Son Dakika Haberler

DİRENME HAKKI DEDİĞİMDE İTİRAZ ETMİŞLERDİ

DİRENME HAKKI DEDİĞİMDE İTİRAZ ETMİŞLERDİ
Okunma : 665 views Yorum Yap

 
Kk-grup
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satırbaşları şöyle:
Saat 22 civarında uçağımız kalktı, 11’i geçe uçağımız İstanbul’a indi. Cep telefonlarımızı açtığımızda darbe yapıldığı yönünde bilgiler vardı. İlk tepkim şu oldu; biz darbeye karşıyız dedim.
Eski Bakan Hayati Bey de inanamadı. Karşı çıktığımızı ifade ettik. dışarı çıkmamızın güvenlik açısından doğru olmadığı ifade edildi. Ben hemen İstanbul il başkanımıza Ankara’ya dönmemiz gerekiyor dedim. Sabiha Gökçen’den de gitmenin mümkün olmadığı ifade edildi. İstanbul’dan VIP salonundan çıkması çok güvenli değil dediler. Koruma arkadaşlar ön çalışma yapalım dediler. Sonra bilgi geldi Hayati Bey de Ankara’ya dönmek için çaba harcamış. Korumalar güvenlik açısından sorun yok dediler. Çıktık, tankların ilerlediğini gördük! Sizinle ilgili otele girilen rezervasyonu gerçekleştirirsek sorun olur dediler. Biz de Bakırköy Belediye Başkanımızın evine gittik.
“HANGİ GEREKÇEYLE YAPIYORSUN”
Ankara’da genel merkezdeki arkadaşlarla da sürekli haberleştik. Sayın Başbakan’a ulaşmak için çaba harcadık ama başarılı olamadık! Bir metin hazırladık medyaya servis ettik. Bu girişi şunun için anlatıyorum; 21. yüzyıldayız. Hangi gerkeçeyle siz darbe yapıyorsunuz? Eğer bir sorun varsa biz parlamento içinde bu sorun çözülebilmeli! Demokrasi; görüşü ve inancı ne olursa olsun hepimizin ortak görüşü olmak zorundadır!
Demokrasiye karşı darbe girişimi oldu. Parlamenter demokratik sistemini yaşatmak isterken bu sistemi çökertmek isteyenler hayal kırıklığı yaşamıştır.
DEMOKRASİYİ SAVUNMAK GÖREVİMİZ
Demokrasiyi savunmak temel görevimiz. Neden? Cumhuriyet, kanla, acıyla gözyaşıyla kurduk. Altın tepsi içinde gelmedi. Cumhuriyeti kuranların en büyük hedefi Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmaya çalışmaktı. Demokrasiyle taçlandıracağız. Ana hedeflerimizden biri de budur.
Ben önce parlamentoya gelip Meclis açılışına katılan milletvekillerime yürekten teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet kurulduğu zaman Türkiye bütün mazlum ülkelere örnek oldu! Bugün yine aynı mazlum ülkeler Türkiye’deki cumhuriyet ve demokrasi anlayışını örnek aldılar.
DİKTAYA, PADİŞAHA KARŞI…
Cumhuriyet kurulduğunda okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 7’ydi. Kadınlarda binde 8. Siz seçim sandığını koysanız başına okuma yazma bilen adam koyamayacaksınız. Millet okuma yazma seferberliği başlattı. Demokrasi ancak bilinçli yurttaş olarak geliştirebileceğimiz bir kurum. Demokrat demekle demokrat olunmuyor. Önce evinizde demokrat olacaksınız, sokakta demokrat olacaksınız. Her şeyi ben bilirim değil istişareyi bileceksiniz. Bu da okumayla insanı sevmekle olur. İnsanlar yaşamı boyunca insanlığın ağır bedeller ödediği bir süreci görürsünüz. Diktaya karşı, padişaha karşı, her dönemde baskı yapanlara karşı özgürlük mücadelesi verenler demokrasiyi geliştirmişlerdi
TEŞEKKÜR EDİYORLAR. DİLİMİZDE TÜY BİTTİ
Demokrasi demekle demokrat olunmaz. Demokrasi soradan bir olay değildir. İnsanların ağır bedeller ödediği süreçlerdir. Padişaha, dikltaya karşı… İnsanlık tarihi mücadelesidir bu aynı zamanda.
Türkiye Cumhuriyeti demokrasi yolunda ağır bedeller ödemiştir. İdam masaları kurulmuştur. Her darbe sonrası en ağır bedeli Cumhuriyet Halk Partisi ödemiştir. Arşivlerimize el konulmuş ve yöneticilerimiz gözaltına alınmıştır. Demokrasiyi ve cumhuriyeti savunmayacaksak neyi savunacağız. Parlamenter demokrasiden bahsediyoruz. Bütün bu olayların önünde geçmek için bu kavramı söylüyoruz. O kadar ki bü ülkenin Anayasa’sına değiştirilemesi dahi teklif edilemeyecek maddeyi koyduk. Demokrasiyi geliştirme söz verdik. Hepimizin savunması gerekn bir kavramdır demokrasi. Türkiye’nin gelişmesi demokrasiye bağlıdır. Bir ülkede demokrasi yoksa bir kişinin düşüncesi, sözü geçer. Demokraside çok seslilik vardır. Herkes düşüncesini rahatça ifade eder.
