Kadına yönelik şiddet ülkemizde her geçen gün artarak devam etmektedir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre 2013 yılında 237 kadın, 2014 yılında 294 kadın ve 2015’in ilk 10 ayında ise 255 kadın şiddet nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın açıkladığı ALO 183 Şiddet Çağrı Hattı verilerine göre ise, 2014 yılında ülke genelinde 12.554 şiddet, ihmal ve istismar vakasına ilişkin başvuru yapılmıştır. Bu verilerin de gösterdiği üzere kadına yönelik şiddetin önlenemediğini vurgulayan CHP İstanbul Milletvekili Didem ENGİN, zihniyet temelli bir dönüşüm gerekliliğini vurguladı.
Kadınların sosyal, hukuksal ve ekonomik hak ve özgürlüklerini kullanmaları ve en önemlisi yaşam haklarının önündeki en temel engel olan şiddeti engelleme konusunda AKP iktidarının somut ve samimi adım atmaması mağduriyetleri arttırmakta, küresel arenada da toplumsal cinsiyet eşitliği temelli sıralamalarda ülkemizin alt sıralarda yer almasına sebep olmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda kadın-erkek eşitliğinde 2014 yılında 142 ülke arasında 125. sırada yer alan Türkiye, 2015 yılında 145 ülke arasında 130. sıraya gerilemiştir. Kadınlar namus, ahlak, erkeklik gibi gerekçelerle öldürülmekte ve sanıklar mahkemelerde iyi hal, haksız tahrik, saygın tutum gibi takdiri indirim sebeplerinden yararlanmaktadır. Takdiri indirim sebeplerinin çoğunlukla kadınlar aleyhine ve erkekler lehine uygulanması kadına yönelik şiddeti tırmandıran bir diğer sebeptir.
Adalet Bakanı Bekir BOZDAĞ’a mağdurun kadın sanığın erkek ya da mağdurun erkek sanığın kadın olduğu şiddet içerikli davaların sayısı ve bu davaların kaç tanesinde iyi hal, haksız tahrik, saygın tutum gibi takdiri indirim sebepleri uygulandığını soran CHP İstanbul Milletvekili Didem ENGİN, kamuoyu vicdanını derinden yaralayan takdiri indirim sebeplerinin cinsiyetçi bir bakış açısı ile uygulanmasının önüne geçmek için hakim, savcı ve diğer Adalet Bakanlığı personeline yönelik toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddetin sebepleri, kadına yönelik şiddetle mücadelede başarılı olmuş ülke örnekleri gibi konularda hizmet içi eğitim verilip verilmediğini ve takdiri indirim sebeplerinin kadına şiddeti meşrulaştıran ve koruyan bu yanlı tutumunun önüne geçmek ve hukukun toplumda zedelenen saygınlığını, itibarını geri kazandırabilmek için neler yapıldığını sordu.
İçişleri Bakanı Efkan ALA’ya yönelik olarak da Belediyeler Kanunu’na göre ülkemizde açılması gereken sığınmaevi sayısı ve mevcut durumu soran Didem ENGİN, gelişmiş ülkelerde 1970’li yıllardan bu yana var olan kadın sığınmaevlerinin, ülkemizde, Belediyeler Kanunu’na rağmen halen yeterli sayıda ve kapasitede olmadığını, Hükümetin ise sorumluluğu yalnızca yerel yönetimlere bırakmasının sorunu çözmek için yeterli olmadığını belirtmiştir.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)