Son Dakika Haberler

Fanatik Alan

Fanatik Alan
Okunma : 6.963 views Yorum Yap

Fanatik Alan: Temas gerektirmeden gücünden yararlanılabilecek bir olgudur fanatizm. Onu harekete geçirecek frekanstan gelgel yaptığınızda taraflı davranışını sergilemeye başlar.

Nasıl mı?

Katolik kilisesinin bahçesindeki yolun sağ ve sol yanında iki dilenci dileniyormuş. Dilencilerden biri, lütfen Protestan’a bir yardım derken diğeri, lütfen Katolik’e bir yardım diyerek dileniyor. Kiliseden çıkanlar Katolik’e yardım diye dilenen dilenciyi boş geçmezken Protestan’a yardım diye dilenenin yanına yaklaşan yok.

Kiliseden çıkan vicdan sahibi bir Katolik Protestan’a yardım diye dilenen dilencinin yanına yanaşarak ona der ki:
“Katolik kilisesinin önünde Protestan’a yardım diye dileniyorsun, sana hiçbir Katolik yardımda bulunmaz ki… Karşı kaldırımdaki dilenciye bak, herkes ona yardım ediyor.”

Bunun üzerine Protestan’a yardım diye dilenen dilenci karşı kaldırımdaki arkadaşına seslenir:
“Simon, Simon! Adama bak bize ticaret öğretecek…”

Öyledir, çıkarın Protestan’a yardım diye dilenen dilenciyi Katolik’e yardım diye dilenen söyleminin tılsımını yitirir, sıradanlaşır, sıradan bir dilenciye dönüşür.

Fanatikliği kullanım her zaman dilenci örneğindeki gibi olmuyor, bazen acı sonuçları da oluyor.

Nasıl mı?
Yıl 1969, aylardan şubat ve sonradan Kanlı Pazar denilecek bir Pazar günü… Amerika’nın meşhur 6. Filosunu protesto eden gençlere sopalarla, bıçaklarla saldırıldı. Kimler saldırdı? Amerika savaş gemilerinin kıble ile aralarında yerleştiğini unutup Taksim’de meydanda namaz kılan fanatikler… İki genç öldürüldü.

Fanatikleri kullanmak için onlarla temas kurmanız gerekmez, harekete geçirecek kışkırtma için birinin diğeri olarak ilanı onlara yeterlidir.

BİR KİTAP:

İbrahim Balcı’nın son kitabının adı: “Osmanlı’da kimi boğduruldu, kimi idam edildi, kimi de…” Okumanızı öneririm.
Padişahlar, onların en yakınları, şimdilerde can ciğer diyerek sakındığımız kardeşler, çocuklar, bebekler ve vezirler tabi… Boğduruldular, öldürüldüler ve üç noktayla anlatılan eylemlere tabi tutuldular.

Yani imparatorluğun ileri gelenlerinin, öne çıkma potansiyeli olanlarının hayatları özenilecek cinsten değil. Azıcık aşım ağrısız başım deyimini kutsar nitelikte. Hanedan soyundan gelmek, çoğu kere bırakın iyi yaşamayı daha bebekken öldürülmenizin nedeni oluyor.

Fatih’in, kardeş katli vaciptir fermanı bebeklerin katli için meşruluk kazandırıyor. Hepsinin altında yatan nedense, imparatorluğun bekası…

Sonra bir gün, boğdurmayla, idam etmeyle, üç noktalı şeylerle ve yumuşatılmış haliyle kafeste tutmayla bekası korunmaya çalışılan imparatorluk parçalanıyor, dağılıyor. Kaderi emperyalist devletlerin insafına kalıyor.

O ne? Hiç hesapta olmayan bir şey, tarihi boyunca beka için aklın ucundan geçmeyen bir şey ortaya çıkıp tarih yazıyor. O şeyi anladınız! Mustafa Kemal önderliğinde Kuvayı Milliye hareketi…

Eski Mısır şiirinde “Kötü Çağ” adlı şiir bir dizesinde şöyle der:

“Kimlere dert yansam bugün
Özü sözü bir olanlar nerde?
Yeryüzüne kötüler el koymuş.”
Özü sözü bir olan 1919 Mayısında Samsun’a çıktı.
Şiir bir dizesinde şöyle der:
“Kimlere dert yansan bugün?
İçim kan ağlıyor,
Dert ortağı bulana ne mutlu.”
O dert ortağı cumhuriyet oldu. Önemli olan bunu sürdürebilmektir.

İrfan Kaban

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)