Son Dakika Haberler
“width=“1293

ÜLKEMİZDE HER BEŞ YETİŞKİNDEN BİRİSİ, HER YÜZ ÇOCUKTAN SEKİZİ OBEZ!

ÜLKEMİZDE HER BEŞ YETİŞKİNDEN BİRİSİ, HER YÜZ ÇOCUKTAN SEKİZİ OBEZ!
Okunma : 940 views Yorum Yap

Ülkemizde çocuklar ve gençler başta olmak üzere toplumumuzun her kesimini derinden etkileyen ve birçok hastalığı tetikleyerek toplumsal sağlığımız açısından ciddi bir tehdit niteliği taşıyan obezitede yaşanan artışın nedenlerinin araştırılması amacıyla Meclis Başkanlığı’na bir araştırma önergesi sunan CHP İstanbul Milletvekili Didem ENGİN, “İnsan sağlığı açısından ölüme dahi sebebiyet verebilen obezite konusunda gerekli ciddi tedbirler alınmadığı sürece, obezite vatandaşlarımızı ve gelecek kuşaklarımızı etkilemeye devam edecek, maddi ve manevi yükleri ile ülkemizin gelişme ve kalkınma hızını olumsuz etkileyecektir” dedi.

DÜNYA GENELİNDE 700 MİLYONDAN FAZLA OBEZ YAŞIYOR!

Bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkması şeklinde tanımlanan obezitenin çağın hastalığı olduğunu belirten Didem ENGİN, “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre dünya genelinde 1980 yılından 2000’li yıllara gelindiğinde, obezite sıklığı iki kat artmıştır. 1980 yılındaerkeklerin %5’i, kadınların %8’i obez iken, 2008 yılında bu sıklık erkeklerde %10’a, kadınlarda ise %14’e yükselmiştir. 2008 yılında ise dünya genelinde 400 milyon obez ve 1.4 milyar fazla kilolu insan varken, 2015 yılında obez sayısı 700 milyona, fazla kilolu insan sayısı ise 2.3 milyara çıkmıştır. DSÖ obeziteye ilişkin gerekli tedbirler alınmazsa 2030 yılında dünyanın ciddi bir obezite sorunu ile karşı karşıya kalacağı konusunda ısrarlı uyarılarını sürdürmektedir” dedi.

Dünya genelinde aşırı kilolu veya obez bebek ve çocuk sayısının1990’da 32 milyon iken, 2013’te 42 milyona yükseldiğini hatırlatan Didem ENGİN, “DSÖ Avrupa Çocukluk Çağı Obezite Sürveyansı Girişimi’ne göre de obezite her dört çocuğun birden fazlasını etkilemektedir. Bu yükselme eğiliminin devam etmesi durumunda aşırı kilolu veya obez bebek sayısının tüm dünya için 2025 yılında 70 milyona çıkması öngörülmektedir” dedi.

OECD ORTALAMASINDAN DAHA ŞİŞMANIZ

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkeler için de obezitenin ciddi bir sorun alanı olduğunu söyleyen Didem ENGİN, OECD raporlarına göre günümüzde iki yetişkinden birinin ve neredeyse 6 çocuktan birinin fazla kilolu ya da obez tanımına uyduğunu belirterek “2015 yılında OECD genelinde yetişkin nüfusun ortalama %19.5’i obezdir. 36 ülkenin kıyaslandığı OECD sıralamasına göre ise ülkemiz %22.3 gibi bir yetişkinlikte obezite yüzdesi ile OECD ortalaması olan %19.5’iaşarak 24. sırada yer almış ve ülkemizde ortalamadan daha fazla obez yetişkin sayısı olduğu ortaya çıkmıştır” dedi.

TÜRKLER ÇİFTE BESLENME BOZUKLUĞU YAŞIYOR

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de obezite çocukluk çağından itibaren olmak üzere, gençlerimiz ve yetişkin vatandaşlarımız için ciddi bir tehlike olmaya devam ettiğini söyleyen Didem ENGİN, DSÖ Obeziteyle Mücadele Bakanlar Konferansı’ndan Bu Yana Kaydedilen İlerlemeye İlişkin Değerlendirme‘sine göre Türkiye gibi bazı ülkelerde eş zamanlı olarak hem fazla kilo ve obezite, hem de mikro besin öğesi eksiklikleri çifte beslenme bozukluğu yükünü oluşturduğunu hatırlattı.

