Son Dakika Haberler
“width=“1293

BU BAŞKA TEYZE. Burak İSTANBULLU

BU BAŞKA TEYZE. Burak İSTANBULLU
Okunma : 2.194 views Yorum Yap

Merhaba İlk yazımı 1980 de DEVELI CHP İLÇE BAŞKANI iken haince öldürülen babam Hayrettin İstanbullu ya Yazar Gazeteci iken 12 Eylul de Almanya’ya iltica eden ve 4 Nisan da kaybettiğimiz abim Kürşat İstanbullu ya . İlk ve tek kitabını yazan rahmetli oğlum Fırat İstanbullu’ya ve yıllarca kahrımızı çeken hapisane kapılarını aşındıran annem Ferhan İstanbullu’ya armağan ediyorum.

Onlar ülkemin demokrasi mücadelesinde yaşamlarını harcadılar.
***
Gündem o kadar karışık, yoğun ki hangi konuya el atayım ilk yazımda diye düşünüyorum Yine de her bir taraftan çekiştireyim dedim. 12 Eylül 1980 gecesi daha darbe Kenan efendi tarafından duyurulmadan önce İstanbul Sarıyer de kapımız çalındı annem açtı rütbesi olmayan ama subay oldukları belli 3 zati muhterem, bina önünde 2 Cemse asker, 2 jeep Subay isimlerimizi okudu Annem hayırdır diye sordu. Subay Ordunun yönetime el koyduğunu belirtince Annem; evladım ordu zaten yönetimde….. (sıkıyönetim vardı o zaman)
Subay bu başka teyze demişti.

Evet bu başkayı anlamadık yıllarca. Başka olan ne idi?

1980 de hazırlanan bugünün planları tüm Dünya da uygulanmaya konuldu.
Bir yemekte ışıklar içinde uyusun Yazar Mehmed Kemal amca 1985′ di o
tarihte Cumhuriyet’te yazıyordu. Anlatmıştı.

“ABD de eski teknolojilerin bertarafı daha maliyetli diye bize satmak isterler zamanın Başbakan’ı para olmadığını söyler. Düşündüğüne bak hemen kredi açalım derler. Ve 80 milyar dolar kredi akmaya başlar. İnşaatlar. TV ler, Arabalar yenilendi de yenilendi. Hayat güzeldi otobanda yapıldı. Köprüden geçen Başbakan koy bir kaset dedi. Ülke oynamaya başladı. Hala oynuyoruz.

Hala oynamıyoruz.

Yanlış diyen, Ülkenin büyümesine. Gelişmesine düşman ilan edilerek. Zaman zaman oluşan muhalefet sonucu aksadı ama yolundan şaşmadı.

1989 yerel seçimleri SHP nin %28.9 oy aldığı seçimde halk tepkisini son kez gösterdi Sonra olan oldu. Her şey tepetaklak olmaya başladı.

Düşünün, bir seçim sonra RP/FP/AKP yerel iktidarı ele geçirdi ve bugüne taşıdı.

Halk siyaset yelpazesini bir ucundan bir ucuna nasıl böyle kayabildi. Hangi sosyolojik açıklaması olabilir bunun.(küçük burjuvanın kaypaklığını bir ara geniş geniş yazacağım) ABD de yaşayan bir araştırmacının Türkiye hakkında yazısını okumuştum. Türkiye de her şey yalan Siyasetçi yalan söyler halk yalandan alkışlar. Siyasetçi alkışını yalan olduğunu bilir. Zımmı çıkarları uyuştuğu sürece bu böyle devam eder.

1980 de oluşturulan yalanlar. Rant devam ettiği sürece, sorun olmadan büyüyerek bugünlere geldi.

Her yer üniversite doldu. Umutsuz gençlere kariyer hedefleri çizildi. Medya da büyük yalanlarla hayali Dünyalar diziler ve her türlü programlarla destekte geri kalmazdı. Globalleşme’nin güzellikleri anlatıldı. Yeni kuşak gençlere oluşabilecek değer kayıpları ahlak çöküntüsünü önemsememe dizilerle, yarışmalarla öğretildi.

Sadece kendi vardı. Ve başarmalıydı neye mal olduğunun önemi yoktu.

Önce mahalle kavramı yıkıldı. Şehirleşme. modernleşme, medeniyet kılıflarıyla özellikle planlandı, Yeni yerleşime oluşturuldu. yok edildi. Burada kentlere göç kaçakçı ama önemi yoktur, iktidara destek verdikleri sürece. Bu oluşan yerler geleneksel mahalleler değil di ..Bu göç hem rastladım hem doğuda terörle beslendi..

1983 de o zaman adı APOCULAR ilk Tunceli de sosyalistlere sonra Urfa da Bucak ailesine saldırdı.

Bu açık plandı. Evdeki hesap çarşıya uymadı. PKK doğdu.

İşler farklılaştı mahalle kavramı yok edildi dedim ya. . Mahallede oynadığın arkadaşınla aynı ilkokula gidiyorsun Sonra bir kısmı ile ortaokul, lise ve üniversite . Bu arada geçen yıllarda dostluğun gelişiyor geride 20 yıllık bir güçlü bağ oluşuyor. Her zaman yanında hissettiğin bir bağ. Şimdi Site, apartman yaşamları, birbirini tanımayan bir sürü kalabalık, okulları ayrı hayat tarzları ayrı Gettolaşmış siteler. rezidanslar, yani başında gecekondular. Başka bir nesil hazırlandı.

Bunlar ilköğretimi ayrı okur. Mahallesi yok oyun alanı yok, olan da ayrı. Nasıl dostluk kuracak. Kuramadı da Üniversite de ne kurabilirsiniz o sonrası iş hayatının acımasız rekabet dostlukları. Buradan nasıl insan çıkacaktı.

Ahlak değerleri ABD örnek alınarak halka enjekte edilmeye başlandı. Yetmedi insanların inancı kullanılmaya başladı.
Hedef globalleşme., İnanç Vahabilik körüklendi. Dinen her şey mübah hale getirildi. Önce suç saydığımız geçmiş değerlerimize uymayan çelişkiler yumağı oluşturuldu. Ardından çözüm… Çözüm İslam’da tezi sunuldu.

Hadislerle vahabi icazetleri İslam anlatıldı Bu toprakların tanımadığı bilmediği bir Müslümanlık anlayışı girdi hayatımıza.
Yasa teklifi ile gündeme gelen çocuk tecavüzleri affı da gündem değiştirirken, değişen hayatın diğer yüzü olduğunu anlayacağız ama çok geç olacak.

1980 de subayın dediği; başka olan o kadar çok temeller atıldı ki. Çocuklara tecavüz de bu temellerin üstünde yükseldi. O kadar büyük hayaller vardı ki halkımın bu hayallerin gücü, Bu ülkede çocuklara tecavüz tartışmasını da bir iki gün sonra unutturacak.

Çünkü insanlar hala büyük yalanların büyük hayalleri ile uykuya dalıyor.

Burak İstanbullu
Çağdaş Basın Kayseri
Cagdasbasinkayseri.com

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)