Sarıyer’den Kilyos’a doğru 10 kilometre uzaklaşınca sizi şirin bir köy karşılıyor. Rumeli Kavşağı ile Rumeli Feneri arasında konumlanan bu köy, sessiz bir ortamda tatil keyfini bizlere sunuyor. Peki burası neresi? Elbette son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz Garipçe Köyü.
Üçüncü köprü süreci ile birlikte bu köye de meraklar başladı. Özellikle deniz manzaralı kahvaltısı ile bir hayli ünlü. İstanbul’un şehir hayatından bunalanlar, Garipçe Köyü’ne hafta sonu kahvaltısına geliyorlar. Anlayacağınız İstanbulluların son trendi.
Bu ufacık ama şirin köyde birkaç restoran, bir bakkal ve bir kahve var. Deniz kenarındaki restoranlarda vakit geçirebileceğiniz gibi daha iç tarafta konumlanan 130 yıllık ahşap bir binada da kahvaltı keyfi yapabilirsiniz. Garipçe Köyü, güzel sahili ve kahvaltı keyfi ile sınırlı değil. Garipçe’ye gelip, köy meydanında gezebilir, tepeye doğru çıkıp boğaz manzarasını izleyebilirsiniz. Köye kadar gelmişken el yapımı birkaç şey de almayı ihmal etmeyin. Hem köylülere destek olmuş hem de evinize harika lezzetler götürmüş olursunuz. O zaman önce biraz tarihi yerlerinden bahsedelim.
Doğası ve deniz manzarası ile kendinden söz ettirse de Garipçe Köyü, Bizans ve Osmanlı dönemine ait birçok esere de sahip. Sadece kahvaltı yapıp evinize dönmeyin. Zaten çok büyük bir yer değil. Çok rahat bir zaman dilimi içinde hepsini görebilirsiniz. Ayrıca pişman olmayacaksınız ve harika fotoğraflarınız olacak.
Mesela, Garipçe Burnu’nda Garipçe Kalesi var. Burayı zamanında, Padişah III. Mustafa yaptırtmış. Mimarı ise Macar asıllı Fransız Baron Francois de Tott. Manzarasına bayılacaksınız ama ne yazık ki kale bakımsız bir şekilde kendi haline bırakılmış.
Garipçe Kalesi’nden biraz yukarıya çıktığınızda Hasan Paşa Kulesi’ni görüyorsunuz. Harika bir boğaz manzarasına sahip. Burası da ne yazık ki bakımsız bir halde ayakta kalmaya çalışıyor.
Cenevizlilerden kalan Rumeli Feneri Kalesi, Cumhuriyet dönemine kadar aktif bir şekilde kullanılmış çünkü stratejik konumu nedeniyle Marmara Denizi girişi, bu kale aracılığı ile kontrol edilebiliyormuş. Şu an ise kale kendi kaderine terk edilmiş. Yani bakımsızlıktan dökülüyor. Anlayacağınız Garipçe’nin tarihi değerleri gün geçtikçe yitiriliyor.
Garipçe’de Denize Girilecek Yerler
Garipçe’ye sadece kahvaltı yapmaya gelmek zorunda değilsiniz, yaz aylarında serin sulara kendinizi bırakmak için de burayı tercih edebiliriniz. Garipçe’nin Büyük Liman Koyu yüzmek için ziyaret edebileceğiniz bir yer. Yalnız Büyük Liman’a ulaşım pek kolay değil. 20 dakikalık bir patika yoldan yürümeniz lazım veyahut Sarıyer merkezden kalkan Büyük Liman motorlarına da binebilirsiniz.
Kahvaltı mekanlarına yakın bir noktada Garipçe Plajı bulunuyor. İstanbul Plajı da diyorlar. Giriş için bir ücret ödemeniz gerekmiyor. Çok bakımlı bir yer beklemeyin ama yazın sıcağında günübirlik geziniz sırasında serinlemek fena fikir olmayabilir.
Köyün güney tarafının birkaç kilometre uzağında konumlanıyor. Ayrıca Garipçe’ye kadar gelmişken Rumeli Feneri Köyü, Rumeli Feneri ve Feneryolu Kuş Gözlemevi’ni de belki gezmek isteyebilirsiniz. Garipçe’ye yakın mesafede olan bu noktalar da aklınızda olsun. Eğer fazladan saatleriniz olursa bu yakın yerleri görerek doldurabilirsiniz.
Garipçe Köyü’ne Nasıl Gidilir?
Ne yazık ki köye minibüsler gitmiyor ama otobüs seçeneği mevcut. Yenikapı-Hacıosman metrosunu kullanarak Hacıosman durağında inebilir, ardından Sarıyer’e gelebilirsiniz. Daha sonra da Sarıyer merkezden 150 ve 40 hat numaralı İETT otobüsleri ile ulaşabilirsiniz.
Eğer kendi aracınızla gitmek istiyorsanız Sarıyer merkezden Kilyos’a doğru yol alın. Koç Üniversitesi’ne geldiğinizde Rumeli Feneri ayrımından 6 kilometre daha devam edin. Garipçe tabelası karşınıza çıkacak.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)