TÜRKİYE’DEKİ VERİLER BİRBİRİNİ TUTMUYOR ÇÜNKÜ AKP OBEZİTEYİ CİDDİYE ALMIYOR

Obeziteye ilişkin açıklanan verilerin tutarsızlığına ve şeffaf olmayışına da dikkati çeken Didem ENGİN, “TUİK tarafından kişilerin beyanına dayanarak yapılan 2016 Türkiye Sağlık Araştırması’nda, 15 yaş ve üstü obez bireylerin oranı 2016 yılıiçin %19.6 olarak tespit edilmiştir. Bu oran 2008 yılında %15.2idi.  Sağlık Bakanı Sayın Recep AKDAĞ ise, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gerçekleştirilen 2017 yılı Merkezi Bütçe Sunumu’nda Sağlık Bakanlığı tarafından doğrudan ölçümle yapılan araştırmada obezitenin %30 olarak tespit edildiğinibelirtmiştir. Bir an evvel ülkemizde obezitenin boyutlarına ilişkin sağlıklı ve geniş kapsamlı bir çalışma yapılmalı, kurumlar arasındaki bu iletişimsizliğe ve tutarsızlığa bir son verilmelidir” dedi.

KADINLARDA OBEZİTE DAHA YÜKSEK

Cinsiyet açısından obezite oranlarına bakıldığında 2012 yılında kadınlarda obezitenin %20.9, erkeklerde %13.7 olduğunu söyleyen Didem ENGİN, bu oranların 2016 için kadınlarda%23.9’a, erkeklerde ise %15.2’ye yükseldiğini belirtti.

HER YÜZ ÇOCUKTAN SEKİZİ OBEZ!

Sağlık Bakanlığı’nın 2013 yılı verilerine göre, Türkiye’deki 7-8 yaş aralığındaki çocukların %14.2’sinin kilolu ve %8.3’ünün obez olduğunu belirten Didem ENGİN, “Yani her 100 çocuğumuzdan sekizi ne yazık ki obezite sorunu ile hayatını devam ettirmeye çalışmaktadır. Obezite yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da çok ciddi sağlık sorunlarına yol açan, çocukların ruhsal gelişimleri üzerinde de içe kapanma, dışlanma, sosyalleşememe gibi olumsuz etkilere neden olabilmesi sebebiyle ciddiyetle ele alınıp mücadele edilmesi gereken bir durumdur. Bu mücadelede geri kaldığımız her gün çocuklarımızın sağlıklı yarınlarından çalınmış günlerdir” dedi.

HAREKET ETMEYİP KÖTÜ BESLENİYORUZ

Ülkemizde artan obezitenin çok sayıda sebebi olmakla birlikte en temel iki faktörün kültürel yapımızın getirdiği beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivitelerdeki yetersizlik olduğunu söyleyen Didem ENGİN, “Halkımızın temel besin maddesinin ekmek ve tahıllar olması, et fiyatlarının orta ve düşük gelirli aileler için zor ulaşılabilir seviyede olması, vatandaşlarımızın sağlıklı ve dengeli beslenmesinin önünde engel yaratmaktadır. Ayrıca son yıllarda artan ve özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz arasında yaygınlaşan fast-food tarzı hazır yemek tüketimi de obeziteyi tetikleyen unsurlardandır. Fast food ve sağlıksız atıştırmalık alışkanlığı çocuklarda ve gençlerde meyve sebze tüketimini de olumsuz etkilemektedir. Çocuklarımız ve gençlerimiz başta olmak üzere her yaştan vatandaşımızın sağlıklı beslenme bilincine ve imkanına kavuşmasını sağlamak devletin temel ödevi olmalıdır” dedi.

