik örneği. İçine merdivenle inilen bile var.
Kırk hadis kırk karikatür dergisi basmışlar. Kabe eğer uçan süpürge gibi havada resmedilmişse, Mekke resimleri eğri ufuk çizgisinde ve evlerinin damlarında karakediler varsa, sekizli kutsal şems yıldızı eğri büğrü yedi ışıklı çizilmişse, Kabe’nin üzerine salyangoz resmi yapılmışsa, zeminleri boşluk, yerler gök gökler yer edilmişse… Porno çağrışımlarla, işkence anlatımlarıyla Kabe kuşatılmışsa, Kabe resmi parmağının altına gelecek şekilde kenara itilmişse, Hz. Muhammed’e porno imaj verilmişse…
Özetle, Kuran öğretmeni bu kitaplarla ders yapamaz hale gelmişse, Diyanet görevini kötüye kullanıyor demektir. Buranın baştan sona ıslah edilmesi gerekir.
Bakın, ıslah etmekten söz ediyorum, kurumu kaldırmaktan değil.
Diyanet’in kaldırılmasını isteyen tarikatlar cemaatler ve onların arkasında emperyal servisler var. Yabancı servislerin oyuncağı olmuş tarikatlar var. Yeni diye ilkel kabileye dönüş anayasaları getirmek isteniyor, tarikatlara ve yeni dinlere özgürlük var orda, Diyaneti kaldırmak dahil “Demokratik İslam” açılımı var orda.
Diyanet’i kaldırmak en çok kimin işine gelir, bunu düşünelim. Kıran kırana mezhep savaşı gelir. Bu bir iç savaş demektir. Düşmanlarımız bizi adım adım buna hazırladılar. Şimdi bizden son istedikleri DİB’in kaldırılmasıdır. (Sanırım Yalçın Küçük ve bazı yazarlar da bunu söylüyor.)
Dinin piyasaya devredilmesi, inanç sektörünün yaratılması ve buna bağlı olarak ilgili devlet kurumlarının tasfiyesi BOP programında var.
Cumhuriyetimizin kuruluşunda çok hassas bir konu olan halifeliğin kaldırılmasıyla benzer bir durumla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Bazı yeni bilgiler bize kurucu kadrolar arasındaki ilk çatlağın buradan doğduğunu söylüyor. Bugünkü Filistin meselesi, orada bir İsrail devletinin kurulmasını isteyen İngilizlerin sinsice yürüttüğü emperyalist politikası güncelleniyor. Türklerin tarih boyunca koruma kalkanı olduğu Filistin, Gazze, Suriye… Buralar tarihte neler yaşadıysa bugün bütün Anadolu onu yaşıyor.
Eğer Halifeliği kaldırırsak Filistin ile aramızdaki tek bağ kopar diyordu Kazım Karabekir ve Rauf Beyler. Ve bu görüşte olanların ayrı bir parti kurmasından kısa süre sonra meclis tatildeyken ve Atatürk yurt gezisindeyken Terakkiperver Cumhuriyet partisi üyelerinden önemli bir grup apar topar Atatürk’e suikast kumpasıyla İzmir’de darağacına çekildiler. İçlerinde Donanma Bakanlığı kurulmasını teklif eden Arif Bey de var. “Eğer Ege’de bir donanmamız olsaydı Yunan ordusu İzmir’e çıkamazdı, eğer donanmamız Haliçte kilitli olmasaydı İngilizler Çanakkale’ye kadar gelemezdi” diyen 57.Alay’ın komutanı ve Sultan Reşat’ın damadı ve Teşkilatı Mahsusa’nın kurucusu ve Atatürk’ün Erkanı Harbiyesi Miralay Arif Bey, Sultan Reşat’ın verdiği yüklü çeyizi Kuvayi Milliye’ye harcayan Arif Bey, Teşkilatı Mahsusa’nın kasası Laz İsmail’in arkadaşı, İstanbul’un işgalinde İngilizlerin korkulu rüyası Karakol Teşkilatının başı, darağacına giderken bile sırlarını vermeyenler.
Ve, Erzurum İngiliz Valisi Ravlington’u esir alan Kazım Karabekir Paşa.
İngilizler bunları affeder mi? İzmir suikastı kumpasında İngiliz parmağını aramaya ordan başlamak gerek. Neyle suçlanıyorlar hala? Halifeliğin kaldırılmasına karşı olmakla. Atatürk ile araları ordan açılmış imiş.
Kazın ayağı öyle değil. Filistin bölgesinde İngiliz casusu imamlar vardı, anımsayalım, Hitler’in ordusuna gönüllü Müslüman Filistin taburu vardı. Ve, Hitler sayesinde İsrail devleti kuruldu diyenler haklı çıktı, değil mi?
Ajan imamlar hep var oldu bölgemizde. Hatta size tarihte ilk Hıristiyan olmuş bir Arap şeyhinden söz edebilirim, onun yüzünden Filistin Kraliçesi Leyla Zeynep Sultan (Azize Sitti Zenobia) esir düştü (MS.274) ve başkenti Palmira yakıldı. O günden beri Filistin bize emanettir. Eklemeliyim, Amasya Dulkadiroğlu Beyinin kızı Sitti Mükrime Hanım (Fatih’in ilk eşi) ile akrabalığı olduğunu düşünüyorum. Yavuz’un annesi Ayşe Gülbahar Sultan da o ailedendir, ancak Yavuz hangi akla hizmet ettiyse Dulkadiroğullarının muhalefetine rağmen gitti Halife oldu Sünnilik getirdi, Anadolu topraklarında ilk Alevi-Sünni çatışmasını başlattı. Yani annesi Gülbahar Sultan’a ters düştü, ozanlarımıza “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” dedirtti.
Tarihte olan oldu, şimdi ders çıkartmanın vaktidir. Halifeliğin kaldırılmasında yaşadığımız kavgayı yine dışarıdan kumandalı olarak yeniden ve bu kez DİB’in kaldırılmasında yaşayacağız. Ben bunca araştırmacılığıma dayanarak diyorum ki, kaldırılmasın, ıslah edilsin, görevleri kuruluş amaçlarıyla sınırlandırılsın, şişirilmiş kadroları kaldırılsın. Aynı şey MEB için gerekli.
DİB bir ulus devlet kurumudur. Cumhuriyetimizin tasfiyesi yolunda bunca mesafe almış düşmanlarımız buranın kaldırılması için “kaldıralım daha iyi” dememiz için, içini çürütmekte hiç boş durmamışlar. İşte MEB’in durumu, fiilen yok, şu ucube ders kitaplarına dur diyen daire başkanı yok. Kaldıralım mı yoksa ıslah mı edelim?
Malum stratejistleri, “Bizim taleplerimizi kendileri talep eder hale gelecekler” diyordu, değil mi?
AB yolunda açılmaya devam ediyoruz. DİP kalkacak, tarikatlar bayram edecek, ABD ve İngiltere göbek atacak. Her tarikatın başına bir ajan şeyh koymaya az kaldı. Türkiye Filistinleştiriliyor.
19.3.2016
Mahiye Morgül

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)