Sarıyer çıkışını sürdürüyor. Erdem Acar’ın teknik direktörlüğe gelişi ile toparlanan lacivert beyazlılar oynadığı dört maçta 10 puan almak başarısını gösterdi ve puan cetvelinde çıkışını sürdürdü.
Sarıyer, küme düşmesi haftalar önce kesinleşen Adıyaman Spor’u da 2-0 yendi. Rakip takım futbolculara sahaya sırf kulübün onurunu korumak ve kendilerini centilmence lanse etmek için çıkmışlardı sahaya. Zira çeşitli nedenler bir araya gelince zorluk günler Adıyaman Spor’un yakasına yapıştı ve bu da skora aksi şekilde yansıyınca çözülme kaçınılmaz oldu. Adıyaman Spor’un sahaya 12 kişi ile yani tek yedek futbolcu ile çıkması, teknik direktör ve antrenör olarak başlarında hiç kimsenin bulunmaması, adeta takımı masör görünümündeki fedakâr bir kişinin yönetmesi (bu yönetici olabilir) ne ile izah edilebilir? Demek ki kulüp olarak verebilecekleri başka bir şeyleri yoktu ve bunun bilincinde olanlar futbolcular ve bir kaç yönetici kulüplerini temsil için kendilerini sahaya attılar ve var olduklarını gösterdiler.
Altmış yıldır sahalardayım, binlerce müsabaka izledim. Biri de bu maçtı. Genç, genç delikanlılar sahaya fırladılar ve aslanlar gibi doksan dakika mücadele ettiler. Ne hakem kararlarına ne Sarıyerli futbolculara ve ne de birbirlerine her hangi serzenişte ve jestte bulunmadılar. Futbol oynamaya, gol atmaya, gol yememeğe çalıştılar. İşe bu nedenlerle yürekten alkışladım onları.
Sarıyer kendince önemi hayli fazla olan maçı 2-0 kazandı ve üç puan aldı. Böylece matematiksel olarak da küme düşme hattından uzaklaştı. Sarıyer bu maçta futbol olarak ortaya bir şey koyamadı. Bunun nedeni, bir hafta evvel aldıkları deplasman galibiyeti ile rahatlamalarıydı. Buna bir de “Adıyaman nasılsa yeneriz” düşüncesinin eklenmesi, maçı tatsız tuzsuz bir hale soktu. Rakip takım maçın başından sonuna kadar, topa Sarıyer’den daha fazla sahip oldu. Ama golü bulan deneyimli Sarıyer oldu. Sarıyer’in deneyimli iki futbolcusu Sinan ve Efecan şık gollerle maçın skorunu tayin ettiler. Galibiyete iki güzel hareketle rakibe gol fırsatı vermeyen Ethem’in katkısı da büyüktü.
Adıyaman Spor’da Furkan Işıkdemir (93), Fatih Şerefoğlu (34), Samet Cantürk (6) ve Eyüp Rıdvan Karakaş (91) iyi ve yetenekli futbolcular. Sarıyer maçı kazanırken Ethem yine iyi maçlarından birini oynadı. Efecan ile Sinan bekleneni yaptılar ama daha iyi olmaları gerekirdi. Barış, Emre Karaman ve Turgay, Egemen vasat çizgideydiler. Hasan iki golün atılmasında hayli katkı verdi. Hasan’ın çok daha etkili olması gerekir. Zira ön libero olarak büyük işler yapabilecek kapasitede. Ama pıt pıt paslarla, zaman zaman geri attığı toplarla, çoğu kez de ayağından topu çabuk çıkarmamakla oyundan kopuyor. Hüseyin belki ileri de daha iyi olacak ama bugün için yeteri kadar yararlı olamıyor. Israrla oynatıllması onun için büyük şans, bunu çok iyi değerlendirmesi gerekir.
Sarıyer’de SEMİH’e ayrı bir paragraf açmak isterim. Allah her şeyi kendisine vermiş! Genç, dinamik, hırslı, top tekniği var, mücadele etmeyi seviyor, hava toplarına da hakim, çok koşuyor, sahada basmadık yer bırakmıyor ama…. Eğer bu işten ekmek yiyecekse bu amaları dikkate alması gerekir. Ayağına top yakışan bir futbolcu, sık sık geri pas yapmaz. Geri pas yaparak, sürekli defansı ile oynayarak oyuna ağırlık konulmaz, Bu, o adamın rakip markajından kurtulamadığını, aciz kaldığını gösterir. Oysa topa da hâkim! O halde yapacağı şey, yere sağlam basmak ve yapacağı hareketi topa hâkim olduğu anda yapmak. Topla oynayarak ya da bilinçsizce topu sağa sola atmakla olmaz. Bu maçta anormal derecede hatalı pas yaptı. Çok kez arkadaşlarını oyundan düşürdü. Benim kanım, Semih’in işi ciddi tutması halinde üst kümelere gideceği şeklindedir. Ona tavsiyem; her yaptığı işi bilinçli yapmalıdır. Orta saha elemanlarının kafalarının her tarafında gözü olacak, olmadığı anda başarılı olamaz! Yani demek istediğim o dur ki; oyunu tam saha olarak takip edecek, mektup gibi okuyacak ve ona göre hareket edecektir. Semih istenileni yaparsa sadece Sarıyer’in değil, Türk futbolunun büyük kazancı olur.
Sarıyer’in üç maçı var. Biri kazanılmış maç, biri deplasmanda Körfez, diğerini de düşmemek için mücadele eden Altınordu ile oynayacak. Sarıyer bu maçları da kazanabilir. Sarıyer iki maçı kazansa 46 puan yapar, üç maçı kazansa 49 yapar. 49 puanla ilk sekiz takım arasına girer. Eğer maçlar denk gelirse 46 puanla da ilk sekiz takım arasına girebilir ve Türkiye Kupası maçlarında oynama hakkını kazanabilir. Böylesi bir durum gelecek sezon için Sarıyer’in kâr hanesine yazılan bir başarı olur. Çünkü Türkiye Kupası maçı demek biraz da para demektir.
Sarıyer toparlandı galibiyetlere devam ediyor. Körfez maçını da kazasız atlatırsa harika olur. Başarılı sonuç bekliyoruz.
Bir paragraf açmak gerekir bu haftaya; Sarıyer kendi sahasında maçını oynarken, ezeli rakibi KARAGÜMRÜK’te BAL liginde B. Çekmece ile III. Türkiye Ligine yükselme maçını oynadı ve bu maçı zorlu bir mücadeleden sonra 3-2 kazanarak aylardan beklediği zaferi kucakladı. Karagümrük Spor Kulübünü ve camiasını yürekten kutlarım. Başarıları daim olsun.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)