TUZDAN VAZGEÇEMİYORUZ

Ülkemizde tuz ve şeker kullanımının da sağlığı bozacak bir alışkanlık seviyesinde olduğunu belirten Didem ENGİN, “DSÖ, hipertansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını olumsuz etkilememek amacıyla günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram olarak önermektedir. 2008 yılında Türkiye Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin yaptığı ve ülke genelini yansıtan Türk Toplumunda Tuz Tüketimi Çalışması’na göre ise ülkemizde tuz tüketimimizin günde 18 gram olduğu belirlenmiş, bu miktarı azaltmak için 2011 yılından beri  “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” uygulanmasına rağmen tuz tüketiminin günümüzde halen 12 gram seviyelerinde olduğu belirtilmektedir.Bir an evvel tuz tüketimimizi tavsiye edilen seviyelere indirmeliyiz” dedi.

Yanlış beslenme alışkanlığının yanında günümüzde çocuklarımız ve gençlerimiz başta olmak üzere, tüm vatandaşlarımız için ciddi bir hareketsizlik söz konusu olduğunu söyleyen Didem ENGİN, “Özellikle çocuklarda günümüzde televizyon ve tablet bağımlılığı yaygın bir hareketsizliğe yol açmaktadır. Çocuklarımızın sporu sevmesi sağlanmalı, spor gündelik yaşamın bir parçası haline getirilmelidir. Yürüyüş gibi her yaştan yurttaşın kolaylıkla yapabileceği fiziksel aktivitelerin özendirilmesi ve yaygınlaştırılabilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır. Toplu taşımanın yaygınlaştırılması ve erişilebilirliğinin arttırılması için ücretlerin düşürülmesi, güvenli ve emniyetli güzergâhlarınsağlanması, yürüyüş yollarının düzgün ve eşit orantılı yapılması, yaya geçişlerinin muntazam olmasının sağlanması, alt ve üst geçitler ile yeşil alanların aydınlatılması gibi adımlar bir an evvel atılmalıdır” dedi.

DÜNYADA HER YIL 2.8 MİLYON KİŞİ FAZLA KİLO VE OBEZİTEDEN HAYATINI KAYBEDİYOR! 

Obezitenin birey sağlığını çok yönlü olarak tehdit eden bir fiziksel durum olduğunu belirten Didem ENGİN, “Fazla kilo ve obezite yüzünden her yıl dünyada en az 2.8 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. DSÖ verilerine göre fazla kiloluluk ve obezite, Avrupa’daki yetişkinlerde Tip 2 diyabet vakalarının %80’inden, iskemik kalp hastalıklarının %35’inden ve hipertansiyonun %55’inden sorumludur ve her yıl 1 milyondan fazla ölüme neden olmaktadır. Obezite ile ilgili sağlık harcamaları gelişmiş ülkelerde tüm sağlık harcamalarının %2-7’sini oluşturmaktadır” dedi.

 

ZAYIFLAMA HAPLARI ÖLÜM SAÇMAYA DEVAM EDİYOR! 

 

Didem ENGİN “Devlet tarafından yeterli mücadelenin gerçekleştirilememesi bilinçsizce zayıflamaya çalışan vatandaşlarımızın sağlıklarını daha da riske atan zayıflama ilaçlarına ya da yanlış diyetlere yönlenmelerine de yol açabilmektedir. ‘Zayıflama hapı’ adı altında satılan ürünlerin tanıtımı ve satışı halen kontrolsüz bir şekilde devam etmekte, vatandaşlarımızın ölümüne dahi sebep olabilmektedir” diye konuştu.

Obezitenin vatandaşlarımız açısından ölüme dahi sebebiyet verebilecek denli büyük bir tehlike arz ettiğini söyleyen Didem ENGİN, “Obezite konusunda gerekli ciddi tedbirler alınmadığı sürece, obezite vatandaşlarımızı ve gelecek kuşaklarımızı etkilemeye devam edecek, maddi ve manevi yükleri ile ülkemizin gelişme ve kalkınma hızını olumsuz etkileyecektir. Obezite ile mücadele yalnızca obeziteyi değil, birçok hastalığın önlenmesini de sağlayacak, sağlık harcamalarımızda da ciddi bir düşüş gerçekleşecektir. Gelecek kuşaklarımızın sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için tüm partiler, siyaset üstü bir tutum sergileyip bir araya gelmeli ve bu konu ciddiyetle ele alınmalıdır” dedi.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)