Son Dakika Haberler
“width=“1293

İki büyük güreşçi bir sahte diploma

İki büyük güreşçi bir sahte diploma
Okunma : 3.422 views Yorum Yap

1932 yılında Çarşamba’da doğdu. 18 yaşında güreşe başladı.
Karakucakta dikkat çekti. Denizgücü’nde güreşiyordu. İstanbul
birinciliği vardı. 57 kiloda mindere çıktı. Rakiplerini üst üste yendi
finale kaldı. Finaldeki rakibi serbest sitilde dünyanın en iyi
güreşçilerinden biri olan Olimpiyat Şampiyonu Nasuh Akar’dı. Nasuh’un
karşısında ne yapabilirdi ki? Mindere çıktıklarında, seyredenler
Nasuh’un bu çocuğu ezmemesi için bir şeyler yapmak gerekir mi diye
düşünüyorlardı. Fakat öyle olmadı, genç güreşçe Nasuh’u zorluyor,
adeta minderi ona dar ediyordu. Güreş müthiş bir boğuşma şeklinde sona
erdi. Hakemin kararını beklemeden Nasuh Akar, genç güreşçinin elini
havaya kaldırarak galip ilan etti. Genç güreşçi İstanbul Birincisi
olmuştu. Delikanlı Nasuh Akar’ın elini öptü mahcup bir şekilde,
gözlerini rakibinden kaçırarak, utanıyordu koca bir devin gözlerine
bakmaktan. Nasuh Akar minderi terk ederken salonda bulunan güreş
adamlarına “Benim yerimi alacak bir Şampiyon yetişti. Artık güreşi
bırakıyor minderlerden çekiliyorum“ diyordu.

Bu genç güreşçinin adı MUSTAFA DAĞISTANLI idi! Mustafa bu
güreşten sonra milli takıma seçildi ve serbest sitilde; 1954 den 1960
yılına kadar milli takımın değişmez adamı olarak güreşti. 1954 Tokyo,
1956 İstanbul, 1957 tekrar İstanbul, 1959 Tahran 57 ve 62 kilolarda
Dünya Şampiyonu oldu. 1958 de Sofya’da serbest stilde 62 kiloda hiç
yenilmeden Dünya ikincisi oldu. Başarılarını devam ettirdi ve 1956
Melbourne de serbestte 57 kiloda ve 1960 da Roma olimpiyatlarında 52
kiloda Şampiyon oldu. 1955 de Barselona’da 57 kiloda Akdeniz Oyunları
Şampiyonu olarak kürsüye çıktı. 1960 da Burgaz’da yapılan Balkan
Şampiyonasında 62 kiloda Şampiyon olarak altın madalyayı kazandı.

Dünyanın en iyi serbest güreşçilerinden biri Japon
Sasahara idi. Tüm dünya ikisinin karşılaşmasını bekliyordu ama bir
türlü gerçekleşmedi. Mustafa Dağıstanlı 57 kilo güreşirken Sasahara 62
de güreşiyordu. Mustafa Dağıstanlı 62 kiloya çıktığında Sasahara
güreşi bıraktı.

Mustafa Dağıstanlı yurt içinde yaptığı 320 güreşin 319 unu
kazandı. Yurt dışında yaptığı 73 güreşin 71 ini kazandı, ikisini
kaybetti. Bu iki yenilgiden birini Türk Güreşçisi Yaşar Yılmaz’dan,
diğerini de Peşte’te yapılan bir özel turnuvada Macar Polyak’tan aldı.
Bu yenilgileri serbest güreş değil, grekoromen güreşte aldı. Güreş
yaşamını şanla şerefle arkada bırakırken hiç tuş olmadan minderleri
terk ediyordu.

Sonrasında bir süre antrenörlük yaptı, Uzun süreli olmadı,
1973-1980 yılları arasında Adalet Partisi milletvekili olarak görev
yaptı. Türk Sporunun anıt isimlerinden biriydi Mustafa Dağıstanlı,
mindere çıktı, güreşti, şampiyonluklar kazandı, madalyalar aldı,
güreşi bıraktı, siyasetse atıldı o görevi de bittikten sonra köşesine
çekildi.

