Son Dakika Haberler

HAYAL DEĞİL- XVIII

HAYAL DEĞİL- XVIII
Okunma : Yorum Yap

Hayal Değil: Neyse hava biraz düzeldi. Güneş gül yüzünü gösterdi.
Pencereye yakın oturanlar camdan süzülen güneş ısısı ile kendine
geldi. Bu zor günlerde güneşi cepheden görenler belki de Doğalgaz’ın
kulağını çekmiştir birkaç saatliğine. Güneşi bir yana bırakalım ve
gerçeğe dönelim. Yine Covid- 19 ve yine ölüm sayısı, yoğun bakımda
olanlar ve vaka sayıları. Ölüm sayısı bugün 96 olmuş. Hayli yüksek.
Allah beterinden korusun. Halk yasaklara uymaz ise Allah neden korusun
ki… Pek çok insan dışarıda bari maske kullanın da küçük bir önlem
olsun. Maske çok bir para değil, devlet dağıtıyor, Sarıyer Belediyesi
dağıtıyor. Ama önemli olan duyarlı olabilmek! Olabilirsek bu vakayı
kolay aşarız. Neyse ben yine kendi işime döneyim ve anıları yazmaya
devam edeyim. Ben bunları yazıyorum, tatmin oluyorum ve siz de okuyup
vakit geçiriyorsunuz ya, ister misin sonraları bir kitap olarak
raflarda yerini alsın. Olur mu? Neden olmasın?

İstek geldi okurlardan. Şöyle diyor istek sahibi “Deli
Mehmet (Bayraktar) Sarıyer’de oynarken ebedi boykot almış (hak
mahrumiyeti) bu nasıl oldu, yazar mısınız?” “Hayır” diyebilir miyim?
Tabii ki “Olur” dedim. Bugün bu nedenle Sarıyer takımında oynarken
ebedi boykot (hak mahrumiyeti alan futbolcuları yazacağım). Bu konuda
rekor, centilmen takımlardan biri olarak bilinen Sarıyer’de olsa
gerek. Anımsadığım kadarı ile Türkiye’de ilk ebedi boykot alan Eski
F.B, ve G. S. lı komple sporcu Necdet Erdem’di. Futbol, atletizm,
yüzme, voleybol, yelken gibi pek çok dalda milli oldu, rekorlar
kırdı. Antrenörlük, teknik direktörlük, Milli takım yöneticiliği, FB,
G.S. yöneticiliği, Sarıyer Spor Kulübü yöneticiliği, antrenörlüğü,
teknik direktörlüğü ve bir dönemde başkanlığını yaptı… Şimdi gelelim
bizimkilere..

Sarıyer Spor kulübü futbolcularından dört kişi; İngiliz
Hakkı (Filyos), Mehmet Gülümser, Deli Mehmet (Bayraktar) ve Tevfik
Kızılay ebedi boykot alan dört futbolcudur.

İngiliz hakkı, Yusuf Ziya Öniş’in kurduğu ve üç yıl futbol
dünyasını karmakarışık eden Güneş Spor’un futbolcusu idi. Bu kulüp
kapanınca Sarıyer’e geldi (zaten Sarıyerliydi). Santrafor oynuyordu.
Deli fişek gibiydi. Müthiş hırslı, güçlü, asabi mizaçlı biriydi.
Yenilgi kabul etmez özelliği ile takımını ateşleyen adamlardan
biriydi. Sarıyer 1946/47 sezonunda iddialı takımlardandı. Rakibi
Topkapı ile Vefa Stadında karşılaştı. Maç gayet iyi gidiyordu. Hakem
Rıdvan’dı (Eski BJK li futbolcu). Sarıyer ataklarını devamlı keserek
takımı oynatmıyordu. Öyle bir an geldi ki, Selahattin Yarar araya uzun
bir top attı, İngiliz Hakkı koşarak topa sahip oldu, tam gol atacak,
tiz bir düdükle hakem akını kesti… Selahattin Yarar hakeme itiraz
etti. İtirazını sürdürürken hakem “Oyundan çık” dedi. Selahattin Yarar
oyunu terk ederken Muhsin Karauçak üzerine koştu “Yanlış yapıyorsun
hocam, o takım kaptanı. Ne yaptı ki” deyince “Sen de çık” dedi… Muhsin
oyundan çıkarken, İngiliz Hakkı hakemin üzerine koşarak “Ben de
çıkayım mı?” diye bağırdı. Hakem gayet Soğukkanlı “Sen de çık” deyince
İngiliz Hakkı’nın yumruğu suratında patladı. Saha karıştı. Uzun bire
süre maç durdu, sonuçta eksik Sarıyer maçı 2-1 kaybetti. Maçın revanjı
Şeref Stadında oynandı ve maçı Sarıyer 2-1 kazandı. İngiliz Hakkı ceza
kuruluna verildi ve ömür boyu Hak mahrumiyeti aldı (Yani Ebedi
Boykot).

