Türkiye’de yazı yazmak yürek, ölümü göze almak, bedel ödemek ister. Türkiye tarihine bugünden geriye doğru baktığınızda yürekli basın mensubu, yazarları, edebiyatçıları var olmakla birlikte, ölümü göze alarak, bedel ödeyen sayısız onurlu, dik duranları vardır. Birde el pençe duranları.
İktidarların, koalisyon hükümetlerinin, askeri faşist darbelerin kara sayfalarında aydınlanmayan, dosyaları zaman aşımına uğratılan, savsaklanan katledilen aydınları, devrimcileri vardır. Birde Kürt emekçi basın mensuplarıyla, yazarları vardır.
Yazdığınız yazı tiyatro, masal, hikaye, roman, makale ve benzeri türleri olabilir. Toplumun sorunlarını yazılarınızda harmanlamalısınız. Satır aralarında düşündürücü, yol gösterici, paylaşımcı, bütünleştirici, umuda açılan pencere ve diğer etkenler olmalıdır. Uyuyan beyinleri harekete geçirip, soru işareti, işaretleri ile uyandırmalısınız.
Yazdığınız yazıdan falanca, filanca kişi beğenir mi? Gücenir mi? Dışlanır mıyım? Topun ağzında olur muyum? diye bakmayacaksınız? Toplumcu düşünceyle yazınız. İlk önce kendinize güvenin, net olun.
Var sayalım dışlandınız. Emek mücadelenizin bittiği an değildir. Mücadeleye devam etmelisiniz. Polis sorgusu, mahkeme kapılarına ya da cezaevine mi düştünüz? İnadına toplumsal düşünceyle yazınız. Dik ve onurlu olunuz.
Emek mücadelesinde yelken olunuz ve rotanız kitleler olsun. Siz yazı yazanları emekçi, yoksul, ezilenler bağrına sizleri basacaktır. Umutsuzluğa hiçbir zaman yer vermeyiniz. Umudu yeşertmek ve çoğaltmak sizlerle olacaktır.
Yazdığınız yazıda eleştiri, saldırı, tehdit, olumlu karşılık bulacaksınız. Tüm renklerle birlikte yaşamak, bölüşmek için ilkelerinizden taviz vermeyiniz.
Yazılarınızda olumlu karşılık bulduğunuzda havalanmayın, sonradan görme olursunuz. Olumsuzluklarda, saldırılarda, yalnız kaldığınızda karamsarlığa düşmeyiniz. Yaşam bir mücadele alanıdır. Mücadelenin bir parçası da sizsiniz. Karamsarlığı, sessizliği dağıtacak olanda sizsiniz.
Toplumun lokomotif gücünü oluşturan sizsiniz. Bunun farkında olmalısınız. Kitlelerle buluşmanın, dayanışmanın, birlikte hareket etmenin yolunun aralamak sizlere düşer.
Ben anlayışını, bizler anlayışına çevirmelisiniz.
Toplumcu düşünceyi savunan ama pratik yaşamda ‘ben yaptım. Ettim. Ben olmasam bunlar bir hiç’ dediğinizde bireyselliğiniz öne çıkar ve olgunlaşmamışsınızdır. Bu kişilerle mücadele etmekte size düşer.
Yazı yazmak hiçbir kişinin tekelinde değildir.
Toplumsal düşünce içinde en iyisini yazmaya gayret edin. Sistem içinde ya da dışında olan, yaşanılan olaylara sessiz kalmayın. Aksine dokunun.
Hiçbir yazı mükemmel değildir. Yazdığınız yazı birkaç yıl sonra okuduğunuzda keşke şunu şöyle ya da böyle yazsaydım diyebiliyorsunuz.
Ama yazdıklarınızla kitleyi aydınlatıyorsunuz. Mükemmeli öyle, böyle yakalamış oluyorsunuz.
İnadına yazmak gerici, ırkçı, faşist düşünceyi tarihin çöplüğüne gömmek daha kolay olur. Ama birleşerek…
Hüseyin Habip Taşkın
02.06.2016
Sonsuzumut.com
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)