Aylar geçti hala Uludere’de kaçakçılara silahlı müdahale emrini veren ve 34 kişinin ölümüne neden olanların cezalandırılması yoluna gidilmedi. Hiç kimse bu emri ben verdim diyemedi. Asker korkak, politikacılar utanç içinde!
Aynı şekilde bir olay tek parti devrinde yani CHP devrinde olmuş ve kaçakçılara müdahale edin emrini veren General Mustafa Muğlalı, ölümlere neden olduğu için yıllar sonra mahkemeye verilmiş ve erkekçe emri ben verdim diyerek sorumluluğu üstlenmişti. Mahkeme tarafından beraat ettirilmesine rağmen, hapishanede vefat ettiği için mahkeme kararını öğrenememişti…
Uludere olayı hangi aşamada bilen varsa beri gelsin!
+ + +
Cinsel taciz ve tecavüz en ayıp şeylerden biridir. Hele çocuklara sarkıntılık yapanlar, çocukları baştan çıkaranlar, onları pazarlama ya da baştan kullanma yolunda olanlar affedilemeyecek kadar ağır suç işlerler. Bunlar toplumun yüzkarası insanlardır. Ne var ki bu gibi olaylar hep olur… Suçlular cezasını görür, öyle biliyoruz. Öyle olması lazım gelir. Acaba böylemi?
Pozantı cezaevinde çocuklara tecavüz olayını meydana çıkaran gazeteci Zeynep Kuriş, gerek devletçe, gerekse mahkemece takdir edilecek ve ödüllendirilecek yerde, “Devletin mahrumiyetini deşifre etmek” nedeni ile tutuklanarak hapse atıldı…
Bu karara alkış tutmak gerek(!)
+ + +
Türkiye’nin dış politikası berbat! Bunu sağır sultan biliyor da yetkililer bilmiyor. Bütün komşularımızla sorunluyuz. Sorunların tamamı bizden kaynaklanan sorunlar. Daha doğrusu komşularımızın içişlerine karışmamız nedeni ile çıkan sorunlar. Irak, Suriye, Libya, Mısır hatta Yunanistan…
Ülkelerin dış politikasını diplomatlar ayarlar. Hükümetler kararları alır, Diş İşlerine bağlı diplomatlar da gereken çalışmaları yapar… Dünyanın her tarafında, hatta her devlette böyledir. Ama ülkemizde tamamen tersi oluyor. Zira dış politikayı Dış İşleri Bakanı (ki kendisi hariciyeci değil yani diplomat değil) Başbakan ile birlikte yürütüyor. Böyle olunca da işler Arapçasına dönüyor. Böyle giderse tüm dostları kaybedeceğiz. O zaman dost arıyoruz diye ilan vermemiz gerekecek diye hayıflanıyorum.
+ + +
Hilafet kaldırılalı 89 yıl, 4 ay 17 gün oldu. Ama hale hilafetten medet uman zavallıların varoluşu devrimlerin gereği kadar benimsenemediğini, benimsetilemediğini göstermesi bakımından üzüncü vericidir…
Sakarya’nın Erenler İlçesi Belediye Başkanı Cavit Öztürk öyle konuşuyor ki inciler dökülüyor dudaklarından… Şöyle diyor Belediye Başkanı: “Hıristiyanların başında Papa bulunurken Müslümanların başında dini lider bulunmaması benim gücüme gidiyor…. Dünyadaki İslam alimleri toplanıp bir halife seçmeli…. Halife Pakistan’dan olur, Türkiye’den olur bir başka İslam ülkelerinden olur. Devlet Başkanı olması gerekmez. Tüm Müslümanları temsil edecek nitelikte olmalı…. Biz Müslümanların dini lideri Halifemiz nerede?”
