Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş,
Cumhuriyetimizin 96. Kuruluş yıldönümüne sadece birkaç gün kaldı. Bir ulusun kişilini, bağımsızlığını, onurunu ve bütünlüğünü simgeleyen bu büyük ve anlamlı günün bayram olarak kabul edildiği ve her yıl kutlandığı malumlarınızdır. Türk ulusuna verilen en büyük ödüldür Cumhuriyet Bayramı. Malûmunuzdur ki Cumhuriyete giden yolun açılabilmesi için, çöküşte olan Osmanlı Devletinin tarih sahnesinden silinmesine karşın, ulusun benliğini kaybetmemesi için verilecek büyük mücadelenin başlatılabilmesi için YÜCE YARATICININ seçtiği, “Bunu ancak sen başarabilirsin” yazgısını alnına yazdığı Mustafa Kemal Atatürk’ün, büyük başarısı sonunda CUMHURİYET binlerce insanın kanı, kefensiz toprak altında yatan şehitlerin üzerine kurulmuştur. Kutsallığı buradan ileri gelmektedir.
Sayın Erbaş demek istiyorum ki CUMHURİYET’in kurulması bir ulusun varoluşudur. Bu varoluşta sadece askerin değil, tüm Türk ulusunun her bireyinin payı, hissesi, alın teri, kanı ve toprak altında kalan bedeni vardır.
Milli mücadele kazanılıp Cumhuriyete giden yol açılırken DİN ADAMLARININ verdiği müthiş mücadele unutulmaz. İngiliz Uşağı Şeyhülislamlara karşın, vatanı için ” benim namusum” diyen yüzlerce sarıklı din adamının aslan gibi karşı duruşu vardır. Sarıklı mücahitler unutulmaz, sarıklı dervişler, çelebiler, Mevleviler unutulmaz, Bektaşiler unutulmaz. Laz Uşakları, Egenin Efeleri, Doğunun Dadaşları unutulmaz, Kızanlar gözardı edilemez… Halide onbaşılar, Kara Fatmalar, Halime Çavuşlar yok sayılamaz…
Unutulmamalı Cumhuriyet onurdur, namustur, varoluştur. Bunun aksi düşünülemez. O nedenle de coşku ile kutlanır. Bu büyük bayramı devletin tüm organları saygı ile karşılar ve gereğini yerine getirir. Son yıllarda her ne kadar kutlama törenleri asgari düzeye indirilmiş olsa bile yine de yapılagelmektedir. Ne var ki bu yapılanın içinde SİZ yoksunuz. Yani TC. Diyanet İşleri Başkanlığı yoktur. Yani bizatihi siz yoksunuz! Bunu nasıl kabullenebiliyorsunuz (Belki 29 Ekim’de protokol gereği orada bulunacaksınız ama o bir şey ifade etmez)
Bugün cuma namazı kıldık. Birkaç gün sonra 29 Ekim Cumhuriyet bayramı… Camilerde okunacak hutbelerde CUMHURİYET BAYRAMIndan hiç olmaz ise bir cümle ile bahsedilir diye bekledik ama nafile… Hocaların gırtlağına yapışacak halimiz yok. Zira onlar sadece düz bir memur ve başkanlığınızdan gönderilen HUTBE’yi okuyorlar… Biz içimizden buğzettik, hatta biraz daha da ileri gitti Lanet okuduk… Ama O kadar.
Peki, siz Diyanetin en üstteki insanı olarak Cumhuriyet Bayramından utanıyor musunuz yoksa? O bayramı bayram yapan ATATÜRK’ÜN emri ile kurulan ilk iki kuruluştan ikincisi olan Diyanetin başında siz varsınız. Oraya hiç yakışmadınız Sayın Erbaş! Acaba demeyin sakın gerçek olan bu. Diyanet İşleri Başkanlığı emir alacak yer ya da makam değil. GERÇEKLERİ ALLAH ADINA SÖYLEME MAKAMIDIR. O MAKAMI MAALESEF DOLDURAMIYORSUNUZ. O HALDE YAPACAĞINIZ TEK ŞEY VAR.
İSTİFA EDİN, ÇEKİN GİDİN…
İbrahim Balcı
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)