İkinci Paylaşım Savaşı’nı sonlandıran YALTA Konferansı ,coğrafyanın yüzyıllar boyu sakini olan Tatarlar için bir dönüm noktasıdır.
Altmış milyon civarında insanın ölümüne neden olan İkinci Dünya Savaşı sonlanmış,devrin üç muktedir gücünün başkanları Kırım’ın en güzel sahil kasabalarından biri olan Yalta ‘da masa başında dünyaya yeni şekil vermek için toplanmışlardı(Şubat 1945).Stalin ,Churchill ve Roosevelt ,galip devletlerin toprak paylaşımı konusunu görüşmek üzere Livadia Sarayı ‘nda bir araya geldiler. Yeni Avrupa bu anlaşma sonrası şekillendi.
Kırım’a gelecek olursak; 1917 Bolşevik Devriminden sonra kendi yurtlarında huzur bulmakta zorlanan Kırımlılar için yeni bir tarih başlamaktaydı. Sovyetlere karşı giriştikleri bağımsızlık mücadeleleri hüsranla noktalanmış , yüz binlerce can yitip gitmişti .Kimileri daha 93 harbi sonrasında Anadolu ‘ya sığınmış ,kimileri ise şu anki Özbek topraklarına sürülmüştü.
Vaktiyle Hanlık olan Kırım bu Sovyet Devlet politikası sonucu kendi vatan topraklarında azınlık haline düşmüştü.Bilimsel veri olmamakla birlikte günümüzde Kırım’ın hiçbir bölgesinde Tatar nüfusu %30 ‘ u geçmemektedir.Bu nedenledir ki bağımsız bir Kırım Tatar Devleti hayal ötesi gibi gözükmektedir.
Bu durum ,Kırım ‘da yaşayan Tatarlar için büyük handikaba yol açmaktadır.Bu sebepledir ki özgürlükler adına her dönem engelleme ve kısıtlamalarla karşı karşıya kalmaktadırlar.
Ukrayna’da yaşanan son olaylar Kırım’ı tekrar dünya gündeminin merkezine çekmiştir.Son yüz yılda bu coğrafyada ikamet eden Tatar kardeşlerimizin yaşadıklarını hatırladıkça ,yeni katliamlara maruz kalmaları endişesi bizleri tedirgin etmektedir.Sorunun diplomatik yollardan çözümü ,tabii ki en büyük dileğimizdir.Ancak geçmişte yaşananlar ,bu iyimserliğimizi karamsarlığa itmekte oldukça mahirdir.
Bu nedenle , Türkiye Cumhuriyeti Devleti Dışişlerine büyük sorumluluk düşmektedir.Adeta bir sınav vermektedir. Dışişlerimiz,rasyonel siyasi manevralarla bir tek Kırımlı kardeşimizin burnu bile kanamadan , var olan kişi hak ve hürriyetlerinin üzerine yenilerini inşa ettirerek , süreci lehe çevirmeyi başarabilmelidir.Dış siyasetin anahtar sözcüğü ‘’Diplomatik Siyaset ‘’ başarıya ulaşırsa ,Yalta’da 1945 ‘te masada olan devletlerin yanına biz de eklemlenir ve Kırımlı kardeşlerimizin haklarını canhıraş savunuruz.
Savaşların yerine barışın egemen olduğu bir Dünya dileklerimle…
Çoşkun İnce
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)