Son Dakika Haberler

Murat Bardakçı bana tazminat davası açtı

Murat Bardakçı bana tazminat davası açtı
Okunma : 1.832 views Yorum Yap

mahiye_45Adının Murat Gökhan Bardakçı olduğunu dava dilekçesinden öğrendim. Kendisine gafil ve aymaz dediğim için benden 20.000 TL tazminat istiyor.

Yazımı İzmir’de yayınlayan İlk Kurşun gazetesine ve bana birlikte dava açtı.

Hüseyin Avni Paşa’nın köşkü yandığında “darbe geleneğini başlatan o herifin evi yandı” demişti canlı yayında, ben de çok kızmıştım onun böyle hakaret etmesine. Fakat yazdığı dava dilekçesinde “o herif” dediğini unutmuş, Paşaya “darbeci” dediğim için bana hakaret etti, diyor ve Abdülaziz’e yapılanın darbe olduğunu anlatıyor. Mahkemeyi tarih mahkemesi zannetmiş, bir daha aymazlık yapıyor.

Bana yönelik iddialarına verdiğim cevabın bir bölümünü okurlarımla paylaşmak istiyorum, mahkeme sonlandığında tamamını paylaşacağım.

Murat Gökhan Bardakçı 28 Haziran 2014 günü Tarihin Arka Odası adlı TV programın canlı yayınında köşkü yanan Hüseyin Avni Paşa için “Darbe geleneğini başlatan o herifin köşkü yandı” diyerek hakaret etmişti. İzleyicilerden tepki almış ve onlara cevap verirken hakaretini yinelemişti.

Ancak mahkemenize açtığı davada “O HERİF” sözünü kesmekte, sadece “darbeci” dediğinden bahsetmekte ve iddiasını buna dayandırmaktadır. Oysa yayında “O HERİF” dediği için ve bunu söylerken nefret dolu bir ses tonu kullandığı için kendisine tepki verdim. Bu kötü sözü sarf ederken kullandığı öfkeli yüz ifadesiyle yaydığı negatif enerji bende aynı derecede gerginlik yarattı.

Emekli Müzik öğretmeniyim. Bir konuşmada sözcüklere anlam yükleyen şey kişinin kullandığı ses tonudur, sözcüğü hangi anlamda kullandığını kişi verdiği ses tonuyla ifade eder. Bardakçı, söz konusu yayında Hüseyin Avni Paşa’ya karşı ne kadar nefretle ve aşağılayarak konuştuğunu kullandığı ses tonuyla belli etmiştir. Bunu anlamak için müzik öğretmeni olmak gerekmez.

Korkarım M.Bardakçı canlı yayının ham kaydını ortadan kaldırmış veya hakaret olan “o herif” sözünü oradan silmiştir. Mahkemeniz de eksik belgelerden söz ediyor. Mahkemenizce öncelikle incelenmesi gereken O HERİF sözünün geçtiği canlı yayın bandıdır.

Sayın Bardakçı TV programı sırasında genellikle kendisine soru soran insanlara karşı aşağılayıcı bir üslûp kullanır. Bu üslûbunu sevmediği tarihi kişilere karşı da devam ettirmektedir. Bir tarihçi öncelikle tarihte olmuş bitmiş olaylara karşı tarafsız olmalıdır.

Evinin yanmış olmasını fırsat bilerek Hüseyin Avni Paşa için “Darbe geleneğini başlatan o herifin evi yandı” demesi bir tarihçiye yakışan tutum değildir. Söz konusu TV program kaydını izlediğiniz takdirde ne kadar tahrik edici konuştuğu tarafınızdan fark edilecektir.

Öte yandan, Hüseyin Avni Paşa hakkında önceki yıllarda yaptığım araştırma sırasında karşılaştığım bilgiler, özellikle Milli Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanmış kaynaklarda yer alan bilgiler, M.Bardakçı’nın verdiği bilgilerle çelişmektedir. Bu araştırmamın bir bölümünü “Eğitim Küresel Piyasaya Teslim” adlı kitabımda (s.450-454) yayınladım, ekte kitabımı sunuyorum.

