BDP atağa kalktı. 40 kişinin katili ÖCALAN’a özgürlük istiyorlar. Geri çekileceklerdi, çekilmediklerini yetkililer açıkladı. Yapımı süren karakola saldırdılar, karşılık gördüler ve bir kişi öldü. Uyuşturucu ticaretine devam ediyorlar. Uyuşturucu elde edilen tarlaları basıldı, ortadan kaldırıldı. İsyandalar. Sokaklara çıkmaya başladılar. Sokaklara çıkmadan, tamamen insanı bir eylem olarak başlayan ve tarafsızların, sadece ülke sevgisi ile hareket edenlerin başlattığı Taksim/Gezi eylemine, eylem başladıktan iki-üç gün sonra katıldılar. Katılmamaları için hayli uğraş verildi ama katıldılar. Çadır kurdular. İlerleyen günlerde eylemcilerle birlikte hareket etmeye ama aralarına kendi milislerine almaya, pis paçavra bayraklarını taşımaya başladılar.

Masum gezi eylemcilerine güvenlik görevlileri acımasızca saldırırken, PKK lıları pas geçtiler…

PKK temsilcileri yalan ve dolanla eylemcileri ikna yoluna gittiler. Sırrı Süreyya Önder’in ki iyi niyetli bir gösteri ve konuşma değil, masum eylemcilerin arasına katılabilme hareketiydi ve çok iyi kullanıldı. Geçen günlerle beraber PKK temsilcileri kendi hareket alanlarını da genişletmeye başladılar.

Doğu’da adam kaçırmalar, silah kullanmalar ve öldürmelere yine başladılar…. Dün de Diyarbakır, Adana ve Mersinde eylem başlattılar “Hükümet Adım At” sloganı ile isteklerini sıraladılar. APO’YA (katil Öcalan’a) ÖZGÜRLÜK, Yeni karakollar yapılmasın, tüm tutsaklar serbest bırakılsın, asker polis kışlasına çekilsin, askerler tüm bölgelerden geri çekilsin, okullarda Kürtçe anadil eğitim olarak öğretilsin, terörle mücadele yasası değiştirilsin, koruculuk kaldırılsın, Kürtlerin demokratik hakları verilsin ve daha neler neler!” Bu istekler arasına ufak tefek masum istekleri de serpiştirdiler. Örneğin: Ekoloji tahribatı yapılmasın, seçim barajı düşürülsün ve kadına şiddete dönük gerekli önlemler alınsın, failleri cezalandırılsın!

GEZİ DİRENİŞİNE bütün kalbimle destek verdim. Vermeye devam ediyorum ama kuşkularım artıyor… Tüm Türkiye’ye yayılan, ilgi gören beğeni toplayan bu eylemlere elbette ki karşı çıkanlarda var, olacaktır da… Madem demokrasi var bunlar olacaktır. Demokrasiyi benimseyenler veya demokratız diyenler hareketi olumlu karşılayacaktır. Kendilerini politize etmeyen devlet görevlileri elbette olacaktır görevlerini normal şekilde yapacaktır. Ama politize olanlar da bulunacak onlarda hızla faşizme koşan hükümet yetkilisi Sayın Başbakanın gözüne girmek için insafsızca, her hangi bir koşul aramadan, acımasızca orantısız güç kullanacak eylemin kırıcılarından olmaya çalışacaktır. Bunların hepsi olasıdır… Nihayet bunlar hükümetin adına görev yapıyorlar. Onların inanışı ülkenin bütünlüğünü sağlamak için önlemleri almaktır.

BENİM KORKTUĞUM bu muhteşem eylemin yozlaştırılmaya çalışılmasıdır. Gezi eylemi mahallelerde foruma dönüştü. Bu önemli toplantıların, Taksim Platformu mensupları tarafından çok iyi kontrol altına alınması gerekmektedir. Zira hepsi de zeki, bilinçli, kültürlü, paylaşımcı olan platform mensupları BDP denilen cani PKK temsilcilerinin temsilcileri ile görüşme dahi yapmamalıdırlar. Yapsa da onların taleplerini kendi talepleri içine alıp hükümetten istekte bulunmamalıdır. Onlar Atatürk’ün çizdiği Misaki Milli sınırları içinde kalmak değil, Türkiye’den koparılmak istenen toprak üzerinde Kürdistan kurmak istemektedirler. Korkum böyle bir isteğe Taksim/Gezi eylemini yapan ve onları destekleyen, onların devamı olarak 79 ilde eylem koyanların EVET diyebilecek noktaya gelmeleridir getirilmeleridir.

ASLA BÖYLE BİR ŞEY OLMAZ BİLİYORUM AMMA YİNE DE TEDİRGİNLİĞİM VAR… TÜM BU OLAYLARIN TERTİPLEYİCİLERİ DEVLETİ YÖNETENLER VE ABD’LERİ OLMASIN… OYUNA GELMEYELİM. BU NEDERLE KUŞKULUYUM.