Moderatörlüğünü Duygu Canbaş’ın yaptığı ve Fatih Portakal ile birlikte katıldığı programda “Çaycıyı merak ediyorum” “Genelkurmay Başkanına güvenmiyorum” “ Değiştirilmeyen atı merak ediyorum” dedi.
ÇOĞRAFYA KADERDİR.
15 Temmuz’da insanları sokağa döken güdü neydi? Tankların üzerine kendilerine kurşun sıkan, özellikle kadınların tankların üzerine gitmesini sağlayan o güdü ne merak ediyorum.
BİZDEN BAĞIMSIZ BİRŞEYLER YAPILMASIN ARTIK
Tayip Erdoğan’ı koruma güdüsü mü?
Demokrasiye sahip çıkmamız, Birçok darbe atlattık, bir daha darbe olmasın ondan mı? Bunları düşünüyorum, bunu bulmamız gerekiyor, biz bir şeye bütün milletçe, sokağa dökülen dökülmeyen. Olan olmayan, bir şeye karşı çıktık, bizden bağımsız bir şeyler yapılmasın artık. Biz geleceğimizi kendimiz kurmak istiyoruz artık demek istiyoruz.
15 Temmuz sonrasında çok kötü uygulamalar yaşıyoruz. Tankların üzerine yürüyen o güdüyü anlamamız gerekiyor artık, sadece bir lidere sahip çıkma veya koruma güdüsü değil, geleceğine sahip çıkma güdüsü.
Yenikapı görkemli bir buluşmaydı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun oraya gelmesini çok önemsiyorum, o konuşmayı çok önemsiyorum. Her zamanki konuşmaydı, CHP’nin ilkelerini anlattı, hitapta bile “ Arkadaşlar dedi” o kesim aslında Yenikapı’da toplananlar bu kelimeye alışık değil aslında, o fotoğrafı önemsiyorum ana muhalefet liderinin o alanda bulunmasına bu ülkenin ihtiyacı vardı. Hepimizin ihtiyacı vardı.
GENELKURMAY BAŞKANI’NA ÇOK GÜVENDİĞİMİ SÖYLEYEMEM
Genelkurmay Başkanı orada konuştu. Ben son derece yanlış buluyorum. Benim için hala çok soru işaretleri taşıyan Genel Kurmay Başkanı ben böyle düşünüyorum, çok da güvendiğimi söyleyemem.
Katılması doğru mu? Değil mi? Bunu dahi tartışmak istemiyorum, gerçekleri anlayamadığımız gerçekleri tam olarak algılayamadığımız bir dönemden geçiyoruz, bugünde ne olup bittiğini anlamıyoruz.
15 Temmuz gecesine bir bakalım.
O gecenin tanıklarıyız, haberlerini yaptık düşünün, Mit başkanı geliyor Genelkurmay Başkanı’na diyorki “ Bir hareketlenme var darbe olacak memlekette.
Ya öyle mi? Şahane ne güzel, o da bir kalem alıyor, “ bir tiyatroya dönüştürmüyorum olanlar bu” kağıt alıyor birliklere yazı yazıyor, “darbe olacak” gayet rahat.
ÇAYCI’YI MERAK EDİYORUM
Birlikte çay içiyorlar. Devamlı çaylar geliyor. Ben o çaycıyı merak ediyorum? Kapılar açılıyor, gelenler gidenler, herkes çay içiyor. Darbe olacak, bu nasıl bir rahatlık.
Sonra bütün komutanlar düğüne gidiyor, ne düğünmüş bu. Gelin’ede yazık damada da yazık. Cumhurbaşkanı diyor ki ben bunu eniştemden öğrendim. Aklım almıyor, bu iş benim haberciliğimi geçti, kuşku, muşku, sorular, bir yerlere gidiyoruz yani,
Enişteden haber geliyor.
DEĞİŞTİRİLMEYEN HANGİ AT ANLAMIŞ DEĞİLİM
Deniz Kuvvetleri komutanını arıyorlar nerdeydi diyorlar. Cep telefonumu kapadım güvenli olsun diye, sokaklarda dolaştım, enteresan, deniz Kuvvetleri komutanı. bir gün hakikaten bunları alt alta koyabilirim, sizlerde bunu ekranlardan izlediniz, bu haberleri insanların konuşmaları olarak verdik. Bunları böyle şeyleri uyduramayız biz.
Bunları yaşadık, Mit Başkanı orada, dereyi geçerken at değiştirmeyelim, Genelkurmay başkanı orada, Bu hangi at onu da anlamış değildim. Bütün bunlara rağmen Yenikapı ruhu çok önemliydi. Gitmeyen linç etmek, gidene alkış tutmak, biz mutlaka şucu, bucu biz bunlardan vaz geçemiyoruz. Gitmeyen gitmez. Fakat Dünyaya yeni kapı mesajı verilmeliydi ve doğru olduğuna inanıyorum.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)