Son Dakika Haberler
“width=“1293

“AKP’NİN TOPLUMLA İLİŞKİ KURDUĞU KILCAL DAMARLARI KURUDU.”

“AKP’NİN TOPLUMLA İLİŞKİ KURDUĞU KILCAL DAMARLARI KURUDU.”
Okunma : 1.849 views Yorum Yap

CHP İstanbul Milletvekili ve PM Üyesi Gökan ZEYBEK,TBMM’nin tatile girmesinin ardından yaz dönemi boyunca CHP Ekonomi Masası kurmayları olarak Karadeniz Bölgesi’nden Akdeniz’e, İç Anadolu Bölgesi’nden Doğu Anadolu Bölgesine kadar geniş bir yelpazede gerçekleştirdikleri ziyaretlerden izlenimlerini ve bundan hareketle Türkiye gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.

“KÖYLÜ PERİŞAN. HAYVANCILIK AÇISINDAN SON 50 YILIN EN KÖTÜ KIŞINI GEÇİRECEĞİZ. ÖNÜMÜZDEKİ KIŞ ETİ VE SÜTÜ BUGÜNKÜ FİYATTAN ALABİLMEK MÜMKÜN OLMAYACAK.”

“2020 yılının tarımsal destekleri çiftçiye ödenmemiş, 2021 yılının ödemeleri ile ilgili bir planlama görünmüyor. Köylünün bu kışı nasıl geçireceği belli değil. Bu kış eti ve sütü bugünkü fiyattan daha pahalı tüketeceğiz. Saman 1.200 TL’ye çıkmış, kuru otun fiyatı 2.200 TL’ye çıkmış, arpanın tonu 3.000 TL’ye yaklaşmış. Bu pahalılıkla geçimini sağlayamayan,otlakları kurumuş, samanı bile olmayan köylü, hayvanlarının hepsine bakamayacağı için bunların bir kısmını hatta gebe ineklerini bile mezbahaya kesime gönderiyor. Köylümüz bu ineklerden alacağı para ile otunu, samanını temin edip bu kışı geçirebilme derdine düşmüş durumda. Bundan sebeple pazara sürülen hayvan sayısı çok artınca geçen yıl 12.000 TL’ye satılan yavrulama yeteneğine sahip bir inek bugün 6.000-7.000 TL’ye satılamıyor. Gördüğümüz şudur; Türkiye’nin hayvansal birikiminin önemli bir kısmı kaybedilme tehlikesi ile karşı karşıya. Hayvancılık açısından Türkiye tarihinde son 50 yılın en karanlık kışını geçireceğiz.”

“TARIM BAKANI PAKDEMİRLİ, ULUSLARARASI TEKELLERİN TÜRKİYE’DEKİ TEMSİLCİLİĞİNE SOYUNMUŞ DURUMDA”

“Bugün öğrendik ki; Uluslararası tekellerin Türkiye’deki temsilciliğine soyunmuş Tarım Bakanı Pakdemirli, Ankara’da yeni yapılan DSİ binasında 7. Makam odası için milyonlarca TL’lik dekorasyon yaptırıyor. Yukarıdan aşağıya doğru bakıldığında Saray’ın, Saray’a hizmet edenlerin ve Saray ile birlikte bu ülkeyi yönetenlerin ne köylüden, ne çiftçiden, ne işçiden haberleri yok. Bakın Türkiye’de 83 Milyonun tamamı, olumlu ya da olumsuz gelişmelerden eşit etkilenmiyor. Türkiye’de sayısı iki elin parmaklarını geçmeyecek bir grup var. Bunlar sırtlarını Saray’a dayamışlar, hiçbir ihaleye girmezler ama işler bunlara gelir, bunlar Türkiye’de iş yaparlar ama bütün parayı döviz olarak alırlar. O sebeple dolar 8.30’dan 8.50’ye çıktığında onlar köprü geçiş ücretlerini, garantili hastane ücretlerini, otoyol geçiş ücretlerini artışla almış olurlar. O sebeple onlar ve onların hükümete yerleştirdikleri bakanlar ve bürokratlar dövizin düşmesine izin vermezler. Biz ülke olarak sıkıntılı bir dönemden geçtiğimizde AKP’nin oluşturduğu mutlu azınlık memnun. O yüzdendir ki; Saray’ın, Saray’a hizmet edenlerin ve Saray ile birlikte bu ülkeyi yönetenlerin ne köylüden, ne çiftçiden, ne işçiden haberleri yoktur, hatta umurlarında bile değildir.”

