Zaman zaman not defterimi elime alır, kaydettiklerimi okur, eski günlere doğru gezinti yaparım. O kadar önemli sözler ve o kadar içtenlikli sözler, hatta o kadar düşündürücü söylemler bulurum ki şaşar kalırım.
En çok da siyasetçilerin konuşmalarından aldığım notlar dikkatimi çeker! Çünkü en iyi, en bilinçli sözler söylemesi gereken siyasilerin ne denli ucuz söylemlerde bulunduklarını görür, üzülürüm. Üzülürüm çünkü söylemler çoğu kez söyleyeni değil, onun üzerinde olan kişiyi içine alır, onu tarif eder, onu yüceltir, onu rezil eder ya da onu savunur… Böyle olduğu zamanlar güç durumda kalanlardan bir çıkış beklenir değil mi? Hayır hiçbir çıkış yapmazlar ve karşısındakinin söylediklerini kabullendiklerini, benimsediklerini de böylece beyan etmiş olur…
Saptadığım söylemlerden bazı bölümleri aktarmayı uygun gördüm. Eski Başbakan şimdi Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan’ dan birkaç cümle:
“Türkiye’yi pazarlıyorum. Bizim için para önemlidir. Her şeyi pazarlar satarız”.
Bakar mısınız söze? Bir liderin böyle cümle kurması akıl kârı mıdır? İnsan ne söylediğini düşünmez mi?
“İki Ayyaş’ın yaptığı yasa muteber oluyor da….”
Bu nasıl söz? Adama gülmezler mi? O iki ayyaş dediğin kişilerin kurduğu Cumhuriyet’in yetiştirdiği bir insansın. Onların kurdukları cumhuriyetin, onların tespit ettikleri makama oturmanın keyfini sürüyorsun! Bu ne nankörlük?
“Çözüm sürecinde pazarlık yapmadık, taviz vermedik”.
Nasıl olur efendim? Güney Doğu elden gitti. Oslo görüşmeleri, Kandil görüşmeleri İmralı turları! İyi ki görüşmediniz, taviz vermediniz… Devlet adamı inandırıcılığı nerede?
“Devletin içinde polis ve yargı çetesi var. Günahsız insanları suçluyorlar”.
El hak doğrudur. Yıllarca kol kola değil miydiniz bunlarla… Neden sırtınızdan atmadınız, neden o kadar devletin içini sızdırdınız?
“Milletin bütünlüğü ilkesi Ne Mutlu Türk’üm demekle sağlanır mı?”
Buyurunuz! Böyle bir sözü söylemek için Türk’ün, Türk ulusunun, Türk halkının kim olduğunu anlamamak demektir. Türkiye Cumhuriyetini oluşturanlara Türk Milleti denir. Türk Milleti de Ne Mutlu Türk’üm demekten şeref duyar ve ülke bütünlüğü perçinleşir, sağlanır. Ama o bütünlüğü bozma çabası olanlara da “Sus” denir.
“Yargı ve yasama bizim ayak bağımız”.
Bu yargı ile hükümet ettiniz, eylemlerinizi, yapacaklarınızı dizayn ettiniz. Ne zaman zülfiyare dokundu, yargıyı darmadağın ettiniz. Yargı ve yasamanın ne günahı var…
“Dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz”.
Bir devlet adamının, bir akıllı insanın, bir siyasetçinin söyleyeceği bir söylem bu mu olmamalıdır? Bu kadar kötü bir söylemi, sokak kültürüne sahip her hangi bir kişi bile söylemez.
Düşünüyorum acaba Sayın Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, ne istiyor? Beklediği nedir? Cumhurbaşkanlığından başka bir makam var mıdır?
Gelelim AKP li siyasetçi ve bazı yazarların söylemlerine. Bir demet de bunlardan sunalım. Bakalım neler söylemişler:
“Ege’deki Türk şehitlikleri düzmece” (İhsan Şener, AKP Milletvekili)
Sayın Cumhurbaşkanı, bu söylemi nedeni ile İhsan Şener’e “Bu nasıl bir söylem” diye sitem etti mi? Orada binlerce insan şehit olmasaydı, sonrasında milli mücadele yapılmasıydı, o kişi var olacak mıydı? O makama sahip olabilir miydi? Kimin parasını yiyor, o şehitlerin kanı ile suladıkları bu vatan toprağından elde edilen gelirlerle. O para yenirken adamın gırtlağında kalır balık kılçığı gibi.
“Başbakan’ın yaptığını yapmak sünnettir” (O zaman RTE. Başbakandı)” (Sağlık Bak. Yrd. Agah Kafkas).
Sayın R. T. Erdoğan bu sözleri nasıl uygun gördü acaba… Dini bütün bir insan bunu nasıl kabullenir?
“Beş katlı binada oturuyorum. Tayyip Bey istesin 5. Kattan aşağıya gözümü kapar atlarım” (Doç. Dr. Arif Çam)
Rahmetli Adnan Menderes için oğlunu kurban etmek isteyen bir akılsız vardı, isteği yerine gelmedi ama bir süre sonra A. Menderes kurban edildi. Bundan hisse çıkarmak gerekmez mi?
“Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var…” (Fevai Arslan, AKP. Düzce Milletvekili)
Şirk değil mi bu söylem? Bu nasıl bir durumdur ve bu adama Sayın R.T.Erdoğan gereken yanıtı vermiş midir?
“Recep Tayyip Erdoğan bizim için ikinci peygamber gibidir” (İsmail hakkı Eser. AKP Aydın İl Başkanı)
Sayın R.T.Erdoğan bu söylemi nasıl kabul etti? Nasıl partisinin bu mensubuna gereken yanıtı vermedi? Verdi de biz mi duymadık, okumadık?
“Recep Tayyip Erdoğan yeryüzünde Allah’ın gölgesidir” (Beyhan Demirci, AKP. Li Yazar)
Osmanlı Devletinin Sultanları da bu unvanı kullanıyorlardı. Demek ki gidiş o yana… Şimdiden Allah’ın gölgesine layık görüldü… Sayın Cumhurbaşkanı bu sözleri nasıl kabullendi?
Ve nihayet ortalığı karıştıran son söylem AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu’dan geldi:
“Osmanlı İmparatorluğunun 90 yıllık reklam arası sona erdi”…
Demek ki bu milletvekili Sayın R. T. Erdoğan’ın Sultanlığını ilan etti. Öyle ya. Cumhuriyeti yok farz ediyor ve 90 yılsonunda, Cumhuriyet kapı dışarı edilmiştir demek istiyor… Öğreniyoruz ki; Milletvekili ayrıca Lale üreticisi milyon dolarları AKP’ li Belediyelere Lale satarak kazanıyor. İşleri devam etsin diye müthiş gösteri yaparak bu sözleri söylüyor. Önümüzdeki seçim Milletvekilliği yine çanta da keklik…
KISSIDAN HİSSE ÇIKARMAK ÇOK ÖNEMLİDİR. O NEDENLE HATIRLATIYORUM BAKINIZ ŞAİR TEVFİK FİKRET NE DEMİŞ:
“BEŞERİN BÖYLE DELALETLERİ VAR. PUTUNU KENDİ YAPAR KENDİ TAPAR.”
AMAN HA! BENDEN HATIRLATMASI; ŞİRKE BULAŞMAYINIZ…
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)