Son Dakika Haberler

NEDEN KETENCİOĞLU HACI YAKUP AĞA PARKI?

NEDEN KETENCİOĞLU HACI YAKUP AĞA PARKI?
Okunma : 993 views Yorum Yap

rumelifeneri-12
Sarıyer Belediye Başkanı Sayın Şükrü Genç ve ekibi
Sarıyer’de iz bırakan isimleri yaşatmak amacı ile park ve sokaklara ya
da değişik mekânlara isimlerini vererek kadirbilirlik örneği
gösteriyor. Bunu takdir etmekten başka doyasıya alkışlamak gerekir
diye düşünüyorum.
Kim isminin yaşatılmasını istemez? Kim iz bırakan aile
büyüğünün hatırlanmasını, takdir edilmesini istemez? Elbette ki ister…
Büyükdere’de bu yıl içinde iki park yenilenerek açıldı.
Birine Ali Yılmaz diğerine Muhtar Hikmet Bayrak Parkı adı verildi.
Rahmetli Hikmet Bayrak adı verilen Parkın açılışına gittim. Duygusal
anlar yaşandı. Mutlu oldum…
Rumelifeneri’nde park açılışı vardı, hava muhalefeti
nedeni ile ertelendi. Bu parkın adı KETENCİOĞLU HACI YAKUP AĞA PARKI olarak belirlenmiş, bu vesile ile beni de davet etmek lütfunda bulundular (Bu konuda yazdığım tamamen belgesel olan bir kitabım var).
Neden parkın ismi Ketencioğlu Hacı Yakup Ağa olacak? Önce
buna açıklık getirmek gerekir. Zira yeni kuşaklar; Sarıyerli’de olsa,
Rumelifenerli de olsa bu şahsı tanımazlar. Zira Ketencioğlu Hacı Yakup
Ağa bir söyleme göre 104 ve bir diğer söyleme göre 107 yaşında 1934
yılında vefat etti ve mezarı Rumelifener mezarlığında…
Savaşlardan başını kaldıramayan Osmanlı devleti arka
arkaya iki Balkan savaşı yapmak zorunda kaldı. 1912 de I. Balkan ,1913
de II. Balkan Savaşı. İşte bu savaşlar sırasında Trakya’da savaşan
orduya deniz yolu ile malzeme taşınması işi için Ketencioğlu Hacı
Yakup Ağaya görev verildi (Konu ile belgeler var). Bu görevini
tamamladıktan iki yıl sonra I. Dünya Savaşı başladı. Yine kendisine
görev verildi. Yine hizmete devam etti… Bilinen bir insandı. Biri iki
direkli, biri tek direkli iki takası vardı. Dört oğlu bu takaları
kullanıyorlardı. I. Dünya savaşı Almanların yenilgiyi kabul etmesi
üzerine kaybedildi. Ketencioğlu Hacı Yakup Ağa Rumelifeneri’nde
istirahate çekilirken Çocukları Küfürkâr Mehmet Reis, Ahmet Reis,
İbrahim Reis ve İsmail Hakkı Reis takalarla çalışmaya devam ettiler…
Ne var ki Milli mücadele Anadolu’da devam edecekti.
Mustafa KEMAL 19 Mayıs 1919 da Samsun’a çıkmış ve mücadeleyi
başlatmıştı. Türkiye karanlık günler geçirirken Erzurum ve Sivas
kongrelerinde ülkenin kurtarılması çareleri arandı. Ankara’da ise
açılan TBMM de bu karar perçinlendi.
Ülkenin bağımsızlığını elde edebilmesi için Anadolu’da
kurulan Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile Trakya’da Kurulan Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri birleştirildi. Yani güçler tek noktada
toplandı. Bu birleşme sonucunda her ilde, her kaza ve nahiyede bu
cemiyetlerin şubesi açıldı. Tabii bu arada o tarihlerde Nahiye olan
Rumelifeneri’nde de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Şubesi
açıldı.
Ankara’da Mustafa Kemal’in Başkanlığında toplanan Anadolu
ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yöneticileri gösterilen adaylar
arasından Rumelifener mıntıkasında görev yapacak yöneticilerini seçti.