“ŞANLIURFA’DA DEDAŞ ADINDA ZULMÜN BAŞ ORTAĞI BİR ŞİRKET VAR.”

“Şanlıurfa’da DEDAŞ diye bir şirket var. Köylü elektrik borcunu ödeyemediğinde bırakın elektriğini kesmeyi trafosunu sökerek götürüyor. Bu pandemi koşullarında köylüye verilmesi gereken destekleri konuşacağımız zamanda köylünün elektriğini kesen, trafosunu söken, çiftçimizi üretimin en yüksek olduğu, tarlanın suya en ihtiyacı olduğu dönemde haziran, temmuz aylarında elektriksiz bırakan ve dolayısıyla da o tarladaki bu ülkenin milli kaynaklarını, bu milletin ürününü susuz bırakan bir şirket bu. Güneydoğu’da yaşayan halkın üzerine bir kabus gibi çöken, sırtını AKP’ye dayamış olan bu şirket kime hizmet etmektedir? Küçük bir araştırma ile Cumhurbaşkanı’nın siyasi yükselişi ile paralel olarak son 20 senede DEDAŞ’ın nasıl yükseldiğini herkes görebilir. Burada suç DSİ ve iktidarda. 21. Yüzyılda Harran gibi yüksek verimli toprakları enerjiye ihtiyaç duymadan doğal akışı ile sulamak ve bu doğrultuda uygulamaları hayata geçirmek gerekirken köylü hala pompa ile kuyulardan su çekerek toprağını suluyor.”

“AKP’NİN TOPLUMLA İLİŞKİ KURDUĞU KILCAL DAMARLARI KURUDU.”

“AKP’li yöneticileri sokakta göremeyiz, göremiyoruz da. Onlar tefecilerin saltanatı pekişsin diye, Londra’daki bir avuç faizci gelirini artırsın diye ya da Türkiye’deki bir avuç büyük sermaye sahibi çalışmadan daha yüksek paralar kazansın diye uğraşan kesim oldular. AKP’nin toplumla ilişkilerini kurduğu kılcal damarları kurumuş durumda. Bundan sonra halkla aynı noktada buluşmalarının imkanı yok.”

“BİTLİS AKP MİLLETVEKİLİ İHYA OLSUN DİYE BİTLİS’İN MERKEZİNDEKİ 300 ESNAFI YERLERİNDEN EDİYORLAR.”

“Bitlis müze gibi bir şehir. Bu şehrin içinden bir dere akıyor. Bu derenin üzerinde zaman içerisinde yerini almış ve şehrin kültürüne katkıda bulunan 300 civarında dükkan bulunuyor. Bu dükkanlar hem kentin kimliği olmuş durumda, hem de Bitlis ekonomisine katkıda bulunmakta. Korunması gereken muhteşem bir mozaik. Buraya kadar her şey olması gerektiği gibi. Ancak ne zaman ki işin içine rant giriyor ve o anda Bitlis halkına eziyet başlıyor. Bölgede arazi kapatan AKP Bitlis Milletvekili o araziye sanayi sitesi kıvamında bir ticaret merkezi yapmaya karar veriyor ve bu dükkanlara potansiyel müşteri olarak dere üzerindeki mütevazı dükkanlarında ekmeğinin peşinde olan esnaf belirleniyor. Plan, şehrin içinden geçen derenin üstündeki dükkanları yıkıp milletvekilinin dükkanlarını bu esnafa satmak olarak kurgulanıyor. Bu, Bitlis halkına zulümdür, Bitlis’e zulümdür. AKP budur. “

“İSTİHDAMIN ARTTIĞI TEMMUZ AYINDA İŞSİZ SAYISI 580.000 ARTTI. HANİ EKONOMİ UÇUYORDU?”

“Daha 3 gün önce Cumhurbaşkanı “Türkiye’de Ekonomi Uçuyor” demişti. Evvelki gün açıklanan TÜİK rakamları gösterdi ki sadece geçtiğimiz temmuz ayında Türkiye’de işsiz sayısı 580.000 kişi artmış. Buraya dikkat çekmek istiyorum, Temmuz ayı üretimin arttığı, hasadın alındığı, istihdamın arttığı dönemdir. Ayrıca turizm de bu dönemde ivme kazanır ve en az 500.000 yeni istihdam ortaya çıkar. Buna rağmen 580.000 insanımızın işsiz kalması çok önemli bir mesajdır. Ki bunu söyleyen de; devamlı iktidarın istediği yanıltıcı sonuçları vermekle görevli TÜİK.

