Sarıyer: Ali- Bahri, Şahin, Özgür, Şaban- İtter (Hikmet), Adem
(İsmail), Mahmut, Bertul- Murat (Alim), Yaser
VE MAÇ..Ligin altıncı hafta maçları oynanırken şüphesiz bu haftaya
kadar ligin en kötü maçını ve en kötü iki takımını izledik. Hele
Sarıyer için utanç verici oldu. Oysa deneyimli bir antrenör işbaşına
getirilmişti, iyi bir kadro ile bir futbol bekleniyordu… Nerede?
Koca maçta uyurgezer Sarıyerli futbolcular, yere yatan ve ayağa
kalkmayı beceremeyen Amed’liler. Koca maçta hiç önemli pozisyon
yaratılamaz mı? Hiç rakip alanı zorlayan pas trafiği yaratılamaz mı?
Hiç üç beş dakikalık baskı kurulamaz mı? Hiç kapanan rakibi açmak için
bir taktik uygulanamaz mı? Rakip sanki yeminli gibi! Kapanıp durdu.
Sarıyer ise nasılsa yeneriz anlayışı içinde sahada gezindi. Pozisyon
bulmadı mı buldu. İlk yari bir, ikinci yarıda da bir olmak üzere
Bertül iki kez direğe takıldı. Bir kafa şutunu rakip kaleci kornere
çıkardı. Oyunun tek kombine akını denilebilir ki bu akında Bahri
sağdan ortaladı Mahmut zor bela kafa ile golü attı. Santra ile sevinç
Sarıyerlilerin kursağında kaldı. Zira santra ile topa Sarıyer defansı
hakim oldu. Kendi aralarında al gülüm ver gülüm ve Özgür’ün
(yanılmıyorsam) hatalı pasına rakip Muhammed hakim oldu ve bu futbolcu
kaleci Ali’nin de ceza çizgisi üzerine kadar çıktığını görünce
aşırtma bir vuruşla golü attı. Maç ta böyle 1-1 sona erdi.
Rakip takım futbolcuları maçın 15 – 20 dakikasını yere yatıp
kalkmamakla çaldı. Ve puanı kaptı. Bu maçın kaybedeni elbette ki
Sarıyer oldu. Zira yeni teknik kadronun takımı toparlaması ve iyi
futbol oynatması ve iyi sonuç alması bekleniyordu ama beklenen olmadı.
Şaban Hoca meğer Sarıyer’i hiç tanımıyormuş! Pes dedim…
Futbolda kural en iyi kadroyu sahaya sürmektir. Saşan Hoca, bunu
yapmadı ya da yapamadı. Hala sakatlığı devam eden Özgür’ün oynatılması
bence Özgür için riskti, tedirginliği bunu gösterdi. Takımın
ateşleyici gücü olan altyapıdan yetişen Doğukan ilk on birde
olmalıydı. Yaser hala kendine gelmiş değil, Murat yetersiz, Adem
ağabeylik yapmalı ama oynamalı da böyle olmaz, bir tercihte
bulunmalı..İlter iyi gözüküyor ama bal yapmıyor…. Ayakta kalan
Şaban, Mahmut, Bertü ve biraz da Bahrican’dı.
Saban Hoca, hangi hakla elinizde bomba ile dolaşıyor ve bunu
kullanıyorsunuz. Takımın santraforu Yaser iyi değil, nerede Kubilay ya
da Okan sakatsalar başka. Yaser, Sarıyer’in gol gücü amenna! Ama
Murat’ı çıkarıp Doğukan’ı oyuna alacak yerde stopper Hikmet’i oyuna
alır ikinci santrafor olarak ileri sürersen bombanın fitilini de
çekmiş olursun ve takımı da ören yerine çevirirsin. Hiç yakıştı mı?
Hikmet belki de hayatında ilk defa forvet oynadı. Adama ne kastın var.
Maalesef Sarıyer’in ağırlığını taşıyacak gibi görünmedin! İzlemeye
devam edeceğiz..
Ya yönetim kurulumuzun? Ne yaptıklarını hala anlamış değiliz. Her
sezon 10 – 15 futbolcu transfer ediyorsunuz, bari karpuz seçer gibi
seçip alın…Arkadaşınızın arkadaşı menajerlere esir olmayın. Onlar
çıkarı için, manav gibi malım kötü demez! Size her tavsiye edilen
futbolcuyu alırsanız, beklediğinizi elde edemezsiniz. Hala Sarıyer
takımında bir genel kaptan yok (Kağıt üzerinde var tabii, Ali
kardeşimizi asla eleştirmiyorum). Sarıyer profesyonel takımında forma
giymiş kendini kabule ettirmiş onca isim var. Bunlardan biri yönetim
kuruluna alınabilir ve genel kaptan yapılabilirdi. Ya da yönetim
kurulu dışından her hangi birini görevlendirebilirdiniz. O kadar çok
isim var ki, Esat Bayram, Cenk Tekelioğlu, Erdem Acar, Ahmet Yılmaz,
Ahmet Sert, Aykut Kocabal, Hakan Özgerçek, Engin Ülker, Cengiz
Güzeltepe, Mehmet Kaplan, Hakan Çimen ve daha niceleri… Yönetim
olarak aynı zihniyetle gitmeye devam ederseniz çok yıllar emekleriniz
boşa gider, pankratta okuduğumuz gibi MAZİMİZLE YAŞARIZ.
NOT EDELİM: Maçta güzel şeylerde oldu. AMED’li futbolcuların hemen
hepsinin istiklal marşını söylemesi müthişti. Kale arkası tribünde
asılan görkemli Türk Bayrağı harikaydı ama bence yersizdi. Zira Türk
Bayrağı burada biraz da kin amaçlı kullanılıyor gibi geldi bana. Her
maçta aynı şekilde Türk Bayrağı oraya konulsa sözü bile olmaz ama
sadece Amed maçı seçilirse, iş spordan başka yere kayar, sporun
dışına çıkar.Tetkik etmek gerekir AMED ‘in kadrosunda kaç Diyarbakır
doğumlu futbolcu var? Belki de hiç yoktur…
Bir de hemen her maçtan önce okuduğumuz İstiklal Marşı olayı var. Bu
anarşi ve PKK katliamlarına tepki olarak doğdu ve heyecanla
kullanıldı. Ama öyle hale geldi ki İstiklal marşı okurken gözleri
yaşaranların yerini maalesef saygısızca konuşan, gülenler,
şaklabanlık yapanlar aldı. Türk bağımsızlık senetlerinden biri olan
İSTİKLAL MARŞIMIZIN artık, bir düzen içinde ve her spor
karşılaşmasında değil gerektiği yerde okunması kararı verilmelidir.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)