Demokrasi şehidimiz Uğur Mumcu’yu 28. ölüm yıldönümünde PTT Evleri’nde kendi adına yaptırılan park da CHP Istanbul Millet Vekili Gökan Zeybek, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, CHP İlçe Başkanı Sevim Yalınkılıç ve partililer ve vatandaşların katılımı ile anıldı.
CHP İlçe Başkanı Sevim Yalınkılıç törende yapmış olduğu konuşmasında : “Cesaret ve ilkelerinden asla taviz vermeyen, aydınlığı ile karanlıkların üstüne canı pahasına yürüyen Uğur Mumcu’nun katledilişinin üzerinden 28 yıl geçti. Uğur Mumcu tam bağımsız, laik, demokrat, sosyal hukuk devleti olmasını istediği Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkan yazılar ile araştırmacı gazeteciliğin öncülerinden, dürüst gerçek bir yurtseverdi. Yılın ilk ayları hüzündür bizim için yokluklarını her daim hissettiğimiz demokrasiye , özgürlüğe çağdaş topluma, laik cumhuriyete inanmış çok sayıda yurttaşımız, Muammer Aksoy. Bahriye Uçok, Abdi İpekçi, Gaffar Okan, İsmail Cem, Aydın Güven Gürkan, Ahmet Taner Kışlalı ve Kamer Genç gibi değerlerimizin katledildiği yaşamını yitirdiği yerdir. O yüzden bizler bu haftayı Adalet ve Demokrasi haftası anarız. Faillerimizin yakalanması namus borcumuzdur dediler asıl failler hala karanlıkta. Hesabı sorulmayan her acının, örtbas edile her türlü haksızlığın, adaletin temsil edilmediği, hukukun katledildiği her anın karşısında suskun kalmayacağız, bizler Cumhuriyet kazanımlarını halkımıza yeniden kazandırmak için demokratik mücadelemize devam edeceğiz.”
CHP PM İstanbul Millet Vekili Gökan Zeybek ise konuşmasında : “28 yıl önce yine böyle yağmurlu günde Uğur Mumcu’yu Ankara’da Kızılay’da Tandoğan’da Sanki gökyüzünden düşen her yağmur tanesi yeryüzüne bir insan olarak düşüyordu. Ankara’da milyonlarca insan Uğur Mumcu’nun ardından yürüyordu, Ogün bütün Türkiye Uğur Mumcu olmuştu, sadece Uğur Mumcu değil bugünlere gelmemizde neden olan olaylar zinciri Hatırladığımızda Milliyet’den Abdi İpekçi, Hürriyet’den Çetin Emeç’i, Cumhuriyet’den Uğur Mumcu’yu, Muammer Aksoy’u, Bahriye Uçok’u, Turan Dursun’u, bütün aydınlarımızı, Sivas’da katledilen şair ve ozanlarımızı, hepsini yan yana koyduğumuz da Cumhuriyet Tarihi bizim aydınlanma ve aydınlarımızın katledilme tarihidir. Bugün burada anarken sizler bizler hepimiz biliyoruz ki unutursak kaybederiz, o değerleri asla unutmamak, gelecek kulaklara aktarmak zorundayız, neydi Uğur Mumcu’yu katledilmesine yol açan gerçek, Tam Bağımsızlıkçıydı, Anti Emperyalistti, Atatürkçüydü, Laik, Demokrattı, Yurtseverdi, öylesine yurtseverdi ki 12 Mart’ı faşist dikta yönetimi üniversite mezunu olmasına rağmen onu sakıncalı görerek er olarak askerliğini yapmasına hükmedecek, anısı önünde tüm devrim şehitlerini, tüm aydınlanmacıları, tüm Atatürkçü yaşamını bu millet uğruna yitirmiş olan tüm şehitlerimizi saygı ile anıyorum. Yine 24 Ocaklar olmasın, yine aydınlarımız, sanatçılarımız, düşünürlerimiz katledilmesindeler diye asla unutmayacağız, unutturmuyacağız.”
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç anma konuşmasında şunları söyledi : “Bugün 24 Ocak yine çok ağır bedeller ödediğimiz günlerden biri, ne hikmettir ki aydınlar görevini yapıyor, inananlar yapıyor. Günü geliyor anıyor. Aslolan o bırakılan mirası, ödenmesi gereken bedel de, ben bu yaşamı, bu Cumhuriyeti, ben bu devrim önderlerini, halkı için mücadele eden, yarındalı için ışık olanları, onların fikirleri ile yaşama direk uygulayanları anımsatacağım, anlatacağım demek zorundayız. Ödediğimiz bedellerin karşılığını mutlaka almak zorundayız, Fikret Bila diyor ki, bir ara Uğur Mumcu Milliyette yazdı üç ay kadar bu üç ayda inanılmaz şeyler öğrendik. Yarının ışığını öğrendik. Sanki bugünü yıllar öncesinden görmüş, sadece 28 yıl önce değil ondan çok önce görmüş. Uğur Mumcu Fikret Bila’ya diyor ki, beni tabaca ile öldüremezler çünkü çelik yeleğim var, tabancam var, her halde beni bomba ile öldürüler, bu Kadar bilinç ve öngörüsü olan insan o dönemde, bölünmüşlüğün özellikle devrimci güçler, bu ülkeyi çok sevenler, yurtseverler rasındaki bölünmüşlüğünde özelikle bu fırsatı değerlendirenler, kim ne derse desin sadece Türkiye’de değil, genelde halkına, halk önderlerine hep bu türlü katliamlar hep düşünülmüş yapılmış, yaşama geçirilmiş, işin en acı tarafında o ülkelerde ödenen bedellere karşılık, toplumun önderliği, örgütlülüğü, bunun yanında yarın bu söylenenlerin hiç bir zaman akıllardan çıkarılmadan, bunun halkı için, ülkesi için, o ülkenin yarınları için bırakılan ışığın yakılmasının vede yapılması gereken sorumluluğumuz ne olursa olsun, sorumluluk çerçevesinde yaşama geçirmektir. Uğur Mumcu’yu o şekilde anlatmak. Mustafa Kemal Atatürk’ü o şekilde, söylediğini yaşamda birebir uygulayarak yapmaktır. Uğur Mumcu’nun vurguladığı üç şey var. Ticaret. Siyaset. Tarikat. Bunları bir araya getiren sonuçlardır Türkiye’ni bugün duruma getiren. O zaman ticaretinde bir ahlakı olacak, siyasetinde, tarikatında, o ahlaksızlığın giderek inanılmaz bir boyuta gelen ülkede yaşıyoruz. Bu memleket bizim bundan daha başkasıda yok. Bu memlekete kendimiz adına değil toplumumuz adına sahip çıkmak zorundayız. Onların gösterdiği ışık doğrultusunda sahip çıkmak zorundayız. Ruhları şad olsun.”
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)