Son Dakika Haberler

Sarıyer Plajları

Sarıyer Plajları
Okunma : 2.753 views Yorum Yap

Sarıyer Plajları:  Eylül ayı Boğaziçi’nin en çok özlenen aylarından biridir.
Eylül’ü Ekim takip eder. Ekimin ilk on beş günü de unutulmaz. Çünkü
Boğaziçi ve bilhassa Sarıyer biraz da mehtabı ile ünlüdür.

Boğaziçi’ne ve dolaysıyla Sarıyer, Büyükdere, Yehimahalle,
Tarabya, Yeniköy gibi yerleşim bölgelerine halkın ilgisi 18. asırda
başladı. Bilhassa III. Selim zamanında müthiş ilgi gördü. Bilhassa
yabancı ülke elçilerinin İstanbul’un sıcağından bunaldıklarında
kendilerini attıkları yer Boğaziçi kıyı semtleri oldu. Bu nedenle de
Tarabya, Büyükdere arasında 25 yabancı ülke ya yazlık bina
kiraladılar ya da satın aldılar.

Günün yetkilileri de bu ilgiye kayıtsız kalmadı ve
Şirket-i Hayriye sorumluları Boğaziçi’ne özel seferler koyarak halkı
teşvik ettiler…

Elçiliklerin yazlık binalarının önünde ve Sahil boylarında
deniz hamamları yapılarak hizmete açıldı. Bunlardan sadece o elçiliğin
mensupları yararlandı ise de 1870 li yıllarda çıkarılan kararname ile
sahil boylarında halkın da yararlanması amacı ile deniz hamamı (plaj)
açılmasına izin çıktı. Ne var ki bu pek kolay olmadı. Kadın-erkek bir
arada yüzmeleri yıllar boyu tartışıldı, olaylar meydana geldi. Sonraki
yıllarda sahil boyunda yalı ve köşkü olanlar da deniz hamamı yaparak
denizden yararlanmaya başladılar.

Boğaziçi’nde halk plajları da peşi sıra açılmaya başladı.
İlk açılan plaj Beyaz Park Plajı oldu. Bunu Küçüksu Plajı ve
sonrasında da Tarabya plajı takip etti. Unutmayalım Altınkum Plajı da
hayli eski yıllara kadar gider. Eğer II. Dünya savaşı çıkmasaydı bu
önemli plaj devam ediyor olacaktı o günkü haliyle. İİ. Dünya
Savaşından sonra sahil boylarında küçüklü büyüklü hayli plaj açıldı.
En modern Plaj tabii ki Kilyos’daki Turban tesisleriydi. Bu arada
Altınkum, Elmaskum, Büyükliman, Kireçburnu, Baykent, Uzunya,
Kısırkaya, Gümüşdere plajları açıldı. Bu arada Kilyos ayrıca özellik
arz eder. Zira Kilyos’da Tırnata gibi şahıslara ait bir bir kaç plaj
daha var.

Neden Boğaziçi’ne geldim, neden plajları yazdım? Bir
nedeni olmalı. Bildiğim kadar, dünyanın hiçbir yerinde plajlar paralı
değildir. Zira deniz sahilleri, kıyılar devletindir. Devlet de halkına
hizmet etmekle görevlidir. Her nedense Ülkemizin pek çok bölgesinde
Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde plajlar parasız olmasına karşın
İstanbul’da parasız plaj hemen hemen yoktur. Neden? İşte sorun buna
yanıt verebilmektir ama verilemiyor. Vatandaş ilgili kişilerden ya da
belediyelerden ya da hazineden alanı kiralıyor ve plaj haline getirip
para kazanıyor. Böyle olduğu zaman da elbette ki haklı oluyorlar.
Madem yatırım yapıyor para kazanmaları da normaldir.

Şunu da belirtmek gerekir ki İstanbul halkı plajlardan
yeteri kadar yararlanamıyorlar. Plajın bol olduğu Sarıyer’de bile
Sarıyerliler yeteri kadar plajdan yararlanamıyor. Çünkü gelir az gider
fazla. Hal böyle olunca bir ailenin plaja gitmesi, 4 kişilik bir
ailesi dikkate alınacak olursa en az 200-250 lira masrafı gerektirir
ki bu masrafın altından kalkması zordur. Belki de bu nedenle bir yaz
boyu plaja bir defa bile gidememektedir.

Yapılacak olan nedir? Bunun yanıtını kim verir ya da
verecektir? Bence olayı çözecek olan Belediyelerdir. Tabii ki Kent
Konseyleri de söz sahibi olabilir. Hatta STK lar da olayın üzerine
gidebilir. Muhtarlar Derneği konu üzerine eğilebilir. Sezon bitti,
gelecek sezon için çalışmalar yapılmalı ve bu sorun üzerine
gidilmelidir. Hiç olmazsa Sarıyer halkı içinbazı yerlerde Belediye’nin
kontrolünde plaj açılmalıdır. Ücret olmayabilir, olursa da sembolik
bir ücret olabilir. Aile kartı (paso) verilebilir ve bu önemli sorun
halledilebilir.

En iyi zaman beklemektir. Bekleyelim ve görelim, bakalım
neler olur/olacakyı yayınlayabilirsin.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)