M.Bardakçı’nın yaptığı programdaki saldırgan tutumu başka yazarları da rahatsız etmekte, internet sayfalarında kınama yazıları görülmektedir. Örneğin Salim Meriç diyor ki:

Murat Bardakçı’nın aile bağlantıları hakkında Odatv’de yayınladığımız makalemize cevaben canlı yayında hakaretler yağdıran Murat Bardakçı’yı kınıyorum.

http://www.siyasiforum.net/viewtopic.php?f=3&t=6183

Dava dilekçesinde, “Basının görevi, kamu yararını ilgilendiren tüm olaylar hakkında okuyucuyu aydınlatmak, doğru bilgilendirmek, toplumun ilgisini çekecek konularda kamuoyunu düşündürecek biçimde tartışmalar açmak, eleştirmek, kişileri bilinçlendirmektir…” şeklinde yaptığı alıntının tam tersini kendisi yapmakta, tarihi kişilere karşı nefret uyandırmakta, onların yaşayan aile fertlerine, aile dostlarına ve bıraktıkları eserlere karşı toplumda nefret duygusu tetiklemektedir. Bu tavrından dolayı RTÜK tarafından uyarılması gerektiğini düşünüyorum.

Sayın Bardakçı’nın gafilliği ve aymazlığı dava dilekçesinde de devam etmekte, mahkemenizi bir tarih tartışmasına sürüklemektedir.

GAFİL ve AYMAZ sözcükleri hakaret olmayıp her ikisi de “boş bulunan, şaşkın” anlamında eleştirel sözcüklerdir. Halk arasında kullanımı da böyledir:

– “Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün…” (Halk türküsünde)

– Gafil avlanmak; Boş bulunmak. (Halk deyimi)

İlgili köşe yazımın başında daha ilk paragrafta M.Bardakçı’nın ne dediğini aynen yazdığım halde dava dilekçesinde eksik vermiştir.

Yazım şöyle başlıyordu:

“Murat Bardakçı canlı yayında köşkü yakılan Hüseyin Avni Paşa’ya hakaret etti. İzleyicilerden tepki aldı ve izleyiciye cevap verirken hakaretini yineledi:

‘Darbe geleneğini başlatan o herifin köşkü yandı’ dedi.

Bre gafil Bardakçı, bre aymaz adam, sen önce tarihine saygı duymayı öğren.”

……

Koyulaştırdığım “gafil” ve “aymaz”ın sözlük anlamlarına bakalım.

GAFİL: Boş bulunan, aldanan, dalgın ve dikkatsiz, aymaz.

AYMAZ: Olan bitenin ayırdına varmayan, sezmeyen, gözü bağlı, gafil.

Görüldüğü gibi, sözlük karşılıklarında ikisi de hakaret içermemektedir.

M.Bardakçı, konuyu “darbe” sözcüğü etrafında ele alıp buradan hareketle H.Avni Paşaya hakaret etmediğini söylemekte, “darbe anayasal suçtur” diyerek bugünkü yasalarla bir savunma yapmaktadır. 1876’da Osmanlı sarayında yaşanan bir olayı bugün “Darbe miydi değil miydi” noktasına çekmek, mahkemenin dikkatini konudan uzaklaştırmaya yönelik bir çabadır.

Dava dilekçesinde, “Açıklamalar” bölümü 2.paragrafın son satırında “Türkiye siyasi tarihindeki ilk darbeyi gerçekleştirmiş kişi olduğu belirtilmiştir” derken bir hata daha yapmakta, “Türkiye siyasi tarihinde…” diyerek 1876 Osmanlı dönemiyle Türkiye Cumhuriyeti dönemini birbirine karıştırmaktadır. Oysa iyi bir tarihçi bunun da ayırdında olmalıdır. Ayrıca, canlı yayında böyle bir cümle kullandığını hatırlamıyorum.

