Son Dakika Haberler

SARIYER YİNE KAYIP.İbrahim Balcı

SARIYER YİNE KAYIP.İbrahim Balcı
Okunma : 739 views Yorum Yap

ssporSarıyer ligin güçlü ekiplerinden Pendik Spora kendi saha ve seyircisi önünde 2-0 mağlup olarak ağır bir yenilgi daha aldı… Kaçırılan birkaç gol pozisyonu, hakem triosunun hatalı kararları, rakip takımın cansiperane oyunu ve Sarıyer’in beklenmedik derecede durgunluğu…

Seyirci muhteşemdi bir dakikaya kadar! Sonra onlar da dağıldılar… Sadece dağılmakla kalsalar… Bütün centilmenlik kurallarını da darmadağın ettiler. Profesyonelliğin kulüpçe kabul edildiği 1956 yılından bu yana en ağır ve hakaret içeren aleyhte tezahüratla kulüp tarihine damga vurdular… İyi olmadı, hoş olmadı, yakışık almadı…

Maalesef Sarıyer seyircisi çok bilinçsiz… Ne yaptığını bilmiyor, ne yapması gerektiğini bilmiyor, bilmesi gerekenler de şaşkınlık içinde, kötü tezahüratın ortasında kalıyor ve onlarda aynen devam ediyor…

Sarıyer iyi başladı ama olmadı. Gol kaçırdı ama ucuz bir gol yedi. Üç Sarıyer defans elemanı zıplayan topa müdahale edemedi ve araya giren rakip futbolcu golü attı… İkinci yarıda rakip daha da iyi oynadı. Sarıyer şuursuz atak yapınca onlar ani ataklarla Sarıyer defansını dağıttı ve nihayet oyuna yeni giren genç Melih’in hatasından rakibin ikinci golü geldi…

Bütün bunlar olur! Futbolun içinde bunlar vardır. Atamayana atarlar, futbol şansı o an için rakipten yanadır… Futbolcular moralman çökebilir, dağılabilirler hatta rakipleri karşısında açz içinde kalabilirler… Bunların hepsi futbolun içinde vardır. Hakemler çok kötü olabilir, futboldaki şans unsuru onları da terk edebilir, üst üste hata yapabilirler. Bunlar futbolun içinde vardır. Rakip çok kötü oynar ama yine de kazanabilir! Bütün bunlar futbolun içinde vardır… Seyirci küser, kızar, futbolcuya aleyhte bağırabilir, aleyhte tezahürat yapabilir, alkışlar, yanına çağırır ya da yuh çekebilir. Bunlar da futbolun içinde vardır… Yönetim kurulu iyi kadro kuramamıştır, futbolcuların ve kulübün ihtiyaçlarını karşılayamamıştır, izlenen maçta sonuç kötüdür ve seyirci tarafından istifaya davet edilebilir bunlar da futbolun içinde vardır… Ama iki şey futbolun içinde yoktur, olmamalıdır. Şöyle ki:

Bir: Futbolcular ne kadar yaşlı, deneyimli olursa olsun, forma giyip sahaya çıktıkları sürece çocuksu düşüncelerden sıyrılamazlar, çoğu kez heyecanlarına gem vuramazlar. Tribünde taraftarın, yöneticinin yaşadığı heyecanın kat be kat fazlasını yaşarlar… O halde şunu bilelim futbolcu olmadan futbol olmaz, futbol kulüpleri/takımlar olmaz. O halde futbolcu amatör ya da profesyonel futbolu meslek olarak seçtiklerinden, en iyisini vermek zorundadırlar. Ama kötü oynamaları da futbolun içindedir. Şampiyonluk için 18 takım mücadele verir, yine aynı şekilde ilk beş takım için yine 18 takım mücadele eder. O halde ilk beş takımın dışında kalan 13 takım ve futbolcuları ne olacak! Ağaç budar gibi budayacak mıyız futbolcuları… Sarıyer seyircisi bir şeyin bilincinde değil. Futbolcular da insandır. İnsanlar kim olursa olsun başarıdan ve güzelliklerden hoşlanır. Asla başarısızlığı istemezler sevmezler. Bunu böyle kabul etmedikten sonra, seyircinin maça gelmesinin bir anlamı yok… At gitsin, bu futbolcu yaramaz, ya da hiç biri yaramaz… Eeee ne yapalım, taştan adam mı yaratsın yöneticiler. Silkeleyip atalım, yok edelim. Peki, maçları kimlerle oynayacak takımın. Bunun bilincinden olmadığın sürece siz futbol seyircisi değilsiniz! Olamazsınız. Sizin nasıl ananız, babanız, bacınız varsa onlarında var… Siz hakaret kabul eder misiniz? Tabii ki hayır? O halde o kadar hakareti bu futbolcular hak ediyor mu? Asla! Zira onlar da en az sizin kadar hatta sizden fazla üzülüyorlar, bunu öncelikle kabul etmeniz gerekir. Futbolcuya taraftar moral olarak yardım yapmadıktan sonra başarı gelir mi? Ben Sarıyerli futbolcuları tebrik ediyorum. Kötü oynadılar, gol kaçırdılar, gol yediler ve yenildiler. Bunlar futbolun içinde vardır. Ama “Futbolcular sahtekâr” gibi aleyhte, ağır ve hakarete varan tezahürata rağmen son dakikaya kadar maça asıldılar ama olmadı. Olmayınca da olmaz! Bu da futbol kuraldır. Sarıyer Kulübümüzü ligde tutacak olan yine bu futbolculardır. Siz ne derseniz deyin ben kendilerini yürekten kutluyor bu maç sonucu için de geçmiş olsun diyorum.

İki: Yöneticilere yapılanlara gülmek mi gerekir kızmak mı? Yahu yönetici malıyla, canıyla, cebiyle, şerefi ve haysiyeti ile bir mücadelenin içine girmiş ve kulübünü iyi yerlere taşımak için uğraş veriyorsa suç mu işliyorlar? Onlar futbol takımı yöneticileri. Futbol üç sonuçlu oyun. Birinden biri olacak… Takım iyi ise alkışlanacak, kötü ise aleyhte tezahürat olacak, hatta yönetim istifaya davet edilecektir. Bunlar futbolun içinde olan şeylerdir. Seyircinin dağarcığında bu tür söylemler, eylemler vardır. Ama hitap ettiğinizin yönetici olduğunu unuttuğunuz anda onları kırarsınız, kulübe ağır, çok ağır darbe vurabilir siniz? Her şekilde bağırabilirsiniz ama yöneticilere tempo halinde “Yönetim sahtekar” diye bağıramazsınız, Buna hakkınız yoktur. Yöneticilere değil söyledikleriniz, söyledikleriniz kulübün manevi şahsiyetinedir. Kulübün onuru ile bu kadar oynanmaz. Seyircinin buna hakkı yoktur, olmamalıdır. Emek veren yönetici, para veren yönetici, eziyet çeken yönetici “Sahtekâr” olmaz böyle şey… Sarıyer seyircisinin kulübe ne katkısı var… Maçı seyreder, küfreder gider… Bir de mali portresine baksınlar bakalım, kulübün bir haftalık gideri nedir? Bu giderin hiç olmazsa yarısını karşılayabilir mi? Nerde?

Üçüncü bir durumda şu: Yönetim ısrarla yanlış yapmaya devam ediyor… Kulüp kim tarafından ve nereden yönetiliyor anlamak mümkün değil.”Bir sezon da üç teknik adam değiştiren kulüp küme düşer” söylemi hep hatırlanır. Yönetim kurulu bunu bile tersine çevirdi ve dördüncü teknik elamanı göreve getirdi… Nasıl geldi? Kim getirdi? İsteyen kim? Belli değil. Kulüpte değil, bir başka mekânda üç kişinin isteği ile alınan karar…. Kulüp yönetimi böyle olmaz, kulüp, kulüp dışından yönetilmez. Kulüp dışarıdan yönetildiği sürece irtifa kaybeder çöküşe geçer… Yöneticiler neden her hafta belli günde bir araya gelmez, getirilmez… Eğer belli günde toplanılıp gerekli kararları alınmazsa keyfi yönetim kulübü karanlık yarınlara taşır. Kulüpte aktif görünenler vebalden kurtulamaz ve hesap veremez duruma gelirler… Bana öyle geliyor ki yeni bir teknik eleman değişikliği gündeme gelecek (!) Çaresizlik bunu gösteriyor.

Umudumu yitirmiş değilim. İyi yarınlar kulübümüzün olsun diyorum.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)