Son günlerin Ahmet Altan ve Ahmet Nesin tartışmaları, kapışmaları ilğinç bir şekilde devam ediyor,
“Tek din. Önce inanamadık. Bir hata vardır herhalde dedik, baktık hata yok. Belki dili sürçmüştür, dedik, arada bir oluyor, sonra toparlıyor. Yoo, ertesi gün aynı lafı aynı biçimde yeniden söyledi. O zaman anladık ki ciddi bir sorunla karşı karşıya Türkiye.” diye yazmış Ahmet Altan Taraf Gazetesi’ndeki köşesinde bugün.
Ahmet Altan’ın bu 5 tümcelik paragrafına 100 sayfa yazabilirim belki. Ama kısa yazıp olayı Bursa kitap fuarında çektiğim bir fotoğrafla bitireceğim.
Ahmet Altan esasında dinlediğinde bir hata olmasını, dil sürçmesini çok istiyor. Çünkü dinci bir parti liderini bu kadar savunmanın zorluğunu yaşıyor kimileri. Erdoğan il başkanıyken, belediye başkanıyken laisizme karşı olduğunu söyleyip şeriat yönetimi istediğini kaç kez söylemişti. Bir dincinin bu dediğinden vazgeçmesi için dininden vazgeçmesi gerekiyor. Dincinin laisizmi savunması dinine terstir, günahtır ve en önemlisi islamiyetin anayasası olan Kur’an’ı reddetmesidir. Bunun böyle olduğunu Ahmet Altan ve onun gibi düşünenlerin hepsi en az benim kadar bilirler. Dinciler şeriatı savunduklarından laisizmi reddederler ve bundan dolayı demokrat olmaları olanaksızdır.
Türban tartışması çıktığında yazdıklarıma inatla karşı çıktılar. Bunun bir özgürlük olduğunu söylediler. Bununla da kalmadılar, Ufuk Uras türbanı desteklemeyenlerin faşist olduğunu söyledi. Murat Belge bir yazısında bana resmen “Faşist” dedi. Ben sadece bunun bir ayeti anayasaya taşımak olduğunu ve bunun şeriat yasasını anayasaya monte etmek olduğunu yazdım ve geleceğinin daha beter olduğunu yazdım.
Yazdığım gelecek yukarıdaki fotoğraftı. Bu bir ana okulu öğretmeni. Buyurun, iyi bakın ve iyi tahlil edin bu fotoğrafı.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)