Rektörünün öğretim üyelerine karşı başlattığı baskı ve yıldırmayla gündeme gelen Gazi Üniversitesi’nde tıp fakültesi hocaları hakkında sahte imzalı dilekçeyle şikayette bulunulduğu ortaya çıktı.
Siber korsan grubu RedHack’in geçen cuma günü yayınladığı Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) belgeleri arasında, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri hakkındaki bir şikayet de yer alıyor.
Prof. Dr. Hatice Paşaoğlu’nun adını taşıyan şikayet dilekçesinde, tıp fakültesinde görev yapan projfesör ve doçent gibi öğretim üyelerinden 100’ünün muayenehanesinin olduğu belirtiliyor. Bu öğretim üyelerinin Tam Gün Yasası gereği 08.30 ile 17.00 saatleri arasında fakültede bulunmalarının zorunlu olmaına karşın olmadıkları savunuluyor. Üniversite rektörü, fakülte ve hastane yöneticilerinin bu duruma göz yumdukları ve devletin zarara uğramasını teşvik ettikleri ileri sürülüyor.
“İMZA DA DİLEKÇE DE BANA AİT DEĞİL”
Dilekçede daha sonra yasaya aykırı hareket eden Prof. Dr. Süleyman Büyükberber başta olmak üzere fakülte ve hastane yöneticilerinin hakkında YÖK tarafından inceleme başlatılması isteniyor.
RedHack’in belgesini kısa bir notla yayınlamasının ardından Odatv’ye yazılı bir açıklama gönderen Prof. Dr. Paşaoğlu, YÖK böyle bir şikayette bulunmadığını, dilekçedeki imzanın kendisine ait olmadığını bildirdi. Odatv’ye imzasının yer aldığı bir belge de yollayan Paşaoğlu, belgede sahteciliğin söz konusu olduğunu belirterek, adının ve imzasının kim tarafından kullanılarak şikayette bulunulduğunun belirlenmesini istedi.
Bu arada RedHack’in açıkladığı belgelere göre; yabancı uyruklu öğretim üyelerinin üniversitelerde 4 bin lira maaş verilirken, Bingöl Üniversitesi’nin 6 bin 765 lira maaş ve YÖK’ün onayıyla Suriye uyruklu bir kişiyi öğretim görevlisi olarak işe başlattığı ortaya çıktı.
KOLLAMA VE KAYIRMAYA BAK!
YÖK, 13.11.2012 tarihinde Prof. Dr. Oktay Çetin ile Doç. Dr. Gülşen Bağcı Kılıç hakkında soruşturma açılmasını istedi. Bunun üzerine 17.12.2012’de YÖK Başkanlığı’na bir yazı yazan Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, Çetin ve Kılıç hakkında soruşturma başlatılmasına neden olan dilekçede, öğretim görevlisi Mehmet Akçay’ın adının geçtiğini anımsatarak, Akçay hakkında işlem yapılmaması için YÖK Başkanlığı’ndan görüş bildirilmesini istedi.
Belgelerde, Sinop Üniversitesi Rektör Yardımcısı Dursun Dilek, yeğenini çaycı olarak işe alıp, çalışanlara karşı ajan olarak kullanmakla suçlanırken, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğretim görevlilerinden Atilla Ocak’ın usülsüz ÇED raporu verdiği, verdiği raporları üniversiteye bildirmesi gerekirken bildirmediği, gelir ve giderleri arasında büyük farklar olduğu ileri sürüldü.
YÜKSEK LİSANS YAPMADAN ÖĞRETİM GÖREVLİSİ OLDU
Yüksek lisans şartı olmasına rağmen, Karabük Üniversitesi’nde Türkiye Coğrafyası Anabilim Dalı’na yüksek lisansı olmayan bir kişinin araştırma görevlisi olarak atama yapıldığı savunulurken, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’ne personel alımında keyfi ve eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı iddia eddildi.
HACEPTEPE, ABD’DEN NE BİLGİSİ İSTEDİ?
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Murat Tuncer, geçen yıl YÖK’e başvurarak, ABD’den bir soruşturma için bilgi istedi. Yazıda,“Üniversitemizde yürütülecek bir soruşturmada kullanılmak üzere ABD Adalet Bakanlığından alınacak bazı bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır” denilerek, yazılarının ABD’ye gönderilmesi istenirken, soruşturmanın ne olduğu ve ABD’den ne tür bir bilgi istendiği merak konusu oldu.
ERCİYES’TE İNTİHALA SALLAMA
YÖK, sağlık bilimleri doçentliği sınavına giren Dr. Gülcan Erk’in etik ihlal ve intihalde bulunduğu iddiası üzerine incelemeyi yapmak üzere 14.6.2012’de Erciyes Üniversitesi’ne gönderdi. YÖK, incelemeyi Erciyes Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elvan Tercan’ın incelemesini istedi. Ancak Erciyes Üniversitesi Rektörü Tercan’ı zamanında görevlendirmedi. Tercan 29.6.2012’de emekli oldu. Rektör Prof. Dr. Fahrettin Keleştimur, dosyayı iki ay beklettikten sonra, 9.8.2012’de, Tercan’ın emekli olduğunu belirterek dosyayı YÖK’e geri gönderdi.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)