Yönetim kuruluna seçilenlerden biri de Ketencioğlu Hacı Yakup Ağa oldu
(Bu belge elimizde mevcuttur). Osmanlıca yazılı belgenin tercümesi
şöyledir:
img_8486bewlge
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin tahtı riyasetinde
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından Rumelifeneri
mıntıkası için irae edilen müntahibi sani namzetleri ber vech-i ati:
Yusuf Agah Efendi (Dersiam/Rumelifener’i)
Hacı Yakup Efendi (Tüccar/Rumelifener’i)
Kâhyaoğlu Mehmet Efendi (Eşraftan/Kilyos)
Mektepli Mehmet Efendi (Eşraftan/Demirciköy)
Gürcü Hüseyin Efendi (Eşraftan/Uskumruköy)
Ethem Ağa (Muhtar-ı Evvel/Zekeriyaköy).
Görüldüğü gibi Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Rumelifener şubesinde iki Rumelifenerli görevlendirilmiştir. Bunun
biri de Ketencioğlu Hacı Yakup Ağa’dır.
Ketencioğlu Hacı Yakup Ağa, Milli mücadelede de boş
durmadı. Dört oğlu bile beraber çalışmaya devam etti…
Silah ve cephane kaçırılması olaylarının bizzat içinde oldu.
Takasının biri İngilizler tarafından batırıldı. Diğeri ile defalarca Haliç’ten,
Anadolukavak’tan, Sarıyer’den, R. Kavak Büyükliman’dan,
Rumelifener’inden silah ve cephane yükleyerek Karasu, Akçakoca,
Kandıra üzerinden cepheye taşıdılar.
Belli isimlerden biriydi. Bunu İngilizler çok iyi bildiği
için üzerine gidildi ve dört çocuğu Rumelifener’den, kendisi de
Sarıyer’deki evinden alınarak tutuklandılar ve Kroker otelinin
zindanına atıldılar. Günlerce sorgulandılar “SER VERDİLER SIR
VERMEDİLER” sonuçta bir iki ay sonra hapisten kurtuldular.
Milli mücadele kazanıldıktan sonra unutulmadı ve İstiklal
Madalyası ile onurlandırıldı.
İşte bu nedenle Parka isminin verilmesi uygundur diyoruz. Vefalı olmak
zorundayız.
Ancak şunu da belirtmeyi görev biliyorum. Sadece
Ketencioğlu Hacı Yakup Ağa mı? Asla! Zira R. Fener’de öyle isimler var
ki, unutulmasına imkân yok. Onların da isimlerinin yaşatılması
gerekir. Çünkü onlarda tarihe iz düşmüşlerdir. Giritlioğlu Hacı Şakir
Kaptan ve oğulları Giritlioğlu Mesut Reis, Giritlioğlu Mustafa Kaptan,
Giritlioğlu Ali Kaptan ve Giritlioğlu Emir Ahmet Kaptan unutulmaz
isimler arasındadır. Onlar da tüm güçlüklere göğüs gererek Anadolu’ya
silah, cephane taşımış zaferin kazanılmasında etkin rol oynamışlardır.
Aynı şekilde Rumelifenerli Çivilioğullarından Hacı Bayram
Kaptan ile oğulları Mehmet Reis (Deniz) ve İsmail Reis (Deniz) de
Milli Mücadelenin kahramanlarındandır. Silah ve cephane taşıyarak,
kelle koltukta ellerinden gelen hür türlü görevi yaparak Milli
mücadele tarihine iz düşmüşlerdir.
Rumelifenerliler Milli Mücadelede her türlü gayreti
göstermiş ve başarıya imza atmışlardır. Muhtar İngiliz Memiş Reis
(Menekşe) ve Hacıoğlu Hafız Mehmet Ragıp Efendi de (Yıldırım) milli
mücadelenin önemli isimlerindendir. Bunların her biri için birer abide
dikilse yeridir.
Bütün bunları dikkate alarak diyorum ki;
Rumelifeneri’ndeki parka KETENCİOĞLU HACI YAKUP AĞA PARKI isminin verilmesi çok yerinde bir karardır. Hem de tebrik edilecek bir karardır.
İbrahim Balcı

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)