Son Dakika Haberler

Eyy kendini ‘Kaybedenler Kulübü’ sanan ülkenin yarısı!

Eyy kendini ‘Kaybedenler Kulübü’ sanan ülkenin yarısı!
Okunma : 2.012 views Yorum Yap

gulse-birsel-yalan-dunyaSEÇİMLER bitti ya, AK Parti yüzde kırküç-kırk beş (üçe-beşe bakmıyoruz artık) oy aldı
ya, muhalefet seçmeninde bir bedbinlik, bir enerjisizlik. Bir “Gitmek lazım
buralardan”cılık… Bir Kaybedenler Kulübü ayakları. Bir Issız Adam tripleri.
Pardon kardeş de, siz ne bekliyordunuz? Seçim öncesi hiç mi anketlere bakmadıydınız?
AK Parti yüzde yedi oy alacak görünürken aniden bu sonuç patladı da, ona mı
şaşırdınız? Kıl payı bir Ankara heyecanı yaşandı, o da AK Parti’ye bir kalp spazmı
geçirtti anladığım kadarıyla. Onun dışında “Ne garp, ne şark cephesinde değişen pek
bir şey yok”.
Kendini yenik hisseden arkadaşım… Hiç marjinal havalara girme, senden kaç milyon
tane var biliyor musun? Hatırlatayım: Sen çoğunluksun çoğunluk! Yüzde elli yedisin
sen! Hadi siyasi hareket olarak kendinden memnun BDP seçmenini de bu orandan
çıkaralım. Her hesaba göre, kapı gibi yüzde elli ikisin sen! Ne bu hezeyanlı sanatçı
ayakları!? Ne bu depresif haller!? Bir kişi “Beni anlamıyorlar” diye depresyona girerse,
ilgilenilir, derdi dinlenir. 36 milyon “Bizi anlamıyorlar” diye depresyona girerse, “O
zaman kalk, kendini anlat kardeşim” derler adama.


ANLAMA, DİNLEME KONUŞMA VAKTİ

Derdin “Niye AK Parti çok oy aldı” ise, o hüzünlü hüzünlü uzaklara bakıp dertlenmekle
çözülmez. Bak bakalım niye aldı. Etrafındakilerle konuş. Oy vermiş olanları bul, sor,
neden vermişler. Bir Anadolu gezisi yap ilk fırsatta. Hem değişiklik olur. Dolaş
oralarda, insanlarla sohbet et. Hadi birbirimizle bir iletişim kuralım artık şu ülkede
yahu! Herkes birbirini bir dinlesin: Yüzde kırk üçün meseleleri neymiş. Başbakan uzun
boylu diye mi oy veriyorlarmış yoksa bambaşka sebepler mi varmış. Muhalefet niye
endişeliymiş? Kürtler ne istiyormuş? Bir karşılıklı duyalım birbirimizi.
Belki, bu senin en yalnız hissettiğin gün, başka mahallelerden arkadaş edinmeye,
onları anlamaya başlayacağın gündür!
Derdin “Niye benim oy verdiğim parti geride kaldı” idiyse, ona da bir bak niye öyle.
Dizini kırıp oturma. Partinden memnunsan teşkilata gir mesela. Uğraş, çalış, örgütlen,
bir ucundan tut. Fikir al, fikir ver. Memnun değilsen, eleştir, isteklerini, gördüğün
yanlışları anlat. Gir içeri, sen düzelt bunları.
Bu iş vatandaş olarak anayasal hakların neymiş onları okumaktan başlar, aktif olarak
siyaset yapmaya kadar gider. Şimdiye kadar hiç ilgin olmadıysa, bir yerden başla. Aç,
hiç okumadıysan Anayasa’yı oku mesela. Temel hak ve özgürlüklerin, özel hayatın
gizliliği, konut dokunulmazlığı neymiş, din ve vicdan hürriyeti, düşünceyi açıklama ve
yayma, toplantı hak ve hürriyeti, seçme seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakların
neymiş, oku. Bilmeyene öğret. Ne bileyim, bir STK’ya üye ol, yaban gibi durma!
Belki senin depresyonunun zirve noktası, aynı zamanda ülkede atıllığın, “bana
ne”ciliğin dibe vurduğu noktadır!
Bak oy kullanma oranına. Bak sandık gözetmeni kalabalığına. Bak oylara sahip çıkan,
çuvalların üstünde uyuyan gençlerin enerjisine.
Belki en karanlık saat gibi gördüğün, şafaktan az öncedir.

NEREYE, KARPUZ KESECEEDİK?

Belki bugün, ülkede kendini tam olarak temsil edecek parti bulamayan milyonların,
farklı talepler, yeni bir kalkınma ve demokrasi anlayışıyla bir araya gelmesi fikrinin ilk
günüdür. Belki eski tabelaların içeriğinin yenilenip dönüşeceği, belki de yepyeni siyasi
hareketlerin yeşereceği günlerdir bunlar. Belki hem yüzde kırk üçün meselelerini, hem
senin isteklerini çözecek formüllerin doğacağı bir dönemdir bu. Yere düşmüşsün,
canın acımış, üstün başın tozlanmış, gururun kırılmış gibi hissediyorsun ya. O durumda
kalkıp, üstünü silkeleyip, yürümeye devam eden adamdan memlekete fayda var. Yerde
oturup ağlayan, olsa olsa çocuktur.
“Gidelim buralardan ya, yaşanmaz burada.” Vıdı da vıdı. Bir yere gideceğin yok! Nereye
yahu, karpuz keseceedik? Sen de biliyorsun ki buradaki en kötü günün oradaki en iyi
gününden daha kıyak olacak. Eşin-dostun, işin, mahallen, şarkıların, geçmişin,
anadilin, şakaların bile burada ve buralı. Kendi evindesin. O yüzden, hiç afra tafra
yapma. Başka mahallelerde yaşayan komşularını anla. Kendini onlara anlat.
Memlekette şikâyetçi olduğun şeyler varsa konuş, yaz, anlat, düşün, katıl. Demokrasi
ve yasalar dahilinde, kendini ifade etmeye dair ne hakkın varsa kullan.
Sen Kaybedenler Kulübü değilsin, sen bu ülkenin yarısısın.
Ve şöyle düşün: Belki bugün, dibe vurulan gün değil, bu ülkenin geleceğinin ilk
günü.


Bingöl’deki on dokuzuncu yüzyıldan kalma sorun!

BİNGÖL’de AK Partili belediye başkanının, “Başkan vekilliği ve yardımcılığı için
kadınlara görev vermeyeceğiz, toplum bunu hazmetmez, dinen ve örfen doğru
değildir” dediği doğruysa, büyük skandaldır! Belediye meclis üyesi mali müşavir
Nurten Ertuğrul, bu yüzden istifa ettiğini söylüyor. Belediye başkanı Barakazi ise
özetle, “AK Parti öyle bir parti değildir, birçok kadın görev yapar, zaten diğer hanım
arkadaşlarımız da bu kararı saygıyla karşıladı” diyor, ama “Ben asla öyle bir şey
demedim, külliyen yalandır” demiyor. Böyle zihinsel arka planlar benim tüylerimi
ürpertiyor arkadaş. On dokuzuncu yüzyılın eşitliği reddeden değerlerini örf-adet diye
kimseye yutturamazsınız, yemezler!

 

Yazının tamamı için tıklayın

 

Gülse Birsel-Hürriyet

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)