Teşekkür ediyorlar. Niye. Bu zaten bizim görevimiz. Demokrasi savunmayacaksak neyi savunacağız? Dilimizde tüy bitti. Parlamenter demokrasi diyoruz. Bütün bu olayların önüne geçmek için arkadaşlarım.
ANAYASA’YA BAĞLI DEĞİLSEN DEMOKRAT DEĞİLSİNDİR
Bir ülkede demorkasi yoksa bir kişinin sözü geçer. Demokrasi bir kurallar bütünüdür. Bir ahlaki yapıdır. Demokrasi sadece seçimden seçime gitmek demek değildir. Demokrasi hukukun üstünlüğü demektir. Demokrasi aynı zamanda eşit yurttaşlık demektir.
DİRENME HAKKI DEDİĞİMDE İTİRAZ ETMİŞLERDİ
Anayasa’ya ve ettiğin yemine bağlı değilsen demokrat değilsin demektir. Medya istediğini yazacak. Medyanın özgürlüğünün kıstılandığı yerde özgürlükten bahsedemezsiniz. Demokrasi aynı zamanda din ve vicdan özgürlüğü demektir. Demokrasi aynı zamanda direnme hakkını kullanmaktır. Direnme hakkını söylediğimde bazı çevreler itiraz etti.
Farklı görüşlerimiz olabilir, benim görüşlerimi beğenmeyebilirsiniz. Ama bu ülke bizim ülkemiz. Ama biz bu ülkeye yaşanabilir bir ülke bırakmalıyız.
Bütün baskılara direnen medya, halkın direnme hakkını kullanması için imkan yarattı. Düne kadar düşman bilinen medya demokrasinin sesi oldu. Biz medyaya da şükran borçluyuz.
“MEDYAYA SALDIRANLAR…”
Düne kadar medyaya saldıranlar şimdi bir hesaplaşma yapmalı.
Türkiye tarihinin en derin krizlerinden birini yaşıyor demiştim. Dışpolitikamız, eğitim sistemimiz sorunlu, dış ilişkilerimiz sorunlu demiştim. Bu sorunların çözüm yolu özgürce konuşmaktan geçer. En iyisini ben düşünürüm dediğiniz andan itibaren Türkiye’deki en tehlikeli yönetim anlayışını ortaya koymuş olursunuz. Bir adamın ülkeyi ben yöneteceğim anlayışı demokrasi için en büyük tehlikedir.
DEVLET YÖNETİMİNDE LİYAKAT VURGUSU
Bu sorunları yaşamamızın bir nedeni var. Devlet ve siyaset farklıdır. Bakan olmanız için tek şart var, ilk okul diplomanız lazım. Ama bürokrat olmak için 4 yıllık diploması olması lazım. Liyakat bunun için değerli.
Devlet yönetiminde kin olmaz, öfke olmaz. Sağduyulu olmak lazım. Devleti yönetirken sağduyunuzla devleti yöneteceksiniz. Kar esasına göre devlet yönetilmez.
Devlette liyakat sistemi için rahmetli Ecevi KPSS’yi getirdi. Liyakatın temeli bilgidir. Liyakat sisteminin geçerli olduğu bir demokraside herkes kendi görevini yapacaktır. İşi ehline vereceksin. Şube müdürü olabilmeniz için devlette 10 yıl çalışmanız lazım.
43 yaşındaki bir kişiyi Anayasa Mahkemesi Başkanvekili yapıyorsunuz. O göreve gelene kadar da çeşitli görevlerde sadece bir gün çalışmış gösteriliyor. Bir darbe girişimi oldu hep beraber karşı çıktık. Meclis Başkanı ve 4 partinin genel başkanı ortak bir metne imza attık. Buna demokrasi manifestosu diyoruz. Az önce söylemiştim, devlet adaletle yönetilir.
ASKERLERE LİNÇ: DARBECİLERDEN NE FARKI VAR?
Darbe girişiminde bulunanlar Hukuk içinde hareket edilmelidir. Gözaltına alınan er ve erbaşlar var. Askerlik yapan bilir, siz er ve erbaşı linç edemezsiniz. Ne günahı var onları! O çocukları biz ellerine kına yakarak askere gönderiyor. Bırakıyorsun rütbelileri gariban askerleri linç ediyorsun! Darbecilerden ne farkı var!
BU AİLELERE SAHİP ÇIKACAĞIZ
Bu ailelere sahip çıkacağız, bu ailelerin çocuklarına sahip çıkacağız. Arkadaşlarıma talimat verdim. Bu aileleri bulacağız.
CUNTACI VAR DİYE ORDUYU HEDEFE KOYMAYIN
Başbakan’dan da istirham ettim, linç girişimine karışanları unutmayın. Bir şeyden de ayrıca kaçınmamız lazım. Orduya biz Peygamber Ocağı diyoruz. Bir grup Cuntacı var diye bütün orduyu hedefe koyamayız. Türkiye’nin burada gücü olacaksa ancak güçlü bir Türkiye’de bu olur! Elbette polisimize de sahip çıkmalıyız.
Cezayı ancak ve ancak mahkemeler verir. Sokağa çıkan vatandaşlarımın sükunetle hareket etmesi çağrısını yapıyorum. Provokatif eylemlerden özenle kaçınılması lazım. Birileri provokasyon yapabilir. Sayın Başbakan’a da söyledim. Elinde silah şunları şunları öldüreceğim diyen adamı da sizin tutup yargılamanız gerekiyor.
Bütün siyasi partilerin oturup bir özeleştiri yapması lazım. Yanlışlar neydi, ısrar neydi? Samimi bir özeleştiriye ihtiyacımız var.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)