Son Dakika Haberler

EPİLEPTİK DAVRANIŞ BİÇİMİ NEDİR?

EPİLEPTİK DAVRANIŞ BİÇİMİ NEDİR?
Okunma : 3.849 views Yorum Yap

anesin_1Durup dururken sağlık işine girdim. Esasında tüm meclisi incelemek yada incelettirmek lazım ama bu benim değil psikolog ve nörologların işi olmalı. Ben sadece bir kişiyi merak ettim, bir insan nasıl bu kadar agresif, dediğim dedik, çaldığım düdük bir kişilik sergiler, dakika başı ne zaman bağırıp küfredeceği belli olmaz diye uzun uzun düşündüm. Esasında benim yazacağım fazla bişey yok, size “Epileptik kişiler”in kimi davranış bozukluklarından bahsedeceğim. Siz de etrafınıza bakın, bu bilimsel verilere en yakın kişi kim, ona göre karar verin…

     · Girişkenlik ve artmış atılgan davranış biçimi

  • · Uygunsuz şakacılık, öfori
  • · Duygusal kararsızlık, iritabilite
  • · Yetersiz yargılama ve kavrama
  • · Dikkat dağınıklığı, odaklanma zorluğu
  • · Duyarsızlık, aldırmazlık, kayıtsızlık
  • · Konfabulasyon, lögore
  • · Yargı ve geleceği öngörmede bozulma

Bazen tam tersi biçimde aşırı inhibe, neredeyse apatik, dış dünya ile iletişimi azalmış olgular görülebilir. Frontal abulik sendrom olarak da adlandırabiliriz. Daha sıklıkla dorsolateral prefrontal hasarlarda görülür:

  • · Psikomotor yavaşlama
  • · Merak ve üretkenlikte, yaratıcılıkta azalma
  • · Motor tekrarlar, davranışı sürdürmede beceriksizlik
  • · Uyaran bağımlılığı (yemek görünce yemek, kalem görünce yazmak gibi)
  • · Yetersiz soyutlama ve kategorize etme
  • · Yetersiz spontane jest ve hareketler
  • · Seyrek ve az miktarda konuşma
  • · Yargı ve geleceği öngörmede bozulma

    “Epileptik kişilerdeki psikiyatrik bozuklukların tam olarak tahmin edilmesi zordur. Araştırmacılar epileptik hastalardaki maluliyetlerle ilgili olarak sıklıkla çelişkili sonuçlar elde etmişlerdir. Çünkü bir psikiyatriste veya noroloğa başvuran yada yatarak tedavi gören epileptikler, epileptik nüfusunun çok az bir kısmını oluşturmaktadır. Bunlarda diğerlerine göre psikiyatrik ve sosyal problemler daha sık görülmektedir. Epileptiklerde en sık görülen psikiyatrik bozukluklar nörotik bozukluklar olup, çevresel güçlüklere bir tepki olarak ortaya çıkmaktaydı. Daha az sıklıkta görülenler ise entelektüel bozukluklar ve kişilik bozukluklarıydı. Bunlar epileptik proçese ve bununla birlikte olan beyin hasarına atfedilmekteydi. Graham ve Rutters (1968) çocuklarla ilgili yaptıkları çalışmada, beyin hasarı olan epileptiklerde psikiyatrik bozuklukların oranını %58, beyin hasarının gösterilemediği vakalarda ise %29 olarak bulmuşlardı. TLE olan çocuklarda psikiyatrik bozukluklar daha fazlaydı. Komplike olmayan epileptiklerde görülen psikiyatrik belirtiler, az çok epileptik olmayan çocuklardaki belirtilere benzemekteydi. Bu belirtiler nörotik bozukluklar ve antisosyal davranışlarla ilgiydi. Öğretmenlerine göre bu çocuklar diğerlerine göre daha hareketli kıpır kıpır ve döğüşmeye meyilliydiler.

    Epileptik vakaların küçük bir kısmında hafıza, konsantrasyon, karar verme ve bu gibi yetilerde progresif bir bozulma söz konusudur. Bu durum şiddetli kişilik bozulması ile birliktedir. Bunlarda bazen öfke patlamaları, irritabilite, impulsif davranışlar görülebilir.

    Epileptiklerdeki kişilik problemleri değişik formlarda ortaya çıkabilir. Beyin hasarı, psikososyal yetersizlikler ve başka birçok faktörle ilişkisi olabilir. Halk arasında epileptikler güvenilmez, kurnaz ve yıkıcı bilinirdi. Yaltaklanarak kendilerini sevdirmeğe çalışan bu kişilerde itaatkarlıklarının altında gücenmişlik ve kuvvetli paranoid duygular bastırılmıştır. Bunlarda bazen tehlikeli agresif davranışlarla seyreden ani affekt değişiklikleri olabilir. Bunlar genelde egosentrik, irritabl, ısrarla isteyen, idare edilebilmeleri için nezaket ve incelik isteyen kişilerdir. Duygusal ve dindar kişilik özellikleri de yaygındır.

    Gibbs(1951) TLE li yetişkin epileptiklerde şiddetli kişilik bozuklukları olduğunu rapor etmişti. Benzer sonuçlar Hill (1953), Gibbs (1964), Lindsoy ve ark.(1979) tarafından da rapor edilmişti. Bunların çalışmalarında sol hemisfer orijinli TLE hastalarda kişilik bozukluklarının daha sık olduğu da önemli bir bulguydu. TLE lilerde kişilik özelliği olarak immatürite, iyi kalplilik, sevecenlik, naziklik, bazen de saldırganlık görülmüştür. (Falconer ve Taylor 1970, Serafetinites 1969, Taylor 1969, Sherwin 1980 Herrington (1969) TLE li hastalarda antisosyal davranışlar, belirgin paranoid tutumlar, karamsarlık, anksiyete, depresyon ve histerik özelliklerin de olduğunu ropor etmiştir. .

    Treffert (1963) psikiyatrik hastalar içinde agresif davranışlar gösterenlerde belirgin epileptik nöbet olmaksızın, EEG lerinde temporal lobla ilgili değişikliklerin olduğunu göstermiştir. Dewhurst ve Beard (1970) TLE li hastaların din değiştirme ve mistik deneyimlere yönelme gibi psikotik özelliklere meyilli olduklarını gördüler. Waxman veGeschwind (1974 -1975) bir grub hastada hipergrafizm (çok yazı yazma) tesbit ettiler. Bu hastalarda sıklıkla dini ve felsefi konulara yönelme vardı.

    Gunn ve Fenton (1969-1971) mahkumlar arasında yaptıkları çalışmalarda %7-8 oranında epileptik bulunduğunu ve bunun da normal populasyondaki epileptiklerden oldukça farklı olduğunu bildirdiler. Epileptik mahkumların işledikleri suçların başında hırsızlık görülüyordu.”

    Oldukça uzun bir yazıyı kısaltmaya, anlayabildiğim ve anlayabileceğiniz duruma getirmeye çalıştım. Türkiye böyle bir durumla karşı karşıya, kendisinden olmayanların öldürülmesi bile artık kimilerini ilgilendirmiyor. Gezi parkında yaşanan faşizme kendi parti arkadaşlarına karşın sessiz kalan yada inatlaşan bir başbakan var, biber gazı yiyenlere “Gaza ihtiyaçları varmış…” diyen milletvekilleri (AKP Istanbul Milletvekili Şirin Ünal) var. Evet, bence birilerinin de tıpaya ihtiyacı var artık…

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)