Son Dakika Haberler

VATAN TOPRAĞINI SATANLARA DUYURULUR-4- (TENEDOS MÜFTÜSÜ)

VATAN TOPRAĞINI SATANLARA DUYURULUR-4-  (TENEDOS MÜFTÜSÜ)
Okunma : 1.586 views Yorum Yap

ibalci        Eşi az görülen bir savaştı Çanakkale Savaşları. Stratejik önemi olan İmroz, Limni, Midilli ve Tenedos Adaları İngilizler tarafından üst olarak kullanıldılar. İmroz (Gökçeada) ve Tenedos (Bozcaada) Türkiye’nin elindedir.  Bozcaada Müftüsü Mehmet Efendi müthiş milliyetçi olup Teşkilat-ı Mahsusa’nın o yöredeki elemanıdır. Bölgede olan Türkler ve Türkiye yanlısı Rum balıkçılar gördüklerini ve her türlü hareketliliği Müftü Mehmet Efendiye anlatıyor, Müftü Efendi de bu bilgileri geceleri ışıkla Anadolu yakasında bekleyen Teşkilat-ı Mahsusa görevlilerine bildiriyor, onlarda vakit geçirmeden İstanbul’u telsizle haberdar ediyorlardı. Anlatılanlara göre İngiliz Gemileri daha limandan ayrılmadan tüm bilgiler Liman Von Saders Paşa’ya ulaşıyordu. Ne var ki uzun bir süre sonra İngilizler durumu öğreniyor ve kendileri hakkında bilgi sızdıran casusları aramaya başlıyordu. İngilizlerin kendi subaylarına da güveni kalmamış olduğundan, planlarını üst rütbeli subaylarından bile saklıyorlardı.
Müftü Mehmet Efendi üstlenmiş olduğu mukaddes görevi devam ettirecek ve inancının ona yüklediği ulvi görevi her ne olursa olsun yerine getirecektir.  Müftü Mehmet Efendi     ışıkla haberleşirken oğlu ile birlikte yakalanır. İngilizler tarafından mahkemeye çıkarılırlar. Verilen karar ikisinin de idamıdır… İdam günü ayaklarına zincirli bukağı vurulur, elleri arkadan zincirle kelepçeli olarak infaz yerine götürülüyorlar. Müftü Mehmet efendi hiçbir şey umursamaz ve tekbir getirerek infaz yerine yürür. Fakat oğlu çok gençtir. Hayatının adeta baharını yaşamaktadır. Yarınlarını umutla bekleyen bir çocuktur. Giderken ağlamaya başlar. Ürkmüştür çocuk. Hüküm okunur yüzlerine karşı. Türkçeye tercüme edilir ve son arzuları sorulur. Müftü oralı bile olmaz, cevap vermez sorulana. Oğlu başını kaldırır ve “Babamın elini tutmak istiyorum” der…  Öyle ya son arzusu sorulmuştur, yerine getirilecektir. Ama soranlar insan değil ki emperyalizm ve vahşi kapitalizmin tam kendisidir, onların temsilcisi İngiliz subaylardır. Çocuğun isteğini yerine getirmezler. Baba Müftü Mehmet Efendi hemen oğluna dönerek bağırır “Bak oğlum gözlerime bak, korkma, iyi bak, gözlerime bak”. Oğlu başını kaldırır, babasının gözlerine bakar. Birden silkinir, sanki bir şey görmüşçesine gülümsemeye başlar, sevinir. Gözleri bağlandığı zaman hala gülümsemeye devam ediyordu, Acaba bu genç çocuk babasının gözlerine baktığında ne görmüştü ki bu kadar sevindi? Ne dersiniz?
“ŞEHİT” kelimesinin anlamını araştıranlar bilirler Şehit kelimesinin anlamının “ŞAHİT”  olduğunu. Acaba neye şahit olmuştur? Şehit, dünyada yaşarken ahretteki mekanını gören, cennette yaşayacağı yerleri dünya gözü ile şahit olan demektir. Bir bahar müjdesi, bir yazın geliş müjdesi gibidir, babasının gözlerinden evladının yüreğine akan! Kim bilir? Belki de…
VATAN TOPRAĞINI PARÇA PARÇA SATANLAR OKUYUN, OKUYUN BU VATAN TOPRAKLARI NASIL KAZANILDI? KAN AKITILARAK, CAN VERİLEREK, BABA-OĞUL KOYUN KOYUNA AYNI AMAÇ İÇİN GÜLEREK VATAN İÇİN ÖLÜM HAKTIR DİYEREK ŞEHİT OLANLARIN ELLERİ YAKANIZDA OLACAKTIR. UNUTMAYIN, UNUTMAYIN, UNUTMAYIN.
 
 
 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)