Bu nasıl bir istektir? Bu nasıl bir arzudur? Bu kadar acizane düşünce
olabilir mi?
Hadi DİB kaldırdın bu kurumun görevlerini kim nasıl yapacaktır? Bu
kurumu kuran zihniyet, bu kurumun nelere kadir olacağını, neler
yapabileceğini bilmiyor muydu?
Altı yüz yirmi iki yıllık bir imparatorluğun mirası olan din işlerinin
başındaki şeyhülislamlığın ne denli güçlü olduğunu, yeteneksiz din
adamlarının elinde ne kadar kötü olduğunu, hatta koca imparatorluğun
önce duraklamaya, sonra gerilemeye bilahare yıkılışa götürdüğünü idrak
etmekten aciz miydi ki şeri devlet düzenini terk edip Diyanet İşleri
Başkanlığını kurdu.
MUSTAFA KEMAL o müthiş önsezisi, din ve din adam kisvesi altında
siyasi ve çıkar dümenleri dördürüleceğini, din kisvesi ve sultası
altında toplumun koyunlaştırılacağını bildiği için Genel Kurmay
Bakanlığından hemen sonra Diyanet İşleri Başkanlığını kurarak şeri
devlet düzenini terk etti. Yüce dini yobaz ve kötü niyetli kişiler,
siyasetin esiri kara cahil şeyh, pir, şıh takımından kurtarma yolunu
seçti. Yani din adamları ya Allah adına iş yapacak ya da def olup
gideceklerdir. Gitmemekte direnenler, yasa ile görevden atılacaktır.
Nitekim Mustafa Kemal Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte hareket eden
gerçek din adamlarını Diyanet İşleri başkanı yaparak din işlerinin en
iyi şekilde yönetilmesi yolunu açtı. Tekkeleri, zaviyeleri, türbeleri
kapattı, din öğrenimini yeniden düzenledi ve disipline etti… Bu iş
yapılırken çok büyük uğraşlar verildiğini unutmamak gerekir. Doğudaki
isyanların her ikisinde de Şeyhülislamlığın kaldırılması, DİB lığının
kurulmasına karşı duruş vardır. Hatta Kubilay’ın öldürülmesinde de
bunu aramak yanlış olmaz.
DİB leri başkanlığı kurulurken amaç, dini gerçek din adamlarının
yönetimine terk etmekti. Din gerçek anlamda yaşanmalıydı. Din Allah
ile kul arasında kalmalı, siyasetin oyuncağı ya da ayak bağı
olmamalıydı düşüncesinden hareket edildi.
Kurucu irade Allah’ın dininin, tarikatlar, cemaatler elinde ÇIKAR
AMAÇLI kullanılmamasını istiyordu. İslam âleminde onlarca tarikat ve
yüzlerce cemaat var. Her tarikat adeta kendi dinini yaratmış, yüzlerce
cemaat kendi çıkar menfaat AVM lerini kurmuş, cemaat mensuplarını
soyup soğana çeviriyordu. Adeta tarikat şeyhleri hoca değil, haşa
peygamber, cemaatin başındakiler de halife… Tarikatlar şeyhleri
kuran-i değil, kendi nefsi adına hüküm veriyor ve mensuplarını çıkarı
için çalıştırmayı amaçlıyor ve trilyonlarca para kazanarak kendi
dünyalarını mamur ediyorlar. Cemaatler de zavallı, sıfır ya da kısır
görüşlü yeteri öngörüden uzak mensuplarını dini söylemlerle korkutuyor
kendilerine kul köle yaparak, onların sırtından milyonlar
vuruyorlar… Sonra da gerek tarikat şeyleri gerekse cemaatin
başındakiler Allah adını, dini ve peygamberi kullanarak ülkeyi soyup
soğana çeviriyorlar… Günümüzde bunlar aynen devam ediyor. Nakşibendi
tarikatının onlarca kolu dünyaya adeta hâkim! Cemaatlerin başındakiler
keza öyle… İşte Feto, işte İsmail Ağa (Mahmut Efendi), İşte İskender
Paşa, İşte Cübbeli Ahmet Efendi, İşte menzilciler ve o daha
niceleri…
Ülkemizde laiklikten ödün verildiği için 1950 den sonra işin cılkı
çıktı. Siyasilerin oy kaygısı nedeni ile tarikatlara esir olmaları
ülkenin içine etti. Cumhurbaşkanlığı köşkünde şeyhlerin ağırlanması da
neyin nesiydi?
ŞİMDİ ESASA GELELİM; Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılırsa ne olur.
Olan bütün Türkiye’ye, Türk halkına ve daha çok da dinin bizzat
kendisine olur. Öncelikle her cami kesinlikle bir cemaatin kalesi
olur. Camiye bir diğer cemaat mensubunu almazlar, alsalar bile hor
görürler. Camilere her cemaat lideri kendi ibadet ritüellerini
yapar/yaptırır. Her cami ayrı bir merkez olur, tarikatlar ve cemaatler
arasındaki menfaat çatışması ülkeyi kaosa sürükler. Tarihteki EBUSUUD
Efendi ve KADIZADELER gibi halkın birbirini kırmasını ve dolaysıyla
ülkenin darmadağın edilmesini hazırlar. Siyasi partiler Türkiye’yi
bölüm parçalayamaz ama tarikat ve cemaatler ülkeyi kan golünü çevirir
darmadağın eder. BUNU MU İSTİYORSUNUZ? Bu konuda kampanya açanların
sağduyulu hareket etmeleri gerekmez mi? Lütfen d aha sağlıklı
düşünelim
Yapılacak iş DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINI kapatmak değil, o kurumu
islâh etmek, kurumu tarikat ve cemaatlerin elinden kurtarmak ve
korumaktır.
Ülkeye hizmet budur
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)