Savunma Susarsa Adaletin Sesi Duyulmaz

Sarıyer Belediyesi Meclisi Nisan ayı 1. Oturumu Boğaziçi Kültür Sanat Merkezi (BKSM) de gerçekleştirildi. Meclis Üyesi Av. Melendiz Dalyan İzgi 5 Nisan Avukatlar Günü ve İstanbul Sözleşmesi hakkında söz aldı.

5 Nisan Avukatlar Günü ile ilgili söz alan CHP Meclis Üyesi Melendiz Dalyan İzgi, Öncelikle meslektaşım AK Parti Meclis Üyesi Serkan Kaya’nın gününü kutluyorum, hayatını kaybeden tüm avukatları anmak istiyorum. Anıyorum çünkü İstanbul Barosu’nun yayınladığı mesajındaki gibi yaşadıklarımızdan payımıza kutlama değil, anma düştü.

Geçinemediği için canına kıyan meslektaşım Avukat Gökhan Vural Arı’nın acısını yaşarken, geçtiğimiz ay 27 yaşındaki meslektaşımız Ersin Aslan görevi başında öldürüldü.

Genç yaşında hayattan koparılması kadar korkunç olan başka bir şey ise bu ölüme sevinenlerin olmasıdır. Bir avukatın haciz mahallinde öldürülmesi meşrulaştırılmaya çalışıldı. Sadece mesleğini yapmaya çalışan, evine ekmek götürmek için mücadele eden avukatların, müvekkilleriyle özdeşleştirilmesi, hedef gösterilmesi, mesleğin yanlış tanıtılması, yanlış algı, yargının diğer mensupları tarafından avukatların ötekileştirilmesi sonucu tehdit ediliyor, şiddete uğruyor. Eşit ve adil yargılanmak insan hakkıdır. Savunma susarsa adaletin sesi duyulmaz diye konuştu.

İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline ilişkin konuşan İzgi, Tam adı KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET VE EV İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE BUNLARLA MÜCADELE HAKKINDAKİ AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞMESİ olan İstanbul Sözleşmesi;

Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti önleyen, toplumsal cinsiyet eşitliğini hedefleyen, Avrupa’daki ilk sözleşmedir. Türkiye Cumhuriyeti dahil 20 Avrupa Konseyi ülkesi tarafından İstanbul’da imzalanmıştır. Ayrıca 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi’ni Türkiye 14 Mart 2014 tarihinde onaylamış ve 1 Ağustos 2014 tarihinde sözleşme yürürlüğe girmiştir.
İstanbul Sözleşmesi; şiddetin her türlüsüyle mücadele etmek ve kadınları her türlü şiddete karşı korumanın yanı sıra hem özel hem de kamusal alandaki toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddeti yasaklamaktadır. Ayrıca sözleşme şiddete karşı uluslararası iş birliğini teşvik etmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nin bir diğer korumacı özelliği ise erkeklere ve çocuklara yönelik ev içi şiddetten de söz etmekte, şiddet mağduru kız ve erkek çocuklara ilişkin özel düzenlemelere yer vermektedir.

Sözleşmenin bazı maddelerini örnek verecek olursak;
Kadınları her türlü şiddetten korumak, kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak,
Kadına yönelik her türlü ayrımcılığın kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınların güçlendirilmesi yolu dahil kadın ile erkek arasındaki temel eşitliği teşvik etmek;

Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağdurlarının korunması ve bu mağdurlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politikalar ve tedbirler geliştirmek;

Kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası işbirliğini teşvik etmek;
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak üzere bütüncül bir yaklaşım benimsemek amacıyla etkili işbirliğini sağlamak için kuruluşlara ve kolluk kuvvetlerine destek ve yardım sağlamaktır.

Bir gece yarısı operasyonu ile feshedilen İstanbul Sözleşmesi, kadınlar ve çocuklar için hayati olmakla birlikte sözleşmenin feshedilme kararı, kadınların yaşam hakkının tehlikeye atılması demektir. Yıllardır verilen kadın mücadelesini yok sayan bu fesih, TBMM’nin iradesini tamamen yok saymaktadır!