Son Dakika Haberler
“width=“1293

Zinanın Beyin Kimyası. Engin Civan

Zinanın Beyin Kimyası. Engin Civan
Okunma : 883 views Yorum Yap

johncoulter_perfect_chemistry_lcsÖğrencilik yıllarında belediye otobüsünde yaşlı teyzelerin yaşam üzerine kehanetlerine şahit olurduk.‘Bina ve zina arttı, ahiret günü yakındır’ . O yıllar geride kaldı, inşaatlar tam gaz, henüz görünürde kıyamet yok. Geçtiğiz günlerde CIA başkanı, Irak ve Afgan fatihi General Petraeus’un seks skandalı patlayınca zina tekrar gündeme oturdu.

Güç Testestrona Araç Mı?

Hatırlarsınız, geçtiğimiz yıllarda Başkan Clinton genç stajyer Monica’yı Beyaz Sarayın koridorlarında içtiği puroların Freudien anlamlarıyla tanıştırmıştı. Öte yandan Avusturya kökenli Hollywood yıldızı ve eski Kaliforniya valisi Arnold’un eve gelen temizlikçiden olma çocuğunu yıllarca herkesten sakladığını kim unutur?

Ekranlara doluşan balon kafalar bu tür aldatmaları hemen güçlü erkek, koltuk kabarması, ‘büyük baş’ kompleksi yaftalarına indirgediler. İnsan kendi kendine sormadan edemiyor. Gerçekten bu tür davranışlar bu kadar basit çözümlere bağlanarak açıklanabilir mi?

Başka Bulgularda Var:

Ülke Amerika olunca istatistikî veriler zebil oluyor. Verilere göre Amerikalı çiftler arasında evlilik dışı ilişki tüm evliliklerin dörtte biri. Erkeklerle hanımlar arasında dağılım aşağı yukarı eşit. Aldatan dörtte birin içinde güçlü olanlarda var. Dörtte birin çoğunluğu güçsüz ve sıradan insanlardan olduğuna göre davranışlarını açıklamakta zorlanıyoruz. Evlilik dışı ilişki davranışını güçlü erkeklerin sadece makam rantına bağlamak eksik analiz oluyor.

Cins, Cins Tekeşlilik Var:

Sosyal bilimler geliştikçe sosyal tanımlarda çeşitlenmekte. Son yıllarda tekeşlilik yeni tanımlarla tanıştı. Tanımlardan birincisi, cinsel tekeşlilik, diğeri ise sosyal tekeşlilik, olmakta. Güçlü erkeklerin davranışlarına bakarsak General Pertaeus sosyal tekeşlilikte hanımına karşı saygıda kusur etmemiş.

Aradaki Fark Ne?

Sosyal bilimler boşlukta gelişmiyor fen bilimlerinin ışığı altında yol alıyor. Bütün bu farklı davranışlara yol açan kimyasal olgunun beyinde oluşan oksitosin = oxytocin hormonu olduğu ortaya çıktı. Son yıllarda bulunan bu hormon medyada hemen yozlaştırıldı ve her türlü kullanıma açıldı.

Söz konusu hormon henüz tam araştırılmış değil ve yeni bulgular sürekli ortaya çıkmakta. Son bilimsel araştırmada ilginç sonuçlara ulaşıldı.

Bu son araştırmada tekeşli ilişkide olan ve tekeşli ilişkide olmayan iki değişik erkek grubuna oksitosin verildi. Sonra her iki grupta albenisi yüksek bir bayanla tanıştırıldı. Tekeşli grupta olan erkekler mesafeli davranırken diğer grup bayana daha yakın davrandı. Bu bulgu eski bulguları güçlendirmekte. Açık anlatımıyla oksitosin hormonu mevcut bağları güçlendirmekte, koparmamakta.

İçinde Bulunduğumuz Sosyal Konum Önemli:

Ortaya çıkan manzara ilginç gözüküyor. Cinsel ve sosyal davranışları etkileyen beyindeki kimyasal bağlantılar, ancak yönetim, farklı trafo merkezlerinden. Burada davranışların algılaması da içinde bulunan sosyal koşullara göre farklı. Ve bu bütün canlılar için geçerli.

Yapılan araştırmalara göre tekeşli bazı kuş cinsleri arasında doğan yavruların yüzde 13’ü beraberlik dışından. Bu davranışta başka bir hormon olan dopamin algılayıcısı olan D4 e dayanmakta.

Sonuçta Belçika’da olduğu gibi 3. ve 4. Çocukta babanın evlilik dışı olma olasılığı astronomik şekilde artarken toplum bunu fazla ciddiye almamakta. Ya da Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand’ın cenaze töreninde protokolde resmi eşinin yanında duran metresi ve metresinden olma genç kızının karesini kim unutabilir.

Bütün bunların yanı sıra bir de çifte standartlı Amerikan toplumu bulunmakta. Aldatma oranı en yüksek ileri ülkelerden birisi ama fail bulundu mu ortalık yıkılmakta. ‘Zina zina ve kelle, kelle’ nidaları Washington semalarında yankılanmakta.

Sonuçta; Yıllar önce evlatlığınla evlenerek tüm şimşekleri üstüne çeken ünlü film yıldızı ve yönetmen Woody Allen’in dediği gibi : ‘ En önemli cinsel organ: Beyin’

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)