Son Dakika Haberler

Fi An

Fi An
Okunma : 790 views Yorum Yap

engindenizhanSevgili okuyucularım son günlerde Alevilik konusunda bir çok hassas konuşma ve açıklama yapılması nedeniyle benim aleviliği en iyi içindeki felsefelerle anlatabileceğim düşünesi bende oluştu. Biliyorsunuz ki Alevilik cümlesi Hz. Ali taraftarlığı üzerinden üretilmiş bir islam meshebidir. Alevilik Hz. Muhammed ve İslam inancı dışında düşünülemez. Biz alevilik inancı mensupları kendimizi en iyi felsefi yaklaşımlarımızla anlatmıştırız bu nedenle aşağıda 2 temel felsefe aleviliği anlatmaya çalışacağım.

Alevi anlayışının temellerinden biri olan Hak kavramının diğer başka yorumu’da Hallâc-ı Mansur’un savunduğu Tâsîn tevhîd akîdesinin özü olan “Fî” ve “An” kavramı Vahdet-i Vücud’daki “Her şey Allah’tır” akîdesinden farklı olup, “Her şey Allah’tadır ve her şey Allah’tandır” anlamına gelmektedir. Peki hal böyle iken bizler Allah’ta herşeyin olduğunu ve onun izni olmadan hiç birşeyin olmayacağını bilerek neden davranmıyoruz ve kendimizi özümüzün insafına terk ediyoruz. İnsanın kendini Allah’a teslim etmesi demek içindeki öz ile yüzleşmesi anlamına geliyor. İnsan Fi An dediği an aslında kibir, haset, fesat, gibi bir çok kötülüktende uzaklaşıyor. Alevi anlayışı yüzyıllardır Fi An dediği içindir ki toplumda kavga ve nefretten uzak bir görüntü içinde dini anlayışını ve rituellerini kuşaklara doğru bir ulaştırmıştır.

Alevilikte Fi An gibi bir önemli felsefi anlayış daha vardır. Bu felsefe ise Vahdet-i Vücud anlayışı. Tanrı’nın niteliğini ve evrenin oluşumunu, Varlığın Birliği (VAHDET-İ VÜCÛD) anlayışı ile açıklar. Yani, TANRI-DOĞA-İNSAN BİRLİĞİ’ni benimseyen bu felsefede temel düşünce: “Evrende ancak bir tek vücudun bulunduğuna inanmak ve başka varlıkları o vücudun görüntülerinden ibaret saymaktır. Evrende var olan her şeyi ve kendisinin de Mutlak Vücud’da (Tanrı Varlığında) gören için, gerçek mutluluk doğmuştur; bu nedenle, Hakk’ı uzakta ve dışarıda aramak yanlıştır.

Bugün Alevi meshebini islamiyetin dışında bir dini anlayış gibi gösterme çabası Allah’ı kendi içinde hissettirmeyerek hem Fi An hemde Vahdet-i Vücud anlayışının dışında tutma çabasının eseridir. Kuran-ı Kerim’imizde de söylediği gibi Allah bizlere şah damarımız kadar yakın ise hem Fi An hemde Vahdet-i Vücud anlayışının doğru felsefeler olduğunu gösterir.

İslamiyeti korkular üzerine kuramsamak, hem insanın işine gelmekte hemde kendisini zorunlu hissettirmektedir. Onu yapmazsan bunu uygulamazsan cehenneme gidersin gibi bir anlayış dini sevdirmek ve saygı duydurmak yerine uzaklaştırmaktadır.

Alevi anlayışındaki sevgi ve hoşgörü teması dinin temelinin insanın ahlak anlayışı ile daha belirgin bir biçinde yerleşmesine yardımcı olmaktadır. Alevi anlayışında insanın Allah’a ulaşması için kendi özüne ulaşması yeterlidir. Bunun içindir ki Aleviliğin temelinde zorlama yoktur.

Bu nedenledir ki Anadolu aleviliği islamında en temiz ve en düzgün örneklerini sergilemiştir. Amacımız bu yazıyı yazarken Alevi olmayanları eleştirmek değil sadece dinin temelinin Hak Muhammed Ali olduğunun unutulmamasını istememizdendir…

Hak Muhammed Ali’dir

Dinin temeli

Arar isen beni

Can’ın Cevheri

 

Engin Denizhan

 

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)