Şimdi ben, Mahiye Morgül, anne tarafından dedem olan Malta sürgünü Hüseyin Avni Finci’nin (mahlası Aka Gündüz/şair yazar, 1934 Ankara milletvekili) torunu olarak (age. s.462), büyük dedemiz 1912 Balkan şehidi Binbaşı İbrahim Kadri Bey’in seferberlikte Selanik’te doğan bu oğluna adını verdiği Hüseyin Avni Paşa’nın anısını inciten böyle bir ekran konuşmasına tepki vermeden edemezdim. Aka Gündüz de kendi oğluna Doğan adını vererek H.Avni Paşa’nın manevi kişiliğini bir daha onurlandırmıştır. Bunu Aka Gündüz’ün1927’de ilk baskısı yapılan Dikmen Yıldızı adlı romanın sonunda (age.s.455) okura seslendiği satırlarda görüyoruz.

Sayın Bardakçı dava dilekçesinde tarih tartışmasına devam etmekte, “Belki de daha trajik olan davalı yazarın müvekkilimizin iddialarını da çürütemediğidir.” (3.sayfa, son paragraf, 1.satır) demekte, böylelikle mahkemenizi bir tarih mahkemesi haline getirmektedir. Bu noktada mahkemenizin mutlaka bir diyeceği olacaktır.

….

Cevap dilekçemi burada kesiyorum. Elbette sonunda davanın reddini istiyorum.

Dava dilekçesini hazırlarken Bardakçıyla ilgili internette dolaşan bilgilere bir bakayım dedim ve çok enteresan, babasının emniyet müdürlüğü yapmış ve casusluk suçu işlediği için 17 yıl ceza almış olduğunu okudum. Babası casusluk yaptı mı yapmadı mı bunu tartışmaya açmak olmaz tabii. Ama kendisi Hüseyin Avni Paşayı hala yargılıyor, belli ki bir kini var.

H.Avni Paşa sadrazamken Kanuni Esasi (1876) diye bilinen ilk Anayasayı yazdırdı, kabul ettirdi ve o gece Mithat Paşanın evinde öldürüldü.

Şaşıracaksınız, o Anayasada “Devletin dili Türkçedir”diye yazmışlar. Hiç yoruma gerek yok, neden Hüseyin Avni Paşa’ya kinleri bitmiyor, bellidir. Atatürk o Türkçeci kuşağın devamıdır.

Böyle bir paşayı aşağılamak için vikipedi internet ansiklopedisi de işgüzarlık ediyor, onu anlatmaya “Eşekçi Ahmet’in oğluydu” diyerek başlıyor. Tabip Miralay Mehmet Arif için hemen parantez açıp (Ayıcı Arif) yazdıkları gibi. Şimdi de bu vikipediciler, vatansever subaylarımıza kumpas kuran çetenin Ergenekon, Balyoz ve Casusluk adı altında yaptığı iftiraları aynen yazmışlar. Bilmeyen de gerçekmiş gibi okuyacak. Bu ne pervasız yayıncılıktır?

Davalar çöktü, o sahte belgeleri düzenleyenler şimdi içeri alınıyor, ama yapılan iftiralar orda yayınlanmaya devam ediyor, bu ne iştir? Vikipediyi engellemek için bir şeyler yapmak lazım. Bu davalarda adı geçen asker ve sivil vatanseverlerin çocukları ve aile yakınları da o çirkin iftiraları orada görmek durumunda kalacak, ömür boyu suçlu gibi dolaşmak durumunda kalacaklardır. Ailece ve tarih boyunca suçlu ilan edilmek, ne korkunç bir şey.

Şimdi anlıyorum ki, Hüseyin Avni Paşanın torunları neden hala o bizim dedemizdir diye ortaya çıkamıyorlar. Bardakçı gibi tarihten intikam almaya devam edenler ve internet ansiklopedisi üzerinden saldırılarını devam ettirenler olduğu için.

Demek bize çalınan karalar daha birkaç yüz yıl torunlarımıza zulüm olmaya devam edecek, yahut da bir an önce vikipediden böyle sayfaların kaldırılması için bir şeyler yapılmalı, hatta karşı davalar açılmalı.

Bu arada belirteyim, İngilizce 2.sınıf ders kitabına iptal davamızı açtık.

16.12.2014

Mahiye Morgül

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)