Şifre tartışmalarıyla sancılı başlayan 1 milyon 700bin
gencimizin geleceğini heba ederek , geçirdiğimiz bu şaibeli süreç ve sınav
maratonunu ardından dün ÖSYM başkanının rotasında giden sınav gemisi dümeni
kilitlenerek karaya vurmuştur. bunca gencimizin emeğini, geleceğe dair
ideallerini (YGS) hapsinde şaibeli olarak bitirmesinin sorumluluğun farkında
olmadığından sorumsuzca bir davranış biçimiyle son bulmuştur.

Bir açıklama yapma gereğini hissetmeyen (ÖSYM) başkanı
sadece internet sayfalarından kaderlerine terk edilen gençleri sınav
sonuçlarını takip etmek zorunda bırakmıştır. sınav sonuçları takibinde puan
hesaplamalarında bile puanları netinin şokunu yaşamaktadır.

Aileler ve gençler perişan bir vaziyette olması bu
olayın böyle karmaşık bir şekilde yapılması eğitimde güveni ne kadar
sağlayacaktır. şifre var kopya yok denmesi bu sınavın ne kadar ciddiye
alındığını gösteriyor. Başarılı öğrencilerimizin sevincini ve başarısını
toplumda yaradana sığınmak zorunda bırakıldığını eğitimde nerelere geldiğimizi
ve bu gençleri eğitimden değil tanrıdan medet umar hale getirmiştir.

TÜRKİYEDE eğitim sistemimizin son geldiği nokta budur.
kazanamayan 38 bin 269 kişi 0 çekmiştir. Bu güne kadar aldığı yetersiz eğitim
eksikliğini bu gençlere sıfır olarak dönmesi hiçte şaşırtıcı değildir.
Gençlerimizin bu sınavlarda güveneceği bir kurumun olmamayışı acı bir gerçek değilmidir.
Çarşamba günü (YGS) sınav sonuçları açıklandığında (ÖSYM) başkanının basının
karşısına çıkıp hayalleri ve emekleri heba olmuş gençliğe basın toplantısı
yaparak bir yanlış yapılmıştır, kazananın ve kazanamıyanın karıştığı bir durum
olmuştur. (ÖSYM) başkanın bu konuda sınava katılanlardan özür dilemesi en doğru
karar olurdu.

1milyon 700 bin sınava giren öğrencimizin bu başarıyı
ortak kutlaması gerekmezmiydi. Bu haraketle öğrencilere Ailelere karşı
kaybedilen güven kazanılmalıydı. Bunun aksini düşünen olmadığına eminim. (ÖSYM)
başkanı kama oyunundan kaçması gerçeklerle yüzleşmekten çekinmesinin mesajıdır.
Beni düşündüren 38bin 269 sıfır çeken gençlerimizin akibeti ne olacak. Bu
konuda gelecek seneki sınavlarda bir förmül düşünelecekmi. Bugün bir gazete
manşetinde içimi acıtan 38bin gencin sadece adını doğru yazması haberini
verdiğinde bu gençlerimizin suçu eğitim eksiklikleriyle devam eden ve bugüne
kadar yapılan hataların bedelinin vebalini bu gençliğimize yükleyerek
sorumluluktan kaçamayız. seçim projelerinin havada uçuştuğu tüm partilerin
eğitim konusunda ciddi bir yaklaşım göstermemesi medyanın çılgın projeyle
kilitlendiği ve herkesin aş , iş, eğitim, bilim, kültür, sağlık eğitim
seferberliği beklerken milyar dolarlara mal olacak projeyle avutmak istenmesi
dikkatleri başka yönlere çekerek gerçek sorunları hasıraltı etmek değilmidir.

TÜRKİYEDE bu kadar çok problemlerin olduğu bir dönemde
bu projenin çıkarılması düşündürücü değilmidir? Bu projeye ayrılmak istenen
bütçeden bir kısmı eğitim sorunlarına ayrılsaydı daha doğru olmazmıydı? Her yıl
sınav sonuçları açıklandığında gazete manşetlerinin, dersanelerin egolarını
tatmin etmesi gençlerin başına o dersanelerin şapkaları ve tişortleriyle
reklamlarını yaparak bu başarıdan pay kapma savaşı ne kadar adildir acaba? Bu
konuda eğitimin okullarda değil dershanelerin başarısıdır çizgisine çekilmesi
ayrı bir tartışmadır. Gençlerin ailelerine dershane yoksa başarıda yok
denmektedir. Ekonomik şartlarda zorlanan aileye nasıl bir çözüm getirilmesi
öneriliyor acaba? Bence sınıfta kalan gençliğimiz değil, eğitim sistemimizdir.
Çılgın projelerle eğitim,iş, vs. alanlar kaynatılmaktadır.Gençliğimizde
gelecekte bırakacağımız doğal ortamı bile esirger hale geldik.Çılgın projede
istanbul’ un cigerleri kuzey ormanları kentin son temiz doğal alanları bile yok
olacaktır.Bence herşey çılgınca devam ediyor.Sonuç ne olur bilinmez,tek
ümidimiz bu gençlik mutlaka birgün dağın arkasında gizlenen güneşi aydınlığın
meşalesi ile kucaklayacaktır.

AYSIN GÜNEN