Son Dakika Haberler

Bir Kadın Daha Öldürüldü!

Bir Kadın Daha Öldürüldü!
Okunma : 2.003 views Yorum Yap

Bir Kadın Daha Öldürüldü!  Sürekli tekrarlanan olayların anlatılmasında konuya girerken kullanılan kalıplaşmış bir söz vardır.
‘’ Gün geçmiyor ki ‘’
Ne acıdır ki konuya yine bu klişe cümle ile başlayacağım.
Gün geçmiyor ki bir kadın cinayeti daha işlenmesin!

Yine içimiz yanarak okuduk! İzledik!

Bir kadın daha eşi tarafından kızının gözleri önünde pompalı tüfekle vurularak öldürüldü.
Kadınlar ölüyor! Ardı arkası kesilmiyor, kesilemiyor!

Halbuki ne güzel söylemiş rahmetle analım, büyük üstat Neşet ERTAŞ ‘’ Kadınlar insan biz insanoğlu ‘’ Kadının önce insan ve anne olduğuna dikkat çeken çok güzel bir söz. Anneler kutsaldır! İnsanlık için, bir evlat için ve tüm dinler için!

Ama kadınlar, sevdiklerini iddia eden erkekler tarafından hunharca öldürülmeye devam ediliyorlar. Sözüm ona sevgilileri, eşleri ya da eski eşleri hayattan kopartıyor, o çok sevdikleri sevgiliyi, eşi, anneleri!

Ne insanlıkları, ne vicdanları, ne yaşanmışlıkları, ne sevgili, ne eş olmaları ne de verilecek cezalar engel olmuyor olamıyor, içlerinde taşıdıkları canavarlara, kıyıyorlar sevdiklerini iddia ettikleri kadınlara!

2011’de 280 kadın erkekler tarafından öldürüldü! 217 kadının ölümü ise şüpheli bulundu!

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından hazırlanan rapora göre 2021 yılında 280 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 217 kadının ölümü ise kayıtlara şüpheli olarak geçti.

Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneğinin yaptığı bir açıklamada ise yine aynı yılda 1000’e yakın kadının şiddet gördüğü belirtiliyor. Bu şiddet rakamları resmi olarak kayıt altına alınanlardan ibaret, belki binlercesi de kadınların şikayetçi olmamaları nedeni ile kayıtlara geçmiyor.

Kadına şiddet ve kadın cinayetleri çok uzun süredir ülke gündemimizde aslında, kadın örgütleri, dernekler, vakıflar sürekli olarak bu kanayan yaraya dikkat çekiyorlar. Konu üzerine araştırmalar yapılıyor, raporlar hazırlanıyor. Kadına şiddet ve kadın cinayetlerinde cezaların caydırıcı olmadığı dile getiriliyor. Cinayetlerin önüne geçmek için gerekli tedbirlerin alınması gerekliliği sürekli olarak gündemde tutuluyor. Buna rağmen hepimiz görüyoruz ki ne yazık ki bir sonuç alınamıyor.

Adalet Bakanı Sn. Bekir BOZDAĞ’da tepki göstermişti.

Adalet Bakanı Sn. Bekir BOZDAĞ geçtiğimiz Şubat ayında kadına karşı işlenen bir şiddet olayında, failin denetimli serbestlik adı altında salınmasına tepki olarak, bir kadına 15 bıçak darbesi vuran birinin denetimli serbestlik ile salıverilmesi içimi yakıyor demişti.
Ülkemizdeki mevcut kanunların ve zaman zaman çıkan af yasalarının, suçluların bir çocuğunun hak ettikleri cezaları almadıkları ve aldıkları hapis cezalarını tam olarak yatmadan çıktıklarına neden olduğunu görüyoruz.

Öyle ki Sn. Bakan’ın içimi yakıyor diye dile getirdiği olaydan da bu durum anlaşılıyor. Bu cinayetlerin artması ve sürekli olarak gündem olmasına istinaden içinde bulunduğumuz ayda
Sn.Cumhurbaşkanı’da “Kadına şiddetle mücadelede yeni reform paketi’ni en kısa sürede Meclis gündemine getireceklerini “Sadece takım elbise ve kravat takarak sergilenen tiyatrovari hareketler indirim gerekçesi olmayacaktır. İşkence ve eziyet gibi suçların cezası artırılacaktır” ifadelerini kullanmıştı.

