Son Dakika Haberler

VATAN TOPRAĞINI SATANLARA DUYURULUR! -7-İbrahim Balcı

VATAN TOPRAĞINI SATANLARA DUYURULUR! -7-İbrahim Balcı
Okunma : 640 views Yorum Yap



İbrahim BALCI
İbrahim BALCI

            Bu vatan için ölümü göze alanların menkibeleri bitmez. Bunlar hayal âleminde yaratılan değil, gerçekleşen olayların anlatımıdır. Yine gözler yaşartan ama Türk’ün askerinin asaletini, gururunu, hakseverliğini ortaya koyan önemli bir olaydır. Mehmetçik düşman bildiğinden bir iyilik görmüş ama iyiliğe karşı canını vermek suretiyle bedelini ödemiştir.

            Çanakkale/Gelibolu Yarımadasında saatlerce devam eden savaş akşama yakın bir saate kadar bütün hızı ile devam ettikten sonra ateşkes ilan edildi. Binlerce düşman askeri ölmüş, binlerce Mehmetçik şehit olarak toprağa düşmüştür. Silahlar susmuş ölenlerin savaş alanından kaldırılmasına ve gömülmelerine başlanmıştır. Bu savaş sırasında çok önemli bir olay olmuştur. Avusturyalı Asker Elion Cambell’in anlattığı olay kısaca şöyle:

            Ateş kes ilan edilmişti. Türkler ölülerini topluyor ve gömüyorlardı. Sayıları azdı.  Arkadaşlarımızdan birkaç kişi gidip Türklere yardım etti. Yardım eden askerlerden bir tanesi Mehmetçiklerden birine biraz sığır eti ve bir paket bisküvi getirip verdi.  Mehmetçik dilini bilmediği Avusturyalı’ya bakar, hislenir. Verilenleri alıp almama arasında bocalayıp durur. Alınca, yerine verecek bir şeyi yoktur. Mahcup durumdadır, hareketsiz kalır ve yanındaki arkadaşına bakar. Bakışı ile adeta arkadaşına sorar Mehmet ne yapmalıyım? Diye. Arkadaşı verilenleri almazsa çok ayıp olacağını söyler. Bunun üzerine Mehmet verilenleri alır, paketi açar, bisküviden birkaç ısırık alır. Yerine bir şey veremediğinden boğazından geçmez. Onca açlığına karşın yiyemez, arkadaşlarına dağıtır.

            Birkaç gün sonra Anzak’ların büyük hücumu başlar. Yaman vuruşma olur. Anzak askerlerden biri çarpışma sırasında Türk siperlerinin yakınında vurularak düşer. Ağır yaralanmıştır, burada kalması halinde ölecektir. Durumu gören Mehmetçik dayanamaz, yabancıda olsa, kendi siperlerinin yanında yaralanıp düşen askerin ölmesini içine sindiremez. Ona kurşun sıkmasına da imkân yoktur. Zira yaralananın elinde silahı yoktur, çaresiz ve aciz durumdadır.  Ölümse ölüm diye düşünür Mehmetçik. Ama ölümden öte de şeyler vardır. Bunlardan biri de insanlıktır, iyi insan olmaktır, düşküne yardım etmektir. Yardım etmeliyim yaralıya diye düşünür Mehmetçik. Ama ateş bütün hızı ile devam etmektedir. Ateş devam ederken nasıl yardımcı olacaktır. Düşünceler beynini kurcalar, kalbinde fırtınalar koparır… Kendisine bir lokma da olsa yemeğini veren Anzak askerine yardım edecektir. Fırlar siperden mermi yağmuru altında, sırtlar Anzak askerini ve düşman siperlerine kadar taşıyıp yavaşça siperlerin korkuluklarından aşağıya bırakır. Mehmetçik’in işi bitmişti, geri döner, siperine gidecektir. Ama ancak üç dört adım atabildi, daha ileri gidemedi, olduğu yere yığıldı kaldı vuruldu ve şehit düştü… Mehmetçik unutulmayacak bir olayı gerçekleştirmiş ve geç de olsa hediyesini, yani aldığı sığır eti ve bisküvinin karşılığı olan hediyeyi canını vererek ödemişti.

            Avusturyalı asker Eliot Cambell şöyle diyor: Yaralı asker Avusturyalı, Türk’e et ve bisküvi veren askerdi. Şehit olan Türk de, o kumanyayı alan askerdi”.

            İşte Türk askerinin asaleti! İşte Türk askerinin merhameti ve işte Türk askerinin başarılı olmasının sırrı!

            Mehmetçiklerden binlercesinin kanı pahasına kazanılan vatan topraklarının parça parça satılmasına gönül nasıl katlanır?

            Unutulmasın gün gelir bütün bunların hesabı sorulur ve sorulacaktır.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)