Türkiye ve Değişimi

”Türkiye,tarihte görülmemiş ve görülmesi de imkansız bir süreç yaşıyor.”

Geçmiş savaşlarda düşman devletlerin bile yıkamadığı ”güçlü Türkiye” imajının,kendi yanlışlarla dolu yönetimimiz yüzünden yerle bir olmaya yüz tuttuğu bir dönemde olmak hem bu memlekin insanları olarak bizler hemde dış dünya ülkeleri açısından gerçekten utanç verici ve üzücü bir durumdur.

Ülkemizde son on iki yıldır süregelen ”gerileme”politikaları yüzünden,insanlar birbirleriyle ilişkilerinde sorunlar yaşamakta ve içinden çıkılmaz olaylar ve sorunlarlarla karşılaşmak zorunda kalmaktalar.

Hayatımıza ”türban” yoluyla girip,”dindarlıkla” devam edip,”açılımla” sonu hazırlayan başımızdakiler kendi amaç ve menfaatlerini gidermek adına halkın genelinin ne durumda olduğunu ve nasıl bir kaosa sürüklendiğimizi göremeyecek kadar kör bakış sergilemekteler.

Bütün bunlara mukabil,herşeyin farkında olup fakat bir şeyler yapamıyor olunması daha da ciddi bir sorun ortaya çıkarmaktadır…???

*

”Türkiye Cumhurbaşkanını ilk kez halk seçti.Böyle karar alınmıştı.Çünkü, ancak bu şekilde istenilen aday seçilebilirdi.Halkın çoğunluğuna yakını onlardandı.Oldu bitti ve Cumhurbaşkanı onların adayı oldu.”

Oy kullanmaya gitmeyenler,tepki gösterenlerdi,tatilini bozmak istemeyenlerdi,yani,memleketini düşünmeyenlerdi..  oldu bitti. Geçmiş olsun!

Yani,”görünen köy kılavuz istedi” bu kez..

 

”Bile bile lades dendi,”olmayacak duaya amin denildi. ” ne derseniz deyin artık. !

*

Şimdi ise bu gidişe dur denilmenin ve bu kaosa son vermenin yolları aranmakta.CHP’nin sadece ”çözüm arayışları” içinde olması,bulunduğu durumu daha da güçleştirmekte ve yeni yapılacak kurultay ile değişim içine yada yenileşme sürecine girmeye hazırlanmakta.

Olumlu ya da olumsuz bir sonuç doğuracağı henüz bilinmez ama,muhalif parti olarak kalmamanın ötesinde iktidara yürümenin bir adımı olarak nitelendirmek,en çok arzu edilen bir durum olmakta şu an..

Kendi içinde ki kaosları ve çekişmeleri aşmaması halinde,bu adımlar CHP’yi her zaman olduğu gibi geriye götürme riskini,ve hüsrana uğratmayı Maalesef taşımakta..

*

Türkiye artık büyük bir tehlikenin eşiğinde,ve bu tehlike Cumhurbaşkanlığını iktidar liderine kaptırmakla daha da perçinleşmiş oldu.

Artık büyük bir riskin altındayız!!

2015 genel seçimi bu olası büyük riskin son aşaması olacak ve Türkiye kurulduğu andan itibaren yaşayacağı en büyük değişimin içine girmiş olacak! Muhalif partilerin yapmış olduğu çabalar ve mücadelere dahi büyük bir kalkan gibi direniş gösteren iktidar partisi,bir şekilde bu müdahelelere karşı durabiliyor ve yapmak istediklerini ( kendi menfaatleri için) yapmakta zorluk dahi çekmiyor.

 

İktidarın olası hamleleri her ne kadar sezinlenmiş de olsa,engel olunamaması bir yerlerde yanlışların veya eksikliklerin olduğunu apaçık göstermekte aslında..

 

*Bundan sonra ülke olarak yaşayacağımız olaylara ve gelişmelere sadece seyirci olarak kalmamak adına,artık bir şeyler üretmeli ve sadece ama sadece ”yanlışlar” üzerinden çözümler üretmeye çalışılmalı ve ileriye dönük stratejiler planlayarak olası hata ve yanlışlar engellenmye çalışılmalı. !

 

Artık kaybetme gibi bir lüksümüz yok ! Bir tane ”TÜRKİYE”  bir tane ”BAYRAK” bir tane ”DEVLET” var topraklarımız üzerinde..

Ve de, Cumhuriyet’imizin ilkeleri ve inkılaplarına sahip çıkmak,korumak,gözetmek tek amacımız olmalı,ve mücadelemiz sadece bunun için olmalı. !

*

Türkiye Cumhuriyeti ilk kurulduğunda ,”Az zamanda çok işler başardık” diyen bir Ata’nın mirasçıları olarak,bu duygu ve minnettarlıkla yola çıkılırsa başarılmayacak hiçbir şey olamaz !

 

Keşkelerin yaşanmadığı,kazalarla ucuz ölümlerin olmadığı,sadaka kültürü ile vicdanların satın alınmadığı,yaşama haklarının gasp edilmediği,insanların ötekilşetirilmediği bir ülkede yaşamak istiyorsak şayet,tüm bunlara karşı yapılan mücadelede gerekli olan tek unsur, ”birleşme” ”kenetlenme” ve de ” hemfikir sahibi” olunması yeterli olacaktır..

Nihal YEŞİLBAŞ