Son Dakika Haberler

TÜRBANLI ÖĞRETMEN ÇOCUĞUN PSİKOLOJİSİNİ BOZAR!..Ahmet Nesin

TÜRBANLI ÖĞRETMEN ÇOCUĞUN PSİKOLOJİSİNİ BOZAR!..Ahmet Nesin
Okunma : 943 views Yorum Yap


anesin_121AKP hükümeti iktidara geldiğinden beri yatıp kalkıp nasıl demokrat olunur diye düşünüyorum. Kimi şeyler düşünmekle olmuyor, çözülmüyor, işin içinden çıkamıyorum. Çıkamıyorum, çünkü benim anladığım demokratlık anlayışı kendisine demokrat diyenlerin yaklaşımına uymuyor. Ben demokratlığı ileri adım olarak görüyorum, başkalarının ileri adım olarak gördükleri bana geri adım olarak görünüyor.

Yada şöyle anlatayım, 1400 yıl önce söylenen ve yazılan bişeyin bugün uygulamaya geçmesini demokratlık olarak görenlerin demokrat olamayacağını iddia ediyorum. Yazının başlığında olduğu gibi türbanı, kadının kapanmasını söylüyorum. Her zaman yazdığım gibi erkeklerin kapanmasını emrettiği kadınların bu hakkının demokrasi ve özgürlük olduğunu söylemek zaten demokrasinin özüne aykırı bir durum. Kadın kendisi kapanmak için ayaklanmamış, böyle bir talebi olmamış, biz erkekler kendi nefsimize güvenemediğimizden onlara kapanmalarını emretmişiz, doğal olarak bu bir devrim olmamış, erkek kendine güvenememenin acısını kadından çıkarmış. Doğal olarak kadınların bugün isteyerek kapanmasını savunmak doğru bir yaklaşım değil, o emir Kur’an’a yazılmış ve Kur’an en devrimci dindir denilerek, halkın katılarak yazılmadığı bir kitap İslamiyetin anayasası haline getirilip bir emir kipi olmuş.

AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı son demokrasi paketi de zaten bu yüzden demokrasiden nasibini almıyor. Son paket yasalaşırsa –ki daha yasallaşmadan uygulama başladı- öğretmenler türbanla yada kapalı derslere girebilecekler. Dincilerin bu yaklaşıma sevinmeleri hatta kimilerinin türbanı açık kıyafet sayıp esasının çarşaf olduğunu söylemesinden daha doğru bişey olamaz. Onlar bunu söylerken esasında bizim söylediğimizi, türbanın son dönem uydurması olduğunu söylüyorlar.

Dinciler dışında bu yaklaşımı destekleyen, daha çok kendilerine liberal diyen Libre-el-al kesimin entelektüel grubunun eşhellektüel sınıfının kafası her zaman olduğu gibi kafası karmakarışık. Onların çoğu yetmez ama evet grubu içinde yer alıyorlar, o yüzden bu yaklaşıma da türban için mi yetmez ama evet deyip esasında çarşaf isteyip istemedikleri yada paketi tam beğenmeyip “Biraz daha din, biraz daha demokrasi” mi dediklerini ne biz ne de kendileri anlamıyor.

Ben nasıl din derslerinin mecburi olmasına karşıysam bu libre-el-al grubunun eşhellektüel grubu da karşı, tabii son anda bu demokratlıklarını da kaybetmedilerse. Çok basit bir ikilem gibi gözükebilir ama din dersi mecburiyetine karşı olan bir kişi türbanlı öğretmene de karşı durmalıdır. Bu size demagoji gibi gözükebilir ama ilkokula başlayan çocuk için böyle değildir. Çocuğunuzu 5 sınıflık bir okula verin, öğretmenler, müdür ve yardımcılarıyla beraber 20 personel olsun ve bunların yarısı türbanlı, yarısı açık olsun, çocuğun kafası karışacaktır. İsterseniz din dersini kaldırın, çocuk okulda dini simgeyi hergün karşısında görecektir. Bu kafa karışıklığını çocuğa kimse anlatamaz. Çocuk doğal olarak dini tam bilmediğinden, çözemediğinden öğretmenlerinin bir kısmını dinsiz olarak algılamaya başlayacak ve yetişme tarzına göre yavaş yavaş bir gruptan nefret edecektir. Bu da bisüre sonra çocuğun psikolojisini bozacak.

Bu anlattığım esasında velinin de psikolojisini bozacak ama beni burada anne ve babasından çok öğretmenini gören çocuğun psikolojisi ilgilendiriyor. Çocuk biraz aklı erdiğinde öğretmenlerini bir kısmını ya şeriatçı yada ateist olarak görecek. Çünkü siz istediğiniz kadar okullarda kıyafeti serbest bırakın, din bu serbestliği tanımıyor. Kapanmayı emreden ayette yada bir sonraki ayette kadının isterse başını açabileceği hükmü yok. Din bu özgürlüğü tanımazken, o ayeti savunmak nasıl demokrasi ve özgürlük oluyor ve yutturuluyor bunu anlamak olanak dışı ama bunu da belki bigün libre-el-al eşhellektüeller çözer.

Ahmet Nesin Blog’s

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)