Kur savaşlarının şimdilik yok sayıldığı, ya da görmezden gelindiği bir dönemden geçiyoruz.
Amerikan dolarının bu savaşları kazanması için, önce altından kurtulması gerekiyor.
1973’de, altının referans değeri(Standart karşılık) olmasından kurtulan ABD, o gün bu gündür, bir eli yağda, bir eli baldaydı.
Petro-dolarları da bu işin içine katınca, Rusya da dağılınca, ABD dolarına gün doğmuştu.
Ancak, üretmeden, hizmet yaratmadan basılan dolarlar, şimdilerde ABD’ye borç bombası olarak geri döndü.
Yazdım ama bir cümle ile tekrar edeyim.
ABD ekonomisinin %20’si üretime dayanır. %80’i ise, banka sistemleri, faiz, para basma gibi parasal kaynaklardan gelir.
İstediği kadar dolar ve kâğıt basar.
Dünyadaki tüm devletlerin gayri safi milli hasılalarını topladığımızda, (2012) 72 trilyon dolar ediyor.
Dünya genelinde 600 trilyon doların dolaştığı biliniyor.
Yani dünyada (600/72=) dokuz kat dolar fazlası var.
Karşılıksız basılmış dolarlarla yapılan mal değişimleri, gerçek değer olmaktan çıkıyor.
Başka bir değişle, dolar ile yapılan alış-verişte, ticarete iştirak eden tarafların, mutlaka bir zarara uğramasına neden oluyor.
Yani gerçek bir ölçü, bir kıyaslama değeri niteliğini yitirmiş durumda.
Durum bu olunca, ülkeler ticarette dolardan çıkmanın yollarını arıyor.
Kimisi mal takası yoluna gidiyor. Kimisi de, ödemeleri altın ile yapıyor.
Halen de durum budur.
Avrupa, İngiltere ve Japonya da, ABD gibi, para basmayı, krizden çıkmanın aracı olarak görünce, dünya finans sitemi basılan paralarla boğulur oldu.
Basılan paraları kendi ülkelerinde kullanmadıkları için, enflasyonu da kendi ülkelerinin dışına ihraç etmiş oluyorlar.
Tekrar altına dönersek.
Devletler nezdinde, halklar nezdinde altının nihai para olma hususuna, ABD Merkez Bankası da dâhil olmak üzere, psikolojik savaşa giriştiler.
Altından rezerv olmaz, altın ancak değerli bir madendir, olması gereken değerin çok üzerine çıkmıştır gibi resmi açıklamalar ile altına savaş açtılar.
Altın fiyatlarını düşürmek için de belli bir miktar altını piyasaya saldılar.
Altın’da ölüm noktasını bulunca geri alıma başladılar.
Altın dolar savaşının birinci etabını dolar, Euro, Yen, Sterlin kazandı diyebiliriz.
Gerçek üretim olmaksızın bir ülkenin parasının değerinin yükselmesi spekülatiftir.
Üretim olmaksızın, böyle para oyunları ile bir veya birkaç etap kazanılabilir.
Kur savaşlarının başlangıcı diyebileceğimiz bu savaş, yakında kendi aralarında, yani dolar/Yen, ya da dolar/ bir başka para olarak karşımıza çıkacak.
Emperyalistler arası çelişki, belki de ulus devlet emperyalizm çelişkisinin üzerine çıkacak.
19.4.2013, bulentesinoglu@gmail.com