Son Dakika Haberler

PKK’yla MEB’nın Kaldırılması Neden mi Konuşuldu? Mahiye MORGÜL

PKK’yla MEB’nın Kaldırılması Neden mi Konuşuldu? Mahiye MORGÜL
Okunma : 792 views Yorum Yap

PKK’ya anadilde eğitimi nasıl halledeceklerini anlatıyordu başbakanın özel temsilcisi. MEB’nı kaldıracaklar. Başbakan bunun sözünü veriyor PKK’ya. Çünkü, Okulları belediyelere verdiklerinde her belediye istediği dilde eğitim yapacak, kitapları kendisi basacak…
Şimdiye kadar bunu halletmiş olacaklardı da, Yerel Yönetimler Yasasını durduran Necdet Sezer oldu.
MEB’in lağvedileceğini Hüseyin Çelik 2005’de NTV’de açıkça söyledi. Köşe yazılarıma almıştım ve Eğitim Küresel Piyasaya Teslim kitabıma da koymuştum. İşte tarihiyle bu yazılarımı veriyorum.
« DECENTRALİSATİON » Geliyor!

16.11.2005 Çarşamba akşamüstü NTV’de Milli Eğitim Bakanı H. Çelik ile bir kaç gazeteci konuşuyordu. Gazeteciler de soru sormayı bilmeyen gazetecilerden… Ya da dekoru tamamlasınlar diye, bakan bey konuşacak kamuoyuna da; soracakları sorular ellerine verilmiş gibi duruyorlardı. Oysa gazeteci demek soru sormanın eğitimini almış kişi demektir; bakanın söylediklerinde kapalı kalan yerleri açacak soru sormaları gerekirdi.
Çelik, yeni harften öğrenme üzerine sorulan soruya “onu geçtik, o tamam, şimdi bir grupla çalışıyoruz, 13/29 sistemi getiriyoruz, 13 Başlık 29 kriter yani” dedi. Bu sözler havada kalıverdi.
Gazeteciler çalıştığı grubun kimler olduğunu bile sormadı, içinde bir tane bile Türk olmayan bir grup olduğunu bilmeyen yok oysa … Bildiğimiz yabancı SPAN Eğitim Danışmanlık Şirketi bu. Amerikancı Piyasaya Göre Eğitim Modeline geçiş aşamasını programlayan şirketi.
Bu şirketin elemanlarının Danimarka’dan gelmiş olmaları onların emperyalist bir şirket olmalarına ve Amerika’dan dünyaya gönderilen paket programları uygulamakta olmalarına kamuflaj olamaz. İsimlerini bir daha veriyorum; Johan Gademan, Paul Vermoulen, Theo Savelkouls, Marjan Vernooy.
Bu ne demek, ne demek istedi sizce? Gazeteciler de sormadı, oradan türban sorusuna atladılar. Zaten suni gündem yaratmada tek malzemeleri türban. Üstünü kapatmak istedikleri bir şey varsa hemen türban… Yönetici sunucu “bunu geçelim” dedi.
Bakan Çelik dedi ki:
“Okul yönetimlerine yenilik getiriyoruz, hızla DESENTRALİZASYONA GİDİYORUZ!”. Şok yaşadım, ÜLKEMİN EĞİTİM BAKANI bilmediğimiz bir dilde konuşuyor.
Böyle anlaşılmaz konuşmak çok iyi bir şey söylüyormuş gibi, iyi laf ediyormuş gibi göstermektir. Gerçekte ise halktan sakladığı bir şey var demektir. Daha sonra sözlüğe baktım:
Sentralizasyon: Merkeze yaklaştırma.
Desentralizasyon: Merkezden uzaklaştırma
Yani yerel yönetimlere devir için hızlandıklarını bitirmek üzere olduklarını söylüyor… İş kamuoyuna açıklamaya sıra gelmiş ki bu program düzenlendi. Hani anımsayacaksınız, SPAN Danışmanlarının kitapçığında yapılacak işler maddesinde “İyi bir medya basın kampanyası” vardı. Bu kapsamda bir programdı bu.
Cumhurbaşkanı tarafından geri çevrilen Yerel Yönetimler Kanun Tasarısı parça parça delinmekte, devir hazırlıkları sürdürülmekte demekti.
Demek ki “Decentralisation” geliyor. Bunu böyle söylerken yasayı halktan değil, onu geri çeviren Cumhurbaşkanımızdan saklıyordu.
Yerel yönetimlerin mali olarak doğrudan Dünya Bankasına bağlandığı süreçte okulların mali olarak Dünya Bankasına bağlanması büyük tehlikeleri içerir. Masal gibi ama, eğer düşündükleri gerçekleşirse, belediyeler borçlarını ödeyemediğinde haciz konacağını var sayalım, okullara haciz demektir. Okullardan suça bulaşan çocukları Amerikan Ordusuna para karşılığı devşirmeye kadar varabilir bu.
Sadece Tevhid-i Tedrisat’ın, yani Egitimde Birlik ilkesinin bitirilmesi değildir bunun sonu!
17.11.2005
Milli Eğitim Bakanlığı Kendini Lağvediyor!
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik NTV’de “Her şey tamam, hızla DESENTRALİZASYONA gidiyoruz!”, yani “artık merkezimizi dağıtıyoruz” dedi. (16 Kasım 2005 Çarşamba)
Yani okullar yerel yönetimlere ve özel şirketlere devrediliyor!
Yani merkez, kendini etkisiz konuma düşürüp sorumluluğu yerel yönetimlere devrediyor!
Yerel yönetim; var olan sorunlarla baş edemeyecek, eğitimde bölgesel eşitsizlik derinleşecektir!
Yerel yönetim; geri kalmış bölgelerdeki etnik ve dinsel güç odaklarının etkisinde kalacak, mazlumun daha mazlum olduğu bir yapı oluşacaktır.
Yerel yönetim; merkezden bulamadıkları desteği dışarıda arayacaktır!
Yerel yönetim; iç çatışmalara zemin hazırlamak üzere dışarıdan kontrol edilebilecektir!
Yerel yönetimler, sorumluluklarını üzerinden atarak kendi kontrol gücünü zayıflatmış halde olan merkezi yönetimden kopma eğilimine girecek ve bir tek eksikleri kalacaktır: Başka bir bayrak! Çünkü; yörenin eğitim seviyesi, dine bakışı, siyasi tavrı ile birleştiğinde farklı beklentiler oluşacaktır!
Milli Eğitim Bakanlığı, bu düzenlemeyi tamamı yabancılardan oluşan bir grupla yapmıştır. Yabancıların düzenlediği eğitim modeli ile sürüklendiğimiz yer onlar için bir cennet, bizim içinse bir uçurumdur!
Milli Eğitim bakanlığı kendini fiilen lağvederken;
Eğitimde birliğimiz bitiyor!
Ulusal Birliğimiz ve Milli devletimiz bitiyor!
Okullar yerel yönetimlere devredilemez!
Eğitimde Yerelleşmeye ve Özelleşmeye HAYIR!
19.11.2005

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)