Akşam Ulusal Kanal’da Gün Zileli’nin konuğu olan siz değerli konuşmacılar; Ayşe Jale Ağırbaş, Ümit Ozdağ ve Can Ataklı’ya…
Seçime yönelik gündemi konuştunuz, yürekleri pır pır eden gençleri ve aileleri yakından ilgilendiren sınavları da. Ama bir gerçeği eksik bıraktınız.
Sınavlar dinamitlenmeye devam edecek, farkındasınız.
Seçimler ertelenecek kadar ortalık karıştırılacak, bunun da farkındasınız.
Biz 60 üstü yaştakiler gayet iyi biliriz, bu kadar ortalık toz duman olduğu zaman arkasından “kurtarıcı” ara rejim gelir…
Bu sefer ara değil, kalıcı baskı rejimi gelecektir.
Çünkü; kamucu anayasa tümden kaldırılacak.
Çünkü; kamucu eğitim tümden kaldırılacak
Merkezi sistem devlet sınavlar bu yüzden kaldırılacak.
Bu iş için, 2006 yılında kapalı oturumda geçirilen 5544 sayılı yasayla yetkilendirilmiş Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK)kurulmuş, içerisinde 65 personelle, personelin içinde on tane “yabancı uyruklu uzman”la, Ankara’da AKÜN tiyatrosunun bulunduğu çokkatlı binada çalışmaktadır.
Bunu Sayın Ayşe Jale hanım da biliyordu; bizzat DSP merkezinde eline verdim bu bilgiyi.
Bunu hepiniz biliyorsunuz, defalarca sizlere bu konuda yazılarımı gönderdim. Elinize geçmemiş idiyse işte şimdi biliyorsunuz.
Sayın Can Ataklı, en çok siz yaklaştınız bu konuya; evet, şiddet tırmandırılacak ve seçim güvenliği kalmadı diyerek yetkilerini artıracak. Çünkü, korku devletine dönüştürmeden kamucu eğitimi tümüyle piyasaya atamazlar…
Unutulan bir dönüm noktası; eğitimin piyasaya devredilmesinde 28 Şubat bir dönüm noktasıdır, bu sayede ilköğretimi 8 yıl kesintisiz kafeslediler; tüm müfredatlar 8 yıllık çöplüğe çevrildi. MYK, 28 Şubat’ın çocuğudur.
Bütün bunları ne zaman halka söyleyeceksiniz?
Gençlerin Türk aydınlarına olan güvenini sarsmaya hakkınız yoktur!
Lütfen gençlere ve ailelerine gerçeği söyleyin.
Gençlerimiz sizden gerçeği söylemenizi bekliyor. Onların siyasete güvenleri kalmadı, artık kimse onlardan oy istemesin.
Söyleyin, korkmayın, gerçeği bilmeyerek sandığa gitmelerinden daha kötü ne olabilir?
Niğdeli Bilge Apollonius da öyle demişti:
“Gerçeği söyledim diye beni hapse attınız, ya söylemeseydim daha kötü ne olabilirdi ki!”
Sevgili Gün Zileli, sevgili Can Ataklı, halkımıza her hafta birazını, alıştıra alıştıra mı söyleyeceksiniz?
Gerçeği bilmemekten daha kötüsü ne olabilir ki?
Sınavlar yapılmayacak, ertelenmeyecek, hiç yapılmayacak, “devlet sınav yapmaz” diyecekler.
İşe girerken sınav sistemine geçiriliyoruz. Her kurum, şirket, kendi sınavını kendisi yapacak.
YÖK kalkacak, ÖSYM kalkacak, kalktı, sertifikaları akreditasyon /ölçme-onay merkezi oldu bile. YÖK yerine piyasa regülatörü MYK geldi bile, Çalışma Bakanlığından bir başkanı da var, HAK-İŞ’den bir de üyesi var.
Siyasilerden gerçeği duymayan halkımız Haziran’da sınavların yapılmadığını görünce size ne diyecek?
Ya da sınavları seçimden sonraya ertelemek daha dahiyane fikir olabilir mi?
Bu halkın tepkisini nasıl durduracaklar?
Kaos yaratmaktan başka çıkar yolu yok Küreselci güçlerin.
Lütfen gençlere gerçeği söyleyiniz, gençlerimiz sadece gerçeği bildiği zaman daha akliselim davranacaktır.
Bu küresel piyasacı eğitim sisteminden Kürtlerin de çıkarı yoktur, gerçeği onlar da bilirse provokasyonlara gelmeyeceklerdir, ya da onların adını kullanarak birilerinin bu provokasyonları yaptığı anlaşılacaktır.
MYK nın gözden uzak tutulmasına sessiz kalarak ortak olan Türk aydınları ve siyasi partiler Haziran’dan sonra tarih sahnesinden silinecektir. Bu da böyle biline.
Saygılarımla.
9.4.2011
Mahiye Morgül