İlahi başkan ne halifesi arıyorsunuz? Sizin halifenizin nerede olduğunu bilmiyor musunuz? Çok yazık, hayli geri kalmışsınız! Biraz daha eğitilmeniz gerekiyor…. Dini lider olarak Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Gömez sizi temsil edemiyorsa, bir başkasını o göreve getirirsiniz…. Aslında devlet kadar varlıklı bir teşkilattır Diyanet. Hem de Cumhuriyeti kuranların kurduğu ilk resmi sivil kuruluştur. Benimsememiş olabilirsiniz, bu hak sizin o zaman ABD kadar uzanmanız gerekecek… Mesela ABD izin verirse o muhterem zat halife olabilir. Daha önceleri Almanya izin verdiği için Cemalettin Kaplan kendini Türk Anadolu Devleti Halifesi olarak ilan etmişti ama Allah’ın ona verdiği ömür sayılıydı, unvanı kullanamadan öteki dünyaya yolcu oldu…
Aman başkan dikkat et, yolculuk sırası size gelmesin, çünkü tehlikeli oyunlarda rol alıyorsunuz!
+ + +
Cumhuriyet’ten neden nefret ediliyor? Anlamak mümkün değil! İnsana insan ve halka cumhurun kendisi olduğunu hatırlattığı için mi? Yoksa Cumhuriyeti kuranları, yani Ulusal Milli Mücadeleyi başlatıp zaferle sonuçlandıranları akla getirdiği için mi?
Esenler belediyesinin (İstanbul) başkanı AKP’lidir. Belediye Meclisinde çoğunlukta AKP dedir. Belediye Başkanı Tevfik Göksu Mısır olaylarından etkilenerek, Mısırlı direnişçilerin simgesi olan Rabia Meydanı ismini, Cumhuriyet Meydanına vermek istiyor. Katıldığı bir televizyon programında bunu açık açık olarak söylüyor. Şöyle diyor “Cumhuriyet Meydanının ismi Rabia Meydanı olacak… Mısır’daki Rabia’tul Adeviyye Meydanı’yla aynı ismi taşıyan alana bir de Rabia işaretinin anıtı konulacak. İlçenin en büyük caddelerinden birisine ise Muhammed Mursi’nin ismi verilecek”.
Esenler Belediye Başkanı haklı… Böylesi önemli bir gösteri kolay yapılamaz. Zoru yapacak ki yerel seçimde tekrar aday olabilsin… Bu yarışma bunun için…
İlahi Tevfik Göksu, hiç mi duymadın cami duvarına pislenmez diye…, Bugün olmazsa yarın bir gün Cumhuriyetin çeki taşı kafana düşebilir.
+ + +
Yerel siyaset hızlandı. Bilhassa Sarıyer’de AKP ile CHP si büyük çekişme içinde. Adayları henüz belli değil ama aday adayı olanlar; Ali Düşmez, Şems Çakıroğlu, Selami Uzun, Hüseyin Ödemir, Nurettin Çelik, Sedat Özsoy, M. Akif Şişmanoğlu…. Bunların dışında Egemen Bağış, Nimet Baş gibi Bakanlık yapanlar olduğu gibi eski başkanlardan Yusuf Tülün’ün de ismi gündemde. Bakalım kimde karar kılınacak?
CHP de de aday sayısı hayli fazla… Mevcut Başkan Şükrü Genç’ten başka, Erol Aydın, Necati Yıldırım, Güner Şahin,M. İhsan Tanyıldız var… Dr. Cengiz Alp ve Betül İstanbullu’nunda ismi geçiyor… Görüldüğü gibi isimler de yerel. Seçim Bölgesi dışından kimse yok.
MHP ve Saadet Partisinde henüz bir kıpırdama yok… Elbette ki onlarda adaylarını tespit edip yarışmaya katılacaklar. Yani be seçimde de iyi bir yarış olacak.
Belediye Başkanlığı için yapılacak yarış elbette ki çok önemli ama Meclis üyelikleri için de büyük mücadele var. Her partinin onlarca aday adayı var… Listeler nasıl oluşur göreceğiz.
Partilere ve aday adaylarına başarılar…
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)