Türkiye’de asgari ücret 3.000 TL’nin altında. Geçmişte daha düşük olduğu zamanlar vardı. Önemli olan bu ücretin satın alma gücünün ne durumda olduğu. Sizin ülkenizde domatesin fiyatı 1 TL’den 7 TL’ye çıkmışsa, peynirin fiyatı 25 TL’den 65 TL’ye çıkmışsa, ayçiçek yağının fiyatı 18TL’den 55 TL’ye çıkmışsa sizin asgari ücretinize gelecek %10’luk zam ya da emekli maaşına gelecek %5+5 zamlarla yaşamın insanca sürdürülmesi mümkün değil. “

“ANKARA-SİVAS YHT HATTI ARTIK ERTELENMEYECEK. BİZ İKTİDARA GELECEĞİZ VE BİLİMİN ÖNGÖRDÜĞÜ DEĞERLERE UYGUN OLARAK AÇACAĞIZ.”

“CHP olarak Ankara-Sivas YHT Hattı’nı iktidara geldiğimizde açacağız evet ama Çorlu tren kazası, Ankara tren kazası gibi kazaların oluşmaması için teknolojinin ve bilimin öngördüğü değerlere ulaşmış bir altyapı ile açacağız. AKP zihniyeti 400 km’lik Ankara-Sivas YHT hattının 80 km’sini eski raylardan devşirdi ve bu garabeti toplumun önüne koydu. Bu ve buna benzer bilim dışı uygulamalar nedeniyle tren kazaları meydana geliyor, insanlarımızı kaybediyoruz, canımız yanıyor. Bilim bunu kabul etmez.“

“TCDD’YE HİZMET SATANI, TCDD’YE GENEL MÜDÜR YAPTILAR.”

“Ankara-Sivas YHT hattının bir türlü açılamamasının nedeni; teknik gereksinimlere dikkat edilmeden, zemin iyileştirmeleri yapılmadan, ödenekleri zamanında yerine getirmeden ve bir bölümünün eski, yıpranmış raylardan oluşmasını gözardı eden zihniyetin buna karşılık mitinglerde açılış tarihi vermesidir. Bu hat daha önce bu ve bunun gibi sebeplerle 6 kez açılamamıştı. 4 Eylül 2021’e tekrar yetişmeyince Cumhurbaşkanı diğer bürokratları görevden aldığı gibi bu sefer de Resmi Gazete’de yayımlanan kararname ile TCDD Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali İhsan Uygun’u görevden alıp yerine TCDD ile “yataklı lüks tren turu” için 40 milyon avroluk sözleşme imzalamış olan Sun Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkerim Murat Atik’i getirdi. TCDD’ye hizmet satanı, o kurumun başına genel müdür olarak atarsanız burada ciddi soru işaretleri oluşur, TCDD’nin toplumun menfaatleri doğrultusunda yönetilmediği düşüncesi toplumun tüm kesimleri tarafından benimsenir, ki bunun gibi örneklerden oluşan suistimalleri geçmişte bir çok kez tecrübe etmiş bulunuyoruz. O nedenle Cumhurbaşkanı kendi atadığı bakanları, genel müdürleri görevden alarak bu işin içinden çıkamaz. Hesap vermesi gereken, bilimin öngördüğü değerlere ulaşmamış bir altyapı ile açılış yapmaya çalışan iktidardır, iktidarın yetkilileridir, Cumhurbaşkanıdır. Ülkemizin en stratejik ve önemli kamu kurumlarından biri olan TCDD, AK Parti iktidarı döneminde yanlış yönetim politikaları nedeniyle Türkiye tarihindeki en büyük tren kazalarını bizlere yaşatmaya başlamıştır. 2018’de yaşanan ve 25 vatandaşımızın hayatını kaybettiği Çorlu tren faciasının acıları hala taze. Dünyanın en güvenli ulaşım sistemi olarak kabul edilen demiryollarında AK Parti döneminde art arda yaşanan kazalar demiryollarının güvenliğini tartışmalı hale getirmiştir.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)