Bugün konu Trabzon’da yaşanan büyük provokasyon.
Viyadüğe uçmaktan son anda kurtulan yolculara ve yaralı kaptan Ufuk Kıran’a geçmiş olsun. Frene basarak oyuncuları kurtaran kahraman Serdar Kılıç’a bin teşekkür ve tebriklerimi gönderiyorum!
Futbolseverleri de birbirine düşman etmek suretiyle ülkemizi kan gölüne çevirmek isteyen bir sinsi düşmanla karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor.
Aklıma ilk gelen, “Türkiye’de futbol fanatizmi”ni araştırmaya gelen Amerikalı sosyologlar oldu. Bir yıl önce Rize’de ev tuttular, 3 yıllığına burdalar.
Ben Rizeliyim, gider gelirim. Bu iki Amerikalı sosyolog aileleriyle bizim sokakta oturuyorlar. Aynı sokakta Rize İl Emniyet Müdürü oturur, çok bildik bir sokaktadırlar.
Sosyologların araştırma konusu “Türkiye’de futbol fanatizmi” olunca, taraftarlar üzerinden toplumda çatlamayı mı ölçüyorlar ya da bunu mu tetikliyorlar, gibi sorular akla geliyor.
Bir tanesi evine av tüfeği sokarken görüldü. Sıkça kolilerle pikniğe gidiyorlar. Geçen yaz karşılaştım ve “evinizde av tüfeği varmış, av yapma izniniz var mı”, diye sordum, bana “av yapmıyorum, sadece ağaçlara nişan alıyorum” dedi.
İkisi de bir Amerikan enstitüsünde araştırmacı sosyologmuş. On yıldan beri İstanbul’da yaşıyor bir tanesi. Tipik İskoçyalı, sordum, yanılmamışım. İyi Türkçe biliyor. Üçüncü çocuğunu da İstanbul’da doğurdu.
Herkese gülücük dağıtarak selam veriyorlar, Lazca dil bilen bir komşuya Lazca selam veriyorlar. Böyle şaşırtıcı davranışları var.
Bugün yaşadığımız ve ucundan sıyırdığımız futbol provokasyonundan sonra Rizeliler artık onları burada istemiyor. Kendileri de istenmediklerini fark edip buradan gitmeliler.
Bundan sonra Rizeli, Trabzonlu, Fenerbahçeli, hepimiz daha sıkı kenetlenmeli, birliğimize silah sıkanların heveslerini sonuçsuz bırakmalıyız. Fanatizmin nerelere varabileceğini merak eden Amerikan sosyologlarına da gereken cevabı şimdi göstereceğimiz birlik mesajıyla vermeliyiz.
Rize’ye, Trabzon’a ve tüm futbolseverlere büyük geçmiş olsun.
Frene anında basmayı başaran kahraman kardeşimiz Serdar Kılıç’ın alnından öpüyorum.
Ülkemiz büyük bir uçurumun eşiğinden aşağı doğru yuvarlanmaktadır. Şimdi hep birlikte frene basmak için ellerimizi birleştirelim ve bir şeyi haykıralım! Neyi haykıracağımıza siz karar verin.
Mahiye Morgül
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)