Sabah bir arkadaşım aradı. Heyecanla. “Ben Van dan bir çocuk misafir etmek, onu
okutmak istiyorum Nilden” dedi. “CHP nin, kadın örgütlerinin, bu işe önayak
olmasını istiyorum. Kampanyanızı, örgütlenmenizi görmek istiyorum. Siz depremin
neresindesiniz?”
Ne denebilir ki?
Yapılabilecek onca şey varken, yine bir şey yapamamanın ezikliğiyle oturduk kaldık.
Vicdanımızı rahatlatmak için, 3-5 oyuncak aldık, küçülmüş kıyafetlerin içinde
kullanılmamışları seçtik, paketledik gönderdik.
Bir de seyrettik elimizden geldiğince, belediye başkanlarımızın depremden 2 gün
sonra trençkotlarıyla Erciş’e gidip “yerinde incelemelerde”
bulunmalarını.(okuyucuya not: “yerinde inceleme”, CHP li İstanbul Belediye
Başkanları ‘nın basın açıklamasından alıntılanmıştır.)
“Yerinde” yaptıkları “incelemeler” neticesinde bir köyü tamamen inşaa etme kararı
almışlar . Güzel bir karar. Ne aşamadalar bilmiyorum, ama çok da önemli değil
zaten. Basın da ilgilenmemiş olmalı ki, bir daha hiçbir yerde rastlamadım
ilgili habere.
Neyse, konumuz bu değil zaten.
Konumuz; biz CHP olarak depremin neresinde duruyoruz? Kıyısında mı, köşesinde mi, içinde
mi, yoksa dışında-tribün tarafında mı?
Beni ilgilendiren kısmı tam da bu.
Van da “inceleme yapan” bakanları protesto eden çocuklara sıkılan biber gazları nda
CHP Gençlik Kolları niye bağırmıyordu? Depremin neresinde duruyordu?
Belediyemiz, ilk depremin olduğu gece, sosyal medyada bir çok belediye bangır bangır
vatandaşı yardıma çağırırken, neden sadece “balıkçılık(!) sempozyumu”
tanıtımını verdi? CHP li belediye, depremin neresindeydi?
Van-Erciş’de çocuklar zaatüreden bir bir ölürken, kadın kolları çadırlarını kurup neden bu
çocukların bakımını üstlenmiyor? Bunlara yönelik kampanyalar yapmıyor? Depremin
neresinde duruyor CHP Kadın kolları?
Yine 2. depremde, tamamen bir ihmal sonucu ölen iki gazeteci için bağlı oldukları
kendi kanalları bile doğru dürüst yayın yapmazken “basın ahlakı” diye bağıran
örgütümüz niye yoktu? Neresindeler di depremin?
Deprem, bir çok aileyi vurdu…Kırdı geçirdi. Ne çok hayatlar söndü, çekilecek ne çok
acılar başladı.
Deprem, AKP’ yi de olağanca hızıyla vurdu. Belki de ilk
kez “tek ses” çıkan AKP de farklı sesler çıktı. Hükümet, yetersiz ve çaresiz
kaldı. İkinci depremde ki ölümler doğanın şiddetinden değil, ihmalkarlıktan
oldu.
Biz ise, belki bir kez daha kendi içimizdeki hesaplaşmalara
döndük. Oysa uzun zamandır “samimiyetsiz” görüntü çizen CHP örgütleri ve
belediyeleri Van depreminde elini “yıkılan taşların” altına koyabilseydi, yani
depremin yanında,yakınında, dışında, tribünlerinde olmak yerine, o yıkıntının
altında olabilseydi vatandaşın görmek istediği CHP ye bir nebze yaklaşabilirdi.
Ama olmadı işte.
Son duyduğum, sayın belediye başkanımızın depremde hayatını kaybeden Japon vatandaş
Miyazaki adına park yaptıracağı..
Merak ettiğim, biz depremin neresindeyiz sevgili okur?
Bir de, acaba “ Miyazaki” parkında tribün de olacak mı??
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)