Son Dakika Haberler

Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin dendiği gün

Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin dendiği gün
Okunma : 2.046 views Yorum Yap

İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan bir hemşire COVID-19 pandemisinin sağlık çalışanlarına olan etkisini, pandemiye karşı alınan önlemleri, kişisel koruyucu ekipman konusunda yaşanan eksiklikleri Sendika.Org’a anlattı.

İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan bir hemşire COVID-19 pandemisinin sağlık çalışanlarına olan etkisini, pandemiye karşı alınan önlemleri, kişisel koruyucu ekipman konusunda yaşanan eksiklikleri Sendika.Org’a anlattı.

“Sürece ciddi malzeme sıkıntısıyla başladık”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca COVID-19 pandemisinin yurda giriş tarihini 11 Mart 2020 olarak belirtmiş, pandeminin ikinci haftası itibariyle koruyucu ekipman sıkıntısının sürdüğü sağlık çalışanları ve sağlık örgütleri tarafından dile getirilmişti. Sağlık çalışanı da “Biz en başından beri ciddi bir malzeme sıkıntısıyla sürece başladık” dedi.

Kliniklerin boşaltılıp bir sürü enfeksiyon biriminin kurulduğunu ifade eden sağlık çalışanı, “Orada görevlendirilen kişilere ne öncesinde bir eğitim veriliyor, ne de  kıyafetler böyle kullanılacak, girip çıkarken buna dikkat edeceksiniz gibi bilgilendirmede bulunuluyor. Çalışanlar çat diye alanlara yollanıyor” ifadelerini kullandı.

Sağlık alanında bile “Bize bir şey olmaz” düşüncesiyle hareket edildiğini, koruyucu ekipmanların rastgele dağıtıldığını belirten sağlık çalışanı, “Örneğin sürüntü örneği alınacak, normal cerrahi maske vermişler. Oysa bir metreden kısa mesafede filtreli maskelerden vermeleri gerekiyor. İlla sürekli sizin savunma halinde olmanız lazım. Hani ‘almıyorum, bakmıyorum’ diyeceksiniz ki o zaman önlem alsınlar, doğru ekipmanı size versinler” dedi.

“O kadar çok eksik olunca biz kendi kendimize malzeme yapmaya başladık”

Kişisel koruyucu ekipmanlar konusunda o kadar çok eksiklik olunca kendi malzemelerini kendilerinin yapmaya başladığını aktaran sağlık çalışanı, “Bizi destekleyecek yerler bulduk. Bez maske diktirdik. Verilen cerrahi maskeler inanılmaz derecede ince. Çift kat falan değil. Çift kat olsa sizi koruyabilir” diyerek maskeleri kendi imkanlarıyla edinmek durumda kaldıklarının altını çizdi.

“Filtreli maskelerin 8 saat kullanım ömrünün olduğu söyleniyordu şimdi bize verilen maskeleri 24 saat kullanmak zorunda olduğumuzu söyler oldular” diyen sağlık çalışanı önlüklerin de nöbet boyunca kullanıldığını, salgının önlenebilir olduğunu ancak bu yöntem ve önlemlerle asla önlenemeyeceğini de sözlerine ekledi.

“Karantinada bir sürü hemşire arkadaşımız var”

Test sayısının beklenenin çok çok altında olduğunu ifade eden sağlık çalışanı, karantina da bir sürü hemşirenin olduğunu, test sonucu pozitif çıkan sağlık çalışanı sayısının çok olduğunu ve açıklanan rakamlara karşı hiçbir güvenin olmadığını ifade etti.

Sağlık çalışanlarının sağlık kurumlarına ulaşımı konusunda servislerin ayarlanması gerektiğini, toplu taşımada riskin böyle azaltılabileceğini ifade eden sağlık çalışanı sözlerini şöyle sürdürdü:

Sağlık çalışanları hala toplu taşıma araçlarına biniyor. Düşünsenize hastaneden çıkıp ona biniyorsunuz. Benim de bulaştırma riskim var. Başkalarına da bulaştırma riskim artıyor. Belediyelerle bağ kurulup servisler ayarlanmıyor. Şimdi yeni yeni konaklama yerleri haberleri gelmeye başladı. Onu da belediyeler kendisi yapıyor. Beşiktaş Belediyesi haber yollamış işte bir tane yurt.. Çünkü ailesiyle yaşayanlar var. Yaşlı anne babası olan var. Geniş aile ile yaşayan arkadaşımız var. Onlar zaten en başından beri sürekli kaygılılar. ‘Ben eve nasıl gideyim, ne yapayım’ gibi. Kreşler kapandığı gün hastaneye çocuğuyla gelen arkadaşımız vardı.

“Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin dendiği gün kendi başımızın çaresine bakacağımızı anladık”

Sağlık Bakanı Koca’nın “Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin” dediği gün bizler de kendi başımızın çaresine bakacağımızı anladık ifadelerini kullanan sağlık çalışanı siperlikleri de üretmeye giriştiklerini belirtti. Plastik, asetat kağıdı ve lastikten siperlikler ürettiklerini anlatan sağlık çalışanı diktirdikleri maskeleri üzerine cerrahi maskeleri takıp işe öyle devam ettiklerini anlattı. Bu maskelerin tek kullanımlık olmadığını, 8 saatin ardından 80-90 derecede yıkayıp tekrar kullanmak durumunda kaldıklarını da sözlerine ekledi.

