Rektörü Prof. Dr. Mustafa Küçük, “Gençler bizim geleceğimiz. Bizim onlara alt yapı hazırlamamız lazım. Onların istekleri bizim yerine getirmemiz gereken gereklilikler olarak karşımıza çıkmalı. Biz Z kuşağını yönetme iddiasında değiliz, bizim onlara gerektiği zaman, yardımımıza ihtiyaçları olduğu zaman yanlarında olmamız lazım. Z kuşağının eğitim anlayışına uyum sağladık. Öğreten, bilen hoca devri kapanıyor. Biz onların yol arkadaşıyız. Hocalarımız da çok yönlü ve renkli. Z kuşağına samimi olmak zorundayız.” sözleriyle yeni nesli hangi anlayışla ele aldıklarını ifade ediyor. Kurulduğu günden itibaren eğitimde yenilikçi vizyonu ve kalitesiyle başarıyı yakalayan Atlas Üniversitesi, öğretim kadrosunda da yenilikçi vizyonunu ortaya koyuyor. Z kuşağının dilinden anlayan ve bunu eğitim politikaları ve öğretim kadrosuyla ispatlayan Atlas Üniversitesi, akademisyenliği kafalarda canlanan tekdüzelikten çıkararak tam da Z kuşağı gibi ‘çok yönlü’ akademisyenleriyle dikkat çekiyor.
Müziğin evrenselliğiyle yabancı dillerin buluşması…
Atlas Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü’nde akademisyen olan Alaz Pesen, müzikle dedesi Hasan Mutlucan’ın türküleri aracılığıyla tanışmış bir müzisyen. Annesi ve babası da müzisyen olan Pesen, müzisyen olmaya cesaret edemediğini, Boğaziçi Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümünü tercih ederek üniversite yıllarında sözü ve müziği kendisine ait olan şarkıları seslendirdikleri bir grup kurduklarını ifade ediyor. Müziği akademik hayatıyla harmanlayan Alaz Pesen, yüksek lisans tezini de şarkı çevirileri konusunda yapmış. Müzikle akademik yaşamı harmanlayarak yeni bir bakış açısı geliştiren çok yönlü bir akademisyen olan Pesen, ‘Akademisyenlik aynı zamanda bir yol göstericilik.’ diyerek her anlamda öğrencilere örnek olmaları gerektiğini ifade ediyor.
Spor, motor tutkusu ve diş hekimliği…
“Akademisyen olmasaydım futbolcu olurdum.” Bu cümlenin sahibi Atlas Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi akademisyeni Bülent Katiboğlu… Anadolu’nun birçok yerinde yaşamış, futbol kariyeri çocukluğunda Çanakkale Biga Spor Kulübü alt yapısından İstanbul Karagümrük Spor Kulübü’ne kadar uzanan Katiboğlu aynı zamanda motosiklet tutkunu ve motosikletle Türkiye ve Avrupa’nın yanı sıra dünyanın birçok yerini dolaşmış. Öğrencilerin spor ve sosyal alanda hayata çok iyi hazırlanması gerektiğini savunan Katiboğlu, “Biz öğrencilerimizi burada her şekilde bir spor kurulu oluşturarak spora yönlendireceğiz. Bu çocuklarla biz beraber kliniğe de gireceğiz, beraber çalışacağız, ellerinden tutacağız. Özellikle diş hekimliği usta-çırak mesleği. Dolayısıyla bunu yaparken sporumuzu da beraber yapacağız, problemlerimizi de beraber çözeceğiz, beraber ilerleyeceğiz.” sözleriyle gençlerin akademik başarılarının yanında hayatın diğer alanlarında da yanlarında olduklarını anlatıyor.
Sanatla dolu bir hayat…
35 yıldır tiyatro üzerine yazıp çizdiğini ifade eden Gülşen Sayın, Atlas Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü’nde akademisyen ve aynı zamanda tiyatro ve sinema eleştirmeni… Hayatını sanatla dolu yaşadığını söyleyen Sayın, dersleri didaktik bir şekilde değil de öğrencilerin kendilerini tiyatro sahnesinde hissedecekleri şekilde sunduğunu, eğlenirken öğrettiğini ifade ediyor. Derste interaktifliğe son derece önem veren Sayın, Z kuşağını bu şekilde tanımlıyor ve akademideki rolünü de bu tanıma uygun sürdürüyor: “Türkiye’nin ihtiyacı olan o sevecenlik o sevgi doluluk dünyayı kucaklama Z kuşağında var. Tek istedikleri o kucaklamayı yapmadan evvel karşıdan da adım atılsın. Karşıdan da açılmış kucak bekliyorlar. Bir sevgi, biraz güven duygusu istiyorlar.”
Çeviri, seslendirme ve müzik bir arada…
Uzun yıllardır çeviri ve seslendirme yapan Özüm Arzık Erzurumlu, Mütercim Tercümanlık Bölümü akademisyeni ve aynı zamanda Oscar ödüllerinin simultane çevirmeni… Boğaziçi Mezunlar Korosu’nda korist olan Erzurumlu, uzun zaman oyunculuk da yapmış. Çeviri ile uğraşan kişilerin gündemi her zaman takip etmesi gerektiğini ifade ediyor ve öğrencilerine podcast dinleterek bu podcastler üzerinden ödevler vererek derslerde kullanıyor. Erzurumlu amacını, “Öncelikle teknolojiyi iyi kullanan, faydalanan gençler yetiştirmek istiyorum.” şeklinde dile getiriyor.
Eğitimde Z kuşağı etkisi
1995 yılından sonra doğan ve Z kuşağı olarak adlandırılan, teknolojiye ve yeniliklere düşkünlükleri ile bilinen yeni neslin akademik hayatlarında kurumlardan beklentileri, yeni nesil üniversiteleri de şekillendiriyor. ‘Z kuşağı, öğrenme sürecine dahil olan, sosyal tecrübeyi önemseyen, kariyer odaklı, pasif olmayı reddeden, interaktif, dijital öğrenme araçlarını kullanan ve bilgiye hızlı erişimi seven bir kuşak. Aynı zamanda bilgiyi deneyimle birleştirerek, uygulayarak ve farklı farklı pratikler ile öğrenmek istiyorlar. Bilgiye kolay ulaşan ve teknolojinin içine doğan Z kuşağının, çok yönlü ve sosyal eğitim anlayışını benimseyen bir nesil olduğunu gözlemliyor, programlarımızı ve akademisyenlerimizi de bu yapıya göre organize ediyoruz.’ diyen Atlas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Küçük, Z kuşağının klasik eğitim metodları haricinde kariyerlerinde uluslararası derinlik aradığının altını çiziyor.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)