Bu açıklamalardan da kadına karşı şiddetin cezalandırılması konusunda verilen cezaların yeterli olmadığını Devletin en üst mercileri tarafından da geçte olsa kabul edildiği gerçeğini görüyoruz.

Cezaların arttırılması kadına şiddetin ya da kadın cinayetlerinin önüne geçer mi?

Hemen şahsi fikrimi belirteyim ki elbette gerekli kanunlarda değişiklikler yapılarak toplumun bu kanayan yarasına çözüm olabileceğini düşündüğümüz cezaların arttırılması hızlıca hayata geçirilmelidir. Cezaların arttırılması cinayetlerin azalmasında ve özellikle şiddet olaylarının sayılarının büyük oranda azalmasına katkı sağlayacak, aynı zamanda şiddet mağdurlarının ve katledilen kadınların aileleri ve sevenlerinin nokta kadar olsa da yüreğine su serpecektir.

Ancak görülmektedir ki cinayet suçlularına idam cezası verilen ülkelerde bile cinayet suçları işlenmektedir.

Yani cezalar ne kadar ağır olursa olsun tek başına cezalar ile suçu sıfıra indirmek mümkün değildir. Belki sıfıra indirmek çok iddialı olur sıfıra yakın diyelim. O zaman burada sorulması gereken sorular var!

İnsanların suç işlememesi cezaların dışında nasıl sağlanır? İnsanlar neden şiddete meyilli olurlar? Neden cinayet işlerler?
Bu sorulardan yola çıkarak yapılan birçok araştırmalar var. Sizlerle bu araştırmaları ve raporları uzun uzadıya paylaşma imkanım yok ancak şunu diyebilirim ki, çok kısaca özetlersek;
şayet kişide psikolojik rahatsızlıklar mevcut değilse, kişiyi şiddete meyilli kılan, suça bulaştıran şey eğitim durumu ya da içerisinde bulunduğu statüden öte çocukluğudur!

Bir ara not olarak paylaşayım.

Kadınlar ve erkekler üzerinde dünya genelinde yapılan sayısal araştırmalara göre özellikle fiziki şiddet, soygun, cinayet gibi suçlarda erkeklerin kadınlara göre daha fazla suça karıştığı belirtilmekte. Bu durumun erkek beyni ile kadın beyninin farklı çalıştığından kaynaklandığını savunanlarda mevcut. Ayrıca erkek çocukları ile kız çocuklarının yetiştirilme farklarının da duruma etki yaptığının altı çizilmekte.

Kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin birçok nedeni olduğu anlatılsa da asıl nedenin ‘’ toplumsal cinsiyet eşitsizliği ‘’ olduğu ortak görüşü kabul edilmiş durumda.

Sağlıklı bir çocukluk geçirmeyenler şiddete başvurmaya ve suç işlemeye daha yatkınlar!
Çocuklarımızı nasıl yetiştirmeliyiz?

Bu başlığın altında da uzun uzadıya tezler yazılabilir. Ancak bu köşeye sığmaz, bu konu hakkında pedagoglar ve sosyologlar tarafından yapılmış çalışmalar sonucunda yazılmış olan birçok makale mevcut ebeveynler olarak çocuk sahibi olmadan önce eğer çocuk sahibiyseniz hemen bu gün birkaç saatinizi ayırarak okumanızı öneririm.

Kısaca diyebilirim ki;

Çocuklarımızı sevgi ve saygı ile istikrarlı ve güvenli bir ailede büyütür, duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılar, doğa, hayvan ve insan sevgisini aşılar, şiddet ve aşırı stresli ortamlardan uzak tutar, toplumsal kurallara saygı gösterilmesi bilincini verir, cinsiyetçi söylemlere maruz bırakmazsak sevgi dolu, kendine ve etrafındakilere saygılı, toplum içerisinde hakka ve hukuka uygun hareket eden çocuklar yetiştirebiliriz.

Ben bu yazıya başlığı iki gün önce atmıştım.

Bu gün gördüm ki bir kadın daha öldürülmüş. Çok acı gerçekten gün geçmiyor ki bir kadın daha öldürülmesin!

Şiddet ve cinayetlerin hiçbir türünün yaşanmadığı, sevgi ve saygı dolu bir dünya dilerim.

Kalın sağlıcakla.
Mustafa GÜLLÜ
25.03.2022

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)