Son Dakika Haberler

İTİRAF. Burak Özbakır

İTİRAF. Burak Özbakır
Okunma : 750 views Yorum Yap

Burak Özbakır
Burak Özbakır

Galiptir bu yolda mağlup misali, galibiyim ben bu oyunun. Kurduğun oyunda yenilmiş olduğun çok açık.
Ben öncelikle, sayende, sevmek nedir onu öğrendim. Sevmenin yüzeysel olmadığını, özünü görmediğin şeye sevgi vermenin karşındakine gösterebileceğin en büyük saygısızlık olduğunu öğrendim. Bir kere öze ulaşmayı öğrenince, sevgini sonsuzca kullanabileceğini, bundan başkaca hiçbirşeyin insanı gerçek anlamda mutlu edemeyeceğini öğrendim.
Ben gıyabında herşeyin sevilebileceğini öğrendim. Sevginin ilgiden farklı olduğunu, gerçek sevginin 5 duyuya hitap etmediğini öğrendim. Hayatın insanı en acı tecrübelerle yüzleştirdiğinde bile sevdiğin şeyleri düşünerek, hayata sımsıkı sarılmanın, seni sevenlere ne kadar büyük lütuf olduğunu, hayatta olmanın, sevenlerinin hayatına müdahil olmanın onları ne kadar mutlu edebildiğini öğrendim.
Ben senin sayende, hata yapmanın yanlışları doğurabildiğini ama hatalardan değil, sadece yanlışlardan sorumlu olduğumuzu öğrendim. Hataların ne kadar büyük olursa olsun, seni sevenlerin, bunları masumane gördüğünü, sevenlerini yanlışlarınla yormaman gerektiğini öğrendim. İşler bir kere sarpa sardımı, insan denen varlığın dibe vurmadan bu sarmaldan kurtulamadığını öğrendim. Ama seni gerçek sevenlerin aslında senin o sarmala girmemen için orada olduğunu da öğrendim. İşler bir kere sarpa sardımı, seni gerçek sevenlerin, nasıl da yalvarır gözlerle, ” Hadi dön aramıza da mutlu olalım yine ” diye baktıklarını öğrendim. Bir kere düştüysen yere, seni gerçek sevenlerin, aptal saptal tavsiyelerle seni kendine getirmeye çalışmadıklarını, tekrar kalkasın ayağa diye ellerini uzattıklarını, yaslanasın diye omuzlarını sunduklarını öğrendim.
Ben seninle ve gıyabında senin, yalanların hiçbir boka yaramadığını öğrendim. Yalanların sadece kendini kandırdığını, insanların söylenen yalanlara bıyık altından güldüğünü öğrendim. Hakkı gerçek sevenlere yalan söylemenin yakışmadığını öğrendim. İçki içmenin, kontrol kaybetmenin, yalandan yorulmak anlamına geldiğini, yalansız aralar vermek olduğunu, ser hoşların, ne kadar saçmalarsa saçmalasınlar, en azından yalan söyleyemeyecek kadar dürüst kalabildiklerini öğrendim.
Ben seninle ve gıyabında senin, Kaçmanın, saklanmanın ne kadar anlamsız olduğunu öğrendim. Yüzlerce kişi arasındayken bile, insanın, isterse, nasıl izole olabileceğini öğrendim. İnsanın isterse, nedensiz, sebepsiz, hiçbirşeye ihtiyaç duymadan, kafasında, beyninde, hafızasında, ruhunda, istediği anda ütopyasını görebildiğini, yaşayabildiğini, bunun çok basit olduğunu öğrendim. Çiçeklerin, böceklerin, hayvanların, insanların, doğanın bu ütopyalara hizmet etmek için var olduğunu öğrendim. Şükredebilmenin en büyük lütuf olduğunu öğrendim. Ruhunun hasletlerini, nefsinin nefretlerine yem etmiş şükürsüzlerin, ütopya göremediklerini öğrendim. Şükretmenin bedava, nefretlerin çok ama çok pahalı olduğunu öğrendim. Ben varlığına ya da yokluğuna şükretmenin bir farkı olmadığını öğrendim.
Ben gıyabında senin, engelsiz hayatların anlamsızlığını öğrendim. Aşılmadıkça engeller, hayatı tatsızlaştırdığını öğrendim. Her engelin sonunda kesinlikle bir hediye gizlendiğini öğrendim. Sabretmeyi bilmeyenlerin hediye almayı haketmediklerini öğrendim. Sabretmeyi öğrenmenin alınabilecek en büyük hediyelerden birisi olduğunu öğrendim.
Ben sayende senin, sanatın, sporun, bilimin, okumanın, yazmanın, kısaca kendini geliştirmenin önemini öğrendim. Sadece günü yaşamanın, kendini geliştirmemenin eşşekliği baki kıldığını öğrendim. Sağlam kafaların sağlam vücudlarda bulunduğunu öğrendim. Var olanı daha özel kılmanın, onu daha güzel kılmaktan geçtiğini, estetik katmaktan geçtiğini, hayata estetik katabilmenin yolunun mümkün olduğunca farklı şeyler, farklı insanlar keşfedebilmekten geçtiğini öğrendim. Sanatın insanın empati yeteneğini geliştirdiğini, sporun sağlıklı beyinler geliştirdiğini öğrendim. Sağlıksız beyinlerin, empati kuramayan bireylerin hayata zarar verdiklerini öğrendim.
Ama en önemlisi, sayende ben senin, sözde kalan sevgilerin yalandan ibaret olduğunu öğrendim. Sevdiğiyle başaramasa bile, sevgisine sahip çıkmayanların gönlünü nefretlere, şeytanlara sattığını öğrendim. Şeytana yandaşların gün be gün çöktüğünü öğrendim. Sevemediğin insanlardan, şartlar ne olursa olsun, nefret etmemen gerektiğini öğrendim. Sevmeyi başaramayan insanlara kızmamak gerektiğini, bir gün özlerine dönebilmeleri için, dua etmek gerektiğini öğrendim. Sevmenin öğretilesi olmadığını öğrendim. Sevmeyi başaramayanları, kendi yollarında, serbest bırakmak gerektiğini öğrendim. Sevmeyi öğrenemeyenlerin, insanın hayatında karşılaşabileceği , en önemli engellerden birisi olacağını fakat yine de, sevilmemenin, doğru anlaşıldığı taktirde, şükretmeyi, sabretmeyi, sonunda yine sevmeyi öğretebildiğini öğrendim.
İşte bu yüzden belki de, ben seni gıyabında sevebilmeyi öğrendim. Herşeye rağmen, varlığına ve yokluğuna teşekkür edebilmeyi öğrendim.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)