Sarıyer 2. Lig Beyaz Grupta lider. Bütün hızı ile
şampiyonluk mücadelesine devam ediyor. Hafta arası Rizespor ile Ziraat
Türkiye Kupası maçı oynadı. 2-1 yenildi. Yenilgiyi asla hak etmedi. Bu
maçta bir daha gördük ki, bu liglerde de VAR sisteminin devreye
girmesi nefes kadar önemli. Sarıyer’in iki penaltısı, hem de net
penaltsı verilmedi. Bir golü iptal edildi. Golde pası veren ofsayt
olabilir, hakemin çalması gerekir çalmadı. Sarıyerli futbolcu pasını
verdi. İskender, topu aldı bir hayli mesafe kat etti, sonra pozisyon
bulunca şutunu attı gol yaptı. Hakem ofsayt verdi. Vereceksen topla
ilk oynandığı anda vereceksin hakem bey!

Rizespor birkaç futbolcusundan yoksundu. Aynı şekilde
Sarıyer’de de; Kaleci Ali, Sakat Serkan, Yaser, Özgür ve Ali Kucik
gibi as elemanları yoktu. Buna rağmen Sarıyer, aynı futbolunu devam
ettirdi. Yani oyunu savunmadan başlatıp, yerinde ve bilinçli paslarla
rakip alana topu taşımaya devam ettiler. Ligin başından beri aynı
oyun düzeni ile oynayan Sarıyer’e böyle bir ivme kazandıran Serdar
Bozkurt’u kutlarım. Oyundan alınan futbolcuların hiç yüksünmemeleri,
oyuna giren arkadaşlarını teşvik etmeleri, kendilerine verilen
görevleri en iyi şekilde yapmak için uğraş vermeleri, oyun içinde
yardımlaşmayı ve risk almayı ön planda tutmaları, yenilgiyi kabul
etmemeleri ve maçın son saniyesine kadar maça asılmayı, gol aramaları
ile örnek bir takım olmayı bildiler. Bunu da hiç şüphesiz Serdar Hoca
sağlamıştır. O nedenle tebrik ediyorum.

Sarıyer karşısında çok zorlanan Rizespor’u yenebilirdik
belki. Belki değil yenebilirdik ama biz taraftar olarak öyle
düşünürüz, bu hakkımız var. Ama teknik adamlar değişik düşünürler.
Onlara göre önemli olan Kupa maçında bir iki maç kazanıp üst tura
atlamaktan çok, ligde şampiyon olmak önemlidir. Hocanın bu
düşüncelerine de saygı duyarım. Rize maçını kazanıp tur atlasak ne
olurdu? İyi olurdu tabii! Tur atlasa Sarıyer bir hayli mali destek
görecekti, bu da çok işe yarayacaktı. Ama yorgun bir Sarıyer düşünün
bu maçtan sonra lig maçında Kastamonu’ya puan kaybetsin! İşte bunun
telafisi çok zor olurdu ve belki de imkânsız olurdu.

Yine de yönetim kuruluna, başkan Saffet Akkoyun’a da konu
ile ilgili olarak hak veririm, zira maddi ve manevi yükü onlar
çekiyorlar…

Bir konuya açıklık getirmek isterim: Amigo denilen tribün
liderlerini bu hafta biraz değişik bir havada buldum. Bu arkadaşları
sevmemek imkânı yok. Hepsi yüreklerini ortaya koyuyorlar, maçın
başından sonuna kadar takımı, futbolcuları destekliyorlar. Ama çok
büyük bir hata da yapıyorlar. Örneğin; Lig mücadelesi yapılırken
Sarıyer’in bazı şeylere ihtiyacı var. Örneğin; hakemlerden kötülük
görmemeli, rakip seyircilerin nefretine muhatap olmamalı, rakip
futbolcular, Sarıyer seyircisi bize şunu yaptı bunu yaptı deyip
kendilerini Sarıyer’e karşı doldurarak çok daha fazla hırslanmamalı,
rakip takım yöneticileri, seyircilere hakaret etmemeli. Tarihimiz bu
tip olaylarla doludur. Ne zaman kavga, dövüş, patırdı, küfür, sövme,
yol kesme, taşlama olmuştu,r hep kaybeden Sarıyer olmuştur. Ne zaman
bilinçli hareket edilmiş, müsamahakâr olunmuştur, misafirleri bağrına
basmış, sporculara iyi niyet göstermiş o dönemlerde hep başarılı olmuş
ve şampiyonluğa ulaşılmıştır.

Rize maçında, hakem iyi değildi doğru ama taraftarın
federasyona ve tüm hakemlere aleyhte tezahürat etmesi hiç iyi olmadı.
Olayları tespit eden üç görevli var. İki temsilci ve bir de gözlemci.
Oğuz Savran gibi Sarıyer’i gerçekten seven bir eski hakemin bu maçta
görevli olması aslında Sarıyer’in şansı idi. İnşallah raporlar uygun
verilmiş olur da kulüp ceza almaz. Aslında hakemler lider takımlara,
şampiyonluğa oynayan takımlara engel olmazlar, daha dikkatli
davranırlar, yollarına taş konulmasına meydan vermez. Bildiğimiz ve
olanlar budur.

Artık bundan böyle Sarıyer’in tribün liderlerinin, yani
dost, kardeş, arkadaş anlamını veren Amigoların daha temkinli
olmalarını öğütlerim.

Maç gününü iple çekiyoruz. İnşallah istenilen olacak ve üç
puan alacak taraf Sarıyer olacaktır.

Yazan: İbrahim Balcı