Sarıyer’in ezeli rakiplerinden biri de uzun yıllar Birinci
Kümede üç büyüklerle boğuşan Süleymaniye idi. Küme düşüp ikinci kümede
oynamaya başlayınca tabii ki eski gücünü de, seyircisini de kaybetti.
Ama havasını hiç kaybetmedi. Sarıyer 1952/53 sezonunda Şeref Stadında
yağmurlu bir havada Süleymaniye ile karşılaştı. Sarıyer rakibinden
daha iyi oynuyor her an bir gol atacağı izlenimini veriyordu. Rakip
takımın en iyi futbolcusu takım kaptanı Hasan ile Gümüş isimli orta
saha elemanı idi. Gümüş bulaşık bir adamdı. Sert, küfürbaz, oyunu
çığırından çıkarmaya çalışan biriydi. İnatla sağbek Mehmet Gülümser’in
üzerine giderek onu kızdırıyor, takımın da oyununu bozuyordu. Öyle bir
an geldi ki Mehmet bu adamı yani Gümüşü sahada kovalamaya başladı.
Adam hem kaçıyor hem de küfür ediyor. Mehmet Gülümser tozluğunda
sakladığı bıçağı eline aldığı gibi düşüyor peşine Gümüş’ün. O hızla
hakem de üzerine gelince bıçağı fırlatıp denize atıyor. Hakem oyundan
çıkarıyor Mehmet Gülümser’i. Tabii rapor ediyor, Mehmet Gülümser’de
olayı inkâr etmiyor ve ebedi Boykot ile cezalandırılıyor. Mehmet
Gülümser’in ebedi boykot kararı ancak afla (1961 affı ile) kalkıyor
ama futbol hayatı da bitiyor.

Gelelim Sarıyer’in efsane isimlerinden Deli Mehmet’in
olayına. Deli Mehmet (Bayraktar) boylu, poslu ve çok güçlü fiziği ile
ideal bir savunma adamıydı. 1956 da Sarıyer profesyonel oldu. Takımın
sağbek mevkiine rakipsiz geldi. Sol bekte ağabeyi Şükrü idi (Ciğerci
Şükrü). Takım maçlara iddialı başladı. En büyük rakibi Beylerbeyi,
Eyüp, Galata ve Taksim’di. Ölesiye bir mücadele veriliyordu. Sarıyer
en güçlü takım olan Galata’yı 2-0 yenmişti, gelecek hafta sürprizle
karşılaşacağı kimsenin aklına gelmiyordu. O gün geldi ve Sarıyer
beklenmedik şekilde ağır bir yara aldı. Beylerbeyi ile 21.10.1956 günü
Şeref Stadında karşılaştı. Hakem Semih Zoroğlu o kadar bilinçli bir
şekilde rakibi kolluyordu ki seyirciler, futbolcular çileden
çıkıyordu. Eyüp’ün faullu attığı bir golü geçerli sayınca kızılca
kıyamet koptu. Sarıyer maçı kurtarabilmek için sağbek Deli Mehmet’i
santrafora aldı. Ağır bir baskı kurdu. Ama bir türlü hakemi geçemedi.
Sonuçta hakem Sarıyer’in mutlak gollük bir pozisyonunu da kesince olay
koptu ve saha karıştı. Çileden çıkan Mehmet, hakem Semih Zoroğlu’nun
üzerine yürüdü, ağabeyi Şükrü de geldi ve Mehmet hakeme vurdu, ağabeyi
tartakladı ve maç sonsu verilen raporla Deli Mehmet ebedi boykot (Ömür
boyu maçlardan men) cezası alırken ağabeyli de 6 ay hak mahrumiyeti
cezası aldı. Aradan çok geçmedi. 1960 İhtilali oldu ve 1961 de genel
Af çıkınca Mehmet de af oldu ve sahalara döndü. İlk maçını Ali Sami
Yen Stadında Y. Emniyet’e karşı oynadı. Lisansları ben yazdım ve
Hakem’e götürdüm. Hakem Semih Zoroğlu idi. Yani Mehmet’i oyundan ihraç
eden, boykot aldıran hakemdi. Mehmet’in oynadığını görünce müthiş
tedirgin oldu. Sahaya çıkmak istemedi. Ricada bulunduk, zorla kabul
etti maçı oynatmayı. Mehmet’e Hoca’dan özür dilemesini rica ettik.
Kabul etti. Takımlar santraya geldiklerinde Mehmet Hakeme gidip özür
diledi ve bu maçı Sarıyer 6-0 kazandı. Mehmet bir gol attı. Deli
Mehmet futbolunu uzun bir süre devam ettirdi ve 1962/63 sezonunda
takım kaptanı olarak şampiyonluğu kucakladı.

Sarıyer’de oynarken ebedi Boykot (Hak mahrumiyeti alan)
dördüncü kişi dün yazdığımız Tevfik Kızılay’dı. Aleyhinde çok bağıran
Taksimli taraftarlara edep yerini göstermiş, sonra da tribüne çıkıp
kavga etmiş ve hakemin raporu ile de ebedi Boykot (Hak mahrumiyeti
almıştı). Sonraları aftan yararlanmış ve tekrar sahalara dönmüş, yine
lacivert-beyazlı formayı giymiş, kaptan olarak şampiyonluk yaşamıştı.

İşte Sarıyer tarihine ismini “EBEDİ BOYKOT ALANLAR” olarak
yazdıranlar bu dört kişidir. Hepsi de gerçek dünyalarına göçmüşler,
orada rahat uyusunlar, mekanları cennet olmuştur inşallah.

Biraz da gülelim. Maden Spor eski Sarıyer sahasında
Tophane Tayfun ile özel bir maç oynuyor. Maden 1-0 galip, kalede Kör
Murat oynuyor. Hakem Deli Mehmet, Son dakikalarda Tophane Tayfun
lehine bir penaltı verdi. Atış için top dikildi. Maden Başkanı Ahmet
Er sahaya dalarak kaleci Murat’a gitti. Meğer Murat’ın yüzünde koca
bir çamur varmış bir gözü tümü ile kapalı. Ahmet, Murat’ın yanına
kadar giderek “Yüzündeki çamur’u sil, topu göremezsin” diyor. Murat’ta
rahat rahat, “Yahu o gözüm kör, zaten bir şey görmüyorum ki” diyor ve
penaltı atışını da kurtarıyor iyi mi?

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)