Yoldan geçen herhangi birini çevirseniz, beraber bir kahvede 1 saat otursanız ve sohbete başlasanız, daha çok o konuşsa, siz dinleseniz, o 1 saat içinde siyasiler kadar saçmalamadığına tanık olursunuz. En azından bilmediği konularda sessiz kalır yada konu değiştirir, pot kırmamaya, yanlış söylememeye dikkat eder.

AKP genel başkanı ve bakanların başı Recep Tayyip Erdoğan dün grup konuşmasında yine esmiş, gürlemiş. BDP Milletvekilleriyle karşılaşan PKK’lilerin kucaklaşmasına kafasını takan Erdoğan “Bir bayram öncesi milletin gözünün önünde efendilerine sırtlarını sıvazlattılar. İnanın kameralar olmasaydı bunlar o terörist efendilerinin ellerini de öperlerdi, 3 kuruş da harçlık alırlardı…” diye konuşmuş. Sanırım zurnanın zırt dediği nokta burası, bir ülke yönetirken, Çankaya’ya padişah yetkileriyle çıkmaya çalışırken önce insan biraz düşünmeli.

Tanıdığım Selahattin Demirtaş kimseden harçlık almaz ama bunu söyleyen bakanların başı çocuklarını Amerika’da okutmak için işadamı Remzi Gür’le telefon görüşmesi yapıyor. Erdoğan’ın konuşmasından anladığımız kadarıyla kızı Sümeyye 25-30 bine sıkışmış, dolar mı değil mi bilemem ama Amerika’da kopik gereksinimi duyacak durumu yoktur sanırım. Kendisi çocuklarını okutmak için başkasından harçlık alan birisi olmamış bir konu hakkında yorum yaparak konuşuyorsa burada bir sorun vardır bence.

Erdoğan ayrıca yargının da konuyla ilgilendiğini söylüyor ve kendilerinin de mecliste gereğini yapacaklarını anlatıyor. Ne demek mecliste gereğini yapmak, bunun tek bir açıklaması var, o da BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmaktır. AKP bu yasayı MHP’yle omuz omuza çıkartır, çıkartır çıkartmasına da içi rahat eder mi onu bilemem.

İçi rahat etmemesi gerekenlerin başında bakanların başı Recep Tayyip Erdoğan geliyor bence. AKP ve MHP’nin BDP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırmak istemesi siyasi bir olaydır, siyasi bir nedenden dolayıdır. Oysa Bakanların başı bu yasayı meclisten geçirirse kendisi hakkında açılan davalardan dolayı halka nasıl yanıt verecektir ben bunu merak ediyorum. Erdoğan hakkında açılan davalar siyasi davalar da değil, “Evrakta sahtekarlık”, “Kalpazanlık”, “Bu kadar parayı nereden buldun?” gibi bir bakanların başına yakışmayacak davalar.

Erdoğan bu davalardan temize çıkacağına inanıyorsa önce kendi dokunulmazlığını kaldırttırır ve yargılanıp ya beraat eder yada cezasını alır ve siyasete temiz bir sayfayla çıkar yada bunları yapmaya cesareti yoksa başka milletvekillerinin, hem de siyasi bir konudan dolayı dokunulmazlıklarının kaldırılmasını önermez bile hatta aklına bile getirmez.

Erdoğan ayrıca Selahattin Demirtaş için “Kendisinde yüz olsa parlamentoya değil Kandil Dağı’na çıkması gerekir” diye konuşmuş. Ben de diyorum ki Erdoğan’da yüz olsa Çankaya’ya değil adliye merdivenlerine çıkması gerekir…

Ama bence bunu yapmaz, başkaları için söyler, ayrıca tehlikeli bir durum daha var, Erdoğan’da yüz olsa yüzeli daha isteyebilir…

Ahmet Nesin Blog’s