Sağlık çalışanı yeni açılan birimlerdeki eksiklikleri ise şöyle ifade etti:

Haseki’nin Sultangazi tarafında bir birimi açıldı. Oradaki arkadaşlar bize ulaştı. ‘Arkadaşlar burada hiç maske yok. İmza karşılığı günde bize bir tane veriyorlar’. Şimdi bizim arkadaşımız böyle yazarsa biz tabiî ki ona maske bulacağız. Ben bunların hepsini devletin halletmesi gerektiğini biliyorum. Ama virüs bu yani solunum yoluyla bulaşıyor. Bir sürü bulaş yolu var ayrıca. Hani zamanımız yok ki mücadele edelim, arkadaşlarımızı kaybedeceğiz gerçekten.

“Dayanışma falan diyoruz ama..”

Dayanışma lafının çok abartıldığını aksine yanlış ve eksik önlemlerin üzerini kapatabildiğini ifade eden sağlık çalışanı, “Ben artık şeye de inanmıyorum dayanışma falan diyoruz ama.. Devlet herhalde bu şeyi anladı ‘biz zaten yapmasak bir sürü gönüllü çıkacak’ gibi düşünüyor. Artık böyle birbirimize dayanma haline geldi mesele. Ya da bilmiyorum ben öyle düşünüyorum. Çünkü sürecin çok başında bu kadar ciddi sıkıntı bana biraz fazla geldi” ifadelerini kullandı.

Alkış eylemlerine de değinen sağlık çalışanı savaştaymışçasına cepheye atıldıklarını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

Şimdi alkış yapıyorlar ya hani biz hayatımızda ilk defa alkışlandık. Bizim sürekli payımıza, şiddet, hakaret, dayak düştü bu zamana kadar. İlk tamam, sağolun da sanki bir savaş var, işte en öne atmışlar gibi bizi. Ben tabiî ki işimi yapacağım ama sen de karşılığında benim güvenliğimi alırsın ya da hiç olmazsa hayati tehlikemin olmadığını görmek isterim.

“Mevzu para mı?”

Sağlık Bakanı Koca’nın sağlık çalışanlarına ödeneceğini söylediği ek ücretlerle ilgili de konuşan sağlık çalışanı aldıkları ek ödemelerin 70-80 lira bandında olduğunu en çok 200 lira alabileceklerini ifade ettikten sonra “İnsanlar ‘Aa para mı mevzu’ diyorlar. Bizim kendi şahsi tüketimimiz de çok arttı. Düzgün beslenmeye çalışıyoruz. Kendimize malzeme almaya çalışıyoruz. Başkalarına da almaya çalışıyoruz. Bunların hepsi para yani. Sürekli bütçe oluştur, bir yer bul, ihtiyacını karşıla” diye devam etti.

“Boşuna mı çırpınıyoruz?”

İnsanların hala sokakta olduklarından da bahseden sağlık çalışanı sokakta kalabalıkları gören bazı arkadaşlarının kendisine “Boşuna çırpındığımızı hissediyorum” dediğinin de altını çizdi. 65 yaş ve üstü yurttaşların sokağa çıkmalarının yasaklanmasına ilişkin “Onların çıkmamasının sebebi hastalığı  kaldıramamaları yani yaştan dolayı zorlanmalarıdır. Ancak onlara yapılan vebalı muamelesi bizlerin de motivasyonunu düşürüyor” diyen sağlık çalışanı fabrikaların, işyerlerinin işlemeye devam ettiği bu koşullarda 65 yaş üzerine yasak koymanın da pek bir anlam taşımadığını ifade etti.

“Korona şüphesiyle her gün 15-20 hasta geliyor”

Çoğu kliniğin kapandığını, tüm servislerin enfeksiyon hastalıkları servisine dönüştüreceklerini ifade eden sağlık çalışanı altyapı hazırlıklarının hala sürdüğünü ifade etti. Enfekte olan sağlık personelinin yerine başka ekiplerin geldiğini ancak bunun çok hızlı gerçekleştiğini ifade eden sağlık çalışanı “Peki herkes enfekte olunca ne yapacaksınız” diye sordu. Vakadan alınan numunelerin Ankara’ya gittiğini ve numuneleri gönderen doktorların 3 gün sonra test sonuçlarını gördüklerini belirten sağlık çalışanı “Bizim karantina altına alınan hiçbir arkadaşımıza test yapılmadı” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:

Acile geliyor korona pozitif hasta. İlgilenen personelin hepsi maruz kaldığı için ilk etapta 6-7 kişi karantina altına alınıyor. Şimdi bir grup daha alındı. Bunları eve yolladılar. Hiçbirine test yapılmadı. ‘Bir belirtiniz olursa ateş, kuru öksürük, kas ağrıları olursa haber verin bize. Size ona göre test yapacağız’ dediler. İlk geldiğinde bilmiyor tabi hastanın korona pozitif olup olmadığını. Hastaya bakıyorlar, takiplerini yapıyorlar, serum takmak gerekiyorsa, kan almak gerekiyorsa falan o arada sürüntüyü de alıp yolluyorlar. Sonuç gelinceye kadar 3 gün boyunca bakıyor ona birileri. Ve 3 gün boyunca 4 5 tane ekip değişiyor. Planlama olmadığı için herkes sudan çıkmış balık gibi. Bu salgınla mücadelede atılması gereken adımlar atılana kadar da çok kişinin canı yanacak muhtemelen.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)