Son Dakika Haberler
“width=“1293

TÜRKÇE ALFABE. İbrahim Balcı

TÜRKÇE ALFABE. İbrahim Balcı
Okunma : 762 views Yorum Yap

ibalci_99            Türkçe alfabeye Lâtin harflerine dönüş de denilmektedir. Türkçe alfabeye dönme çalışmaları Sultan II. Abdülhamit döneminde başlamıştır. Bu konuda yıllarca uğraş verilmesine karşın başarı sağlanamamış ve Türkçe alfabeye dönülememiştir.

Sultan II. Abdülhamit müstebit yönetimi, acımasızlığı ve derin devlete sahip olması nedeniyle ne kadar ilişkilendirilirse, yerilse de yadsınamaz bazı gerçekleri de vardır, bunları unutamayız.  Örneğin, yurt genelinde okul açılmasına Sultan II. Abdülhamit çok büyük önem vermiştir. Hem de öylesine önem vermiştir ki sadece Osmanlıca/Türkçe okutacak okullar değil yabancı devletlerin isteği üzerine, hatta bizzat Sultanın kendi isteği ve izni üzerine Amerikan Koleji, Fransız, Alman, İngiliz ve İtalyan okulları açılmıştır. Bilhassa Amerikan kolejleri Anadolu’nun pek çok şehrinde açılarak eğitim vermiştir. Yabancı okullarda görevli olan din adamları ile bir kısım misyoner/fanatik öğretmenler tehcirden önce, tehcir sırasında ve sonrasında Türk halkına olmadık kötülükler yapmışlardır. Unutmamak gerekir ki bu okullar tedhişçi ve terörist Ermeni ve Rum militanlara, çetelere silah ve cephane temin etmiş arananları, silah ve cephaneleri bu okulların gizli mahzenlerinde depolayarak saklamışlardır.

Demek isterim ki eğitime büyük önem veren fakat Türkçe alfabeye geçemeyen Sultan II. Abdülhamit’in iyi niyeti, okullardaki din adamı ve öğretmenler tarafından istismar edilmiştir. Sultan II. Abdülhamit’ten sonra konu üzerine Enver Paşa eğilmiş ve alfabeyi hazırlamasına ve hayli uğraşmasına karşın başarılı olamamıştır.

Milli mücadele kazanıldıktan ve Cumhuriyet kurulduktan sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkçe alfabe üzerine eğilmeyi görev bildi. Aylarca araştırma yaptı, yaptırdı, bilgi aldı, belge temin etti ve 01.11.1928 de Türkçe Alfabe (Harf Devrimi) Kullanılması Kanununu çıkardı. Konu hakkında tarihçi Sinan Meydan’ın mükemmel çalışmaları ve Halk TV de sohbetleri var.  Sinan Meydan; “ Atatürk’ün çıkarttığı Türk Alfabesi Kanunu “Latin Harfleri Kanunu” değildir. Doğrudan TÜRK ALFABESİ Kanunudur. Buna rağmen Türk alfabesine karşı olanlar ısrarla Latin Alfabesi demektedirler” diyerek inkârcılığa dikkat çekmektedir.

Tarihçi Sinan Meydan, ısrarla Lâtin Alfabesi diyenlere de mükemmel yanıt vermektedir. Şöyle diyor Sinan Meydan: “Latin alfabesinde ç, ğ, ş, ö ve ü gibi harfler yoktur. Bu harfler Mustafa Kemal Atatürk’ün buluşudur. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk bilinçli olarak Türk Alfabesi ifadesini kullanmaktadır. Zira Türk alfabesindeki 29 harften 14 ünü Göktürk alfabesinden alarak, Türkçe Alfabeyi oluşturmuştur” demektedir.

Mustafa Kemal Türk Alfabesini halkına benimsetebilmek için müthiş bir çaba sarf etmiştir.  Önce Dolmabahçe Sarayında devlet erkânına Türk Alfabesi dersi vermiş, sonra da Sarayburnu’na giderek halkın arasına katılmış ve kurduğu kara tahtasının başına geçerek Türk Alfabesini öğretmiştir.

Elbette ki Türk Alfabesinin kabulü ve bunun benimsetilmesi üzerinde önemle durulacak bir savaştı. Savaşın kazanılması için seferberlik yapılmalıydı! Mustafa Kemal bunu da yaptı. Karatahta ve tebeşir kutusu yanında Trakya’yı gezdi, bununla da yetinmedi ve Anadolu içlerine kadar giderek Türk Alfabesini halkını tanıttı, nasıl yazılacağını, nasıl okunacağını öğreti .(S. Meydan)

Okuya yazma seferberliği çok iyi gidiyordu ama çok ağır adımlarla gidiyordu. Bunu tespit eden Mustafa Kemal 22.09.1929 tarihinde Millet Mekteplerini açtı. Bu okullarda yaşlı ve genç olmak üzere halka Türkçe Alfabe dersi verilerek, toplumun çağı yakalaması için çok önemli adımların atılmasını sağladı.

Birinci Balkan Savaşından Ulusal Kurtuluş Savaşı bitene kadar geçen 11 yıl Türkiye’nin savaş yıllarıdır. Bu savaşlarda ülkenin okumuşları, öğrencileri şehit olmuştur, bu nedenle de okuryazar oranında büyük düşüş olmuştur. Nitekim Cumhuriyet sonrası yapılan sayımlarda okuryazar oranı erkeklerde %4, kadınlar da ise %oo1 civarındadır. Bu durum Millet Mekteplerinin açılması, eğitimin yaygınlaştırılması sonucu devamlı değişim göstermiş, günümüze gelindiğinde gelinen nokta okuma yazma oranı %94 lere ulaşmıştır S. Meydan).

Hal böyle iken, bazı gafiller hala dilimizi kaybettik, bir günde dilsiz olduk diyebilmektedirler. Osmanlıcayı (o günün Türkçesini) zar zor okuyor ama yazamıyordu. Yazabilenlerin oranı çok azdı. Bunlar neden böyle düşünenlerin aklına gelmez.

Madem eski yazıya, o kadar meraklısınız ve özlemini duyuyorsunuz hemen kurslara yazılın, ders alın, öğrenin ve istediğiniz gibi yazın ve çizin. Üstelik bu işte çok iyi para var. Artık bu da bir meslek oldu. Çeviri yapar hem ufkunuz açılır ve hem de bir iş sahibi olursunuz. Çünkü günümüzde Osmanlıcaya ilgi çok fazla!

Eski Türkçe sizin, Türk Alfabeleri bizim olsun efendim…

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)