***

1978 yılında Kadıköy’de doğdu. Çocuk denecek yaşta
İstanbul Demirspor Kulübünde güreşe başladı. Anormal gücü ve önsezisi
ile dikkat çekti. 16 yaşında Kanada da yapılan Yıldızlar dünya
Şampiyonasına katıldı ve dördüncü oldu ama yeteneği de keşfedildi.

Bu genç güreşçi HAMZA YERLİKAYA idi. Yani son yılların en büyük
güreşçisi. Öylesine büyük başarı gösterdi ki katıldığı 27 büyük
organizasyonun hepsinde derece yaparak ASRIN GÜREŞÇİSİ unvanını almayı
bildi. Dünya Greko-Romen Güreş tarihinin en büyük adamı olarak haklı
bir şöhretin sahibi oldu. Yıldızlar, gençler, ümitler ve büyükler
kategorilerinde milli takım formasını giydi.

1956 Atlanta Olimpiyatında 82 kiloda Şampiyon, 2000 Sdney
Olimpiyatında Şampiyon olarak altın Madalya aldı. Dünya
şampiyonalarında madalyalara adeta el koydu ve 1993, 1995, 1996, 1997,
1998 ve f999 da Dünya Şampiyonu; 1996, 1997, 1998, 1999, 2001, 2002,
2005 ve 2006 da Avrupa Şampiyonu olarak altın madalyaları boynuna
taktı. Keza yıldızlar; gençler ve ümitler millerin katıldığı
şampiyonalarda da pek çok şampiyonluklar kazandı. Greko-Romende 2 kez
dünya ikincisi, oldu, 1999 Mölme’de İsveç Cup şampiyonluğunu kazandı.
Akdeniz Oyunlarındı 1993 de Bronz ve 1997 de altın madalya boynuna
takmak başarısı gösterdi.

“FİLA” tarafından “Asrın Güreşçisi” seçilen Hamza Yerlikaya tekniği,
anormal gücü ve kendine özgü oyunları olan bir güreşçi olarak 2007
yılında güreş minderlerini terk ederken örnek bir sporcu olarak
alkışları alıyordu

Güreşi bıraktıktan sonra sosyal hayatın içinde yer aldı 1997 yılında
T.C. Devlet Üstün Madalyasına layik görüldü. 2012 de Güreş Federasyonu
Başkanı oldu ve bu görevini üç yıl devam ettirdi. Sonrasında ise
siyasi hayatın içine çekildi. AKP den Milletvekili seçildi. Çeşitli
görevler üstlendi. Milletvekilliği sona erdikten sonra Spor Bakanı
Yardımcısı, Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı ve Vakıf Bank Yönetim Kurulu
üyesi olarak görevlendirildi. Kimsenin diyeceği bir şey olamaz,
olmamalı ama işler ters giderse her şey oluyor.

Dünyanın en büyük güreşçisi kimin yanlış hesaplarına esir oluyorsa,
kim onu kandırıyorsa kandırıyor, siyasilerin oyununa gelerek sahte
diploma almak yanlışlığına düşüyordu. Önce lise diploması, sonrasında
da Üniversite diploması alıyordu. Diplomanın sahte oluşunun mahkemece
tescili ve hükme bağlanmansın da dikkate alınmaması ayrı bir konu.
Tabii Hamza Yerlikaya olmasa böylesine kızılca kıyamet kopmazdı. Ama o
ASRIN GÜREŞÇİSİ idi. Bu unvana sahip olanlar, doğru insan, iyi insan
olmak zorundaydı, bunu idrak edememenin yanlışlığına düştü Hamza
Yerlikaya, olan oldu.

İki büyük güreşçi, iki büyük değer ve iki milletvekili. Biri
Şampiyondu, milletvekili oldu görevi bitti kenara çekildi. Diğeri
onca şampiyonluklar kazandı, önemli görevler üstlendi, milletvekili,
bakan yardımcısı oldu ama kariyerini yerle bir etti. Yazık, hem de çok
yazık. Hamza Yerlikaya’nın yapacağı şey ”Bir yanlışa kurban oldum “
demesi ve Türk toplumundan özür dilemek olmalıdır.

